Bir elin nesi var, iki elin sesi var. Ne kadar fazla ekran boyutu, o kadar iyi. Artık görüşüm bu şekilde. 49″ monitöre paranız yetmiyorsa (hele bu döviz kuruyla nasıl yetebilir ki?) iki adet monitör kullanmak da bir çözüm.
Okyar Atilla’nın Photoshop serisini gördünüz mü? Bu seride kısa kısa bazı ipuçları, temel bilgiler, kısayollar gibi bilgiler veriliyor. Resim işlemek için en önemli aracınız ne? Bence monitör. İyi, yeterince büyük bir monitör, resim işlemeyi gerçekten keyifli hale getiriyor.
Olmuşken bol olsun
Bu Dell tam canavar. İki 24″ monitörün yan yana konmuş hali gibi düşünün. Tek bir USB-C ile bağlayabiliyorsunuz ve ekranı birkaç bölgeye ayırabiliyorsunuz. Kullanmak genel olarak eğlenceli. İyi güzel ama 3 sorunu var:
- Her ekran kartı bu çözünürlüğü desteklemiyor
- Kavis yeterince fazla değil bence, bu yüzden monitör biraz yakınsa kenarları düzgün görmek için kafanızı biraz eğmeniz gerekiyor çünkü kenarlar biraz kararıyor (açıdan dolayı). Samsung’un Oddysey serisinin eğimi biraz daha fazla
- Eşşşşşşek gibi pahalı. Bu boyutta bir monitör Türkiye’de en az 10 bin TL.
Eğer tek bir 49″ monitör alamıyorsanız 2 adet monitör kullanmayı deneyin.
Birkaç senedir ofisimde 2 adet 27″ 1440p monitörle çalışıyorum. Covid 19 yüzünden Mart’tan beri evdeki 24″ 1080p monitöre kalınca büyük ve çoklu monitörle çalışmaya ne kadar alıştığımı anladım. Bir ekrana Excel diğerine PDF rapor, birinde Arthenos diğerinde Word… Pencere indir-kaldır yapmadan aynı anda iki görünüme bakabilmek çok avantajlı.
Evde bir monitörüm zaten vardı, ofisten bir tane daha getirip iki monitörle çalışmaya başladım. İlk başlarda bu çözüm iyiydi ama yavaş yavaş evdeki masamın ofis masasından daha ufak olduğunu farkettim! İki monitörü yanyana koyunca dizüstü bilgisayara yer kalmıyor, ek olarak monitörlerin ayakları da çok yer kaplıyor. En son kara cumadan 32″ 4K bir monitör aldım ve bu monitörün ayağı gerçekten de masada ciddi yer kaplıyor. Bu arada, 32″ monitöre Norveç’te verdiğim para Türkiye’deki fiyatın tam %51’ine denk geldi. Enteresan…
Biraz araştırdım ve çözümü şöyle buldum:
Gördüğünüz gibi monitörlerin alt ayakları yok, onun yerine arkalarından VESA bağlantısıyla ikisini de masaya bağladım. Ek olarak, soldaki 24″ monitörü (1080p) dik çevirdim, böylece raporları ve internet sitelerini okumak daha rahat oluyor. Sağdaki 32″ 4K monitörü yatay bıraktım, böylece fotoğraf izlemek, fotoğraf işlemek, video izlemek, risk analizi yazılımını kullanmak gibi işleri daha etkin yapabiliyorum.
Alt ayakları kaybolunca özellikle 32″ monitörün altında ciddi yer kazandım, o bölgeye kitap, fotoğraf makinesi, kalemler, klavye/fare gibi bir çok eşyayı koyabiliyorum. Soldaki dik monitörü de en geriye itiyorum böylece onun da önünde ciddi yer kazancı oluyor.
VESA Nedir?
VESA’nın açılımı “Video Electronics Standards Association”. Kısaca elektronik alanında bazı standartlar yaratmayı amaçlayan bir kurum. Şu anda yaklaşık 300 üye firması var.
VESA’nın standartlarından biri de monitör ve televizyonların arkasından asılmasını sağlayan yuvaların boyutları. Örneğin VESA 200×200 demek şu anlama geliyor:

Son derece basit. Benim monitörler VESA 100×100, o yüzden 100×100 uyumlu askı aparatı almam gerekti. Televizyonlar için de mantık aynı. Örneğin televizyonu duvara monte edecekseniz televizyonunuzun bağlantısının VESA standardına bakın ve ona uygun aparat alın. Bir de unutmadan, televizyonu duvara bağlayacaksanız duvar tipine uygun vida alayı da unutmayın. Yeni evlerde bölme duvarları tuğla olmayabiliyor.
Bazı monitörler VESA uyumlu değil, yani kendi ayağı harici birşey takamıyorsunuz. Eski Apple IMAC bilgisayarlar böyleydi. Galiba yeni IMAC Pro alırken “aparat adaptörü” gibi bir aleti ayrıca alabiliyorsunuz, böylece monitör VESA uyumlu hale geliyor ama tabii ki Apple söz konusu olunca herşey ekstra ücret mukabilinde…
Askı aparatı çeşitleri
Ev ve ofis tipi askılarda temel olarak 2 tip askı var: Mekanik, ve gaz pistonlu. Mekanik olanlar vidalarla ve yaylarla sabitleniyor ve bunların da alt tipleri var. Gaz pistonlu olanlarda içinde gaz olan pistonlar var, bu piston monitörü istediğiniz konuma sürüklemeye yarıyor.
Mekanik olanların da türleri var. Bazılarında sadece ileri-geri oynamaya izin var, bazılarında her yöne oynamaya izin veriyor, bazılarında monitörler duvara monte edilmiş raylar üzerinde kayabiliyor vs… Askı ne kadar çok yöne harekete izin veriyorsa o kadar pahalı oluyor diyebilirim. Mekanik askılar gaz pistonlara göre daha uzun ömürlüler.
Gaz pistonlular genel olarak en pahalıları çünkü monitörü askıya taktıktan sonra istediğiniz yere hareket ettirebiliyorsunuz ve bu hareket son derece sessiz oluyor (yay mekanizmalılar zaman içinde garç gurç sesli oluyorlar). Yalnız gaz pistonluların bir derdi var: Ucuz olanların gazı zaman içinde kaçtığı için monitörünüz 2-3 sene sonra sürekli aşağı inebilir.
Askı aparatı kapasite ve boyutlar
Askılar 10″-32″ arası boyutundaki monitörlere uygun olabiliyor, ayrıca bir de kütle kapasitesi oluyor. Genelde 6 kilo kapasite gördüm. Satın alırken mutlaka kapasitesine bakın.
Tek ve iki kollular en yaygınları. 3 kollular da piyasada rahatça bulunuyor. 4 ve üzeri monitör takılabilen askılar artık özel amaçlı olduğundan hem az bulunuyor hem de kaliteli olanları çok pahalı.
Ben biraz hile yapıp 26″ kapasiteli mekanik bir Hama askı aldım çünkü hem alet çok ucuzdu hem de o güne özel %20 indirim vardı. Kutusunda 10″-26″ monitör uyumludur yazmasına rağmen benim 32″ ve 24″ monitörlerim yanyana yatay olarak durabiliyor ama bu durumda kolları tamamen açmam gerekiyor. Bir monitörü düşeyde tutunca hiç sorun yok. Aparat mekanik olduğundan ve 6 kg kapasitesi olduğundan 32″ monitörü de sağlam bir şekilde tutuyor.

Dikkat ederseniz masaya bağlanma noktasında iki vida var. Çoğu askı aparatı tek vidayla gelirken bu model iki taneyle geliyor, böylece masaya daha sağlam bağlanıyor. Bu modelde iki monitörü bağımsız olarak yukarı-aşağı hareket ettiremiyorsunuz. Buna imkan veren mekanik askılar da var ama böyle bir ihtiyacınız varsa en güzeli kaliteli bir gaz pistonlu model almak.
Bu model masada deliğe ihtiyacı olmayan model. Bazı askılar masaya bağlanmak için masada delik olmasına ihtiyaç duyuyor, bazısında ise askıdaki vidaları çevirip sıkıştırıyorsunuz:
Askı alırken buna da dikkat edin.
Aşağıda bazı farklı kombinasyonlar gösterdim:
Duvara monte edilen modeller de var. Benim düzenime bunlar uymuyor ama masanızın arkasında duvar varsa askıyı duvara da monte edebilirsiniz.
Tek monitörünüz varsa bile tek kollu bir aparat kullanmak bayağı ergonomik oluyor. İstediğinizde monitörün yerini-açısını değiştirmek büyük kolaylık. Örneğin çizim yaparken yatay duran monitörü, yazı yazarken dik hale getirip biraz geriye itip yukarı kaldırabilirsiniz.
Gördüğüm kadarıyla benim satın aldığım Hama ayarındaki askılar Türkiye’de 400-800 TL arasında değişiyor. Masanızda bunu bağlayacak yer varsa, ucuz bir ikinci monitör alıp bu apartla kullanmanızı öneririm.
Çok güzel. Uzay üssü gibi görünüyor.
Keşşşke benim olsaaa 😀
Uzun zamandır. İki monitörün kullanım keyfini çıkarıyorum. Ancak bunlardan biri dizüstünün ekranı diğeri de mütevazi 22 inch LG. Şimdilik daha farklı bir şeye ihtiyaç duymadım. Ama masada yer kaplama konusuna katılıyorum. En son bilgisayar mağazasında bu tarz aparatları görmüştüm. Sanırım hızla kullanımı artıyor. Hele iyice küçülen evlerde vazgeçilmez bir aksesuar olacak gibi duruyor.
İki ekran kullanmak çok büyük konfor. Yazı iştah kabartıyor. Ama en önemli kısım eksik kalmış. Ekranları bağlamak için bilgisayarın ya da ekran kartının ne gibi gereksinimleri olması ve işletim sisteminde herhangi bir ayarlama gerekip gerekmediği. Eğer bir Macbook dizüstü ya da IMac masaüstü bilgisayarınız yoksa, bilgisayarınız birden fazla ekranı desteklemeyebilir.