Steve McCurry’nin dünyayı dolaşan retrospektif sergisi İstanbul’da sunulup da gezdikten sonra “Fotoğrafçı” hakkında kısa da olsa bir yazı kaleme almak elzem olmuştu. Aksi zaten “Fotoğrafçıya” haksızlık olurdu…
“Evden çık veya konfor alanını terk et. Mutlaka uzak yerlere seyahat etmene gerek yok, ancak konfor alanından çıkıp, başka yerleri keşfetmen, dolaşman ve gözlemlemen gerekiyor.”
Steve McCurry Philadelphia, Pensilvanya’da doğdu. Pennsylvania Eyalet Üniversitesinde sinematografi okudu.
‘Bu hazırlıksız ortaya çıkan anları başarılı bir şekilde yakalamak çok fazla zaman, sabır ve istikrar gerektirir.’
Hindistan’a ilk seyahatini yaptı. Sonrasında Pakistan ve Afganistan’da aylarca mücahitlerle yaşadı. Burada çektiği fotoğrafların filmlerini, giydiği yıpranmış Afganistan geleneksel kıyafetlerine dikerek Pakistan sınırını geçti. Böylece fotoğrafları dünyanın görmesini sağladı.
“Dünyayı gezmeyi, farklı kültürleri ve manzaraları deneyimlemeyi seviyorum” diyor
McCurry ve yaşamından örnekler veriyor. Fotoğraf çalışmaları, çatışmaları, yok olan kültürleri, eski gelenekleri ve çağdaş kültürün güncelliğini kapsıyor.
McCurry, Robert Capa Altın Madalyası da dahil olmak üzere birçok ödüle layık görülmüştür.
Londra’daki Kraliyet Fotoğraf Derneği, McCurry’ye yaşam boyu başarı için Yüzüncü Yıl Madalyası verdi ve 2019’da McCurry, Uluslararası Fotoğrafçılık Onur Listesi’ne alındı.
‘Bence hayat, gerçekten inandığın bir şeyi yapmamak için çok kısa.’
Foto muhabiri, belgesel fotoğrafçısı, sokak fotoğrafçısı, fotoğraf sanatçısı, kısaca “Fotoğrafçı Steve McCuryy” sergisinden konuşmak istedim. Fotoğraf dünyasının yakından tanıdığı National Geographic dergisinin 1985 haziran sayısında “Afghan Girl” (Afgan Kızı: Şarbat Gula) fotoğrafıyla ünlenen bir fotoğrafçıdır kendileri.
Steve McCuryy’nin fotoğrafları bana hep Salgado’nun estetik mükemmelliğinin, H.C. Bresson’un karar anının, J. Nachtwey’in basın fotoğraflarının karışımı bir fotoğrafçı olarak gelir. Özellikle Afganistan’da yaşadığı ve çektiği fotoğraflarla ünlenmiştir.
50 yılın birikimiyle İstanbul Sinema Müzesi’nde “Fotoğrafçı” adıyla açılan sergisinde neredeyse ikon olmuş fotoğraflarını dokümanter bir biçimde sergiliyor. Sergi, sanatçının son 30 yılda 51 çalışmasını bir araya getiriyor. Video belgeselinde ise Afganistan anıları etkileyici.
Özellikle fotoğraf meraklılarının izlemesi önemli gibi geliyor. Son sözü yine Steve McCurry’e bırakalım.
‘Öğrenme, asla durmayan bir süreçtir. Eserleri geniş kitleler tarafından beğenilen bir sanatçıya bakınca, belirli bir yeri veya nesneyi, derinlerine inerek ve kesip biçerek, olağanüstü bir şey haline getirdiklerini görürsünüz.’