En net ve kısa tanımı iki boyutlu ortamlara üçüncü boyut (derinlik) algısı (yanılsaması) vermek için kullanılan tekniktir. Dünyayı üç boyutlu görebilmemiz “çift-göz (binocular vision)” görüşüne sahip olmamız sayesinde gerçekleşir. Eğer burnu iki gözün ortasında (!) kabul edip ileriye doğru hayali uzatılan bir çizgi (görme çizgisi) bakılan nesnenin ortasından geçirildiğinde sol göz bu nesneyi biraz soldan, sağ göz ise biraz sağdan görecektir. Aslında iki göz kendi doğrusal perspektif çizgileri üzerinden görmektedirler. Bu iki görüntü retina üzerine ayrı ayrı ve düşecektir.
Görsel algımızın üç boyutlu olmasını sağlayan bu iki görüntüyü birleştiren beyindir. Beyin, görüntülerdeki değişimin büyüklüğüne göre nesneyi konumlandırır. Eğer değişim çoksa nesne yakın, değişim yoksa nesne uzaktır.
Sol ve sağ gözün doğrusal perspektif çizgileri nesneler yaklaştıkça gözler içe doğru dönmeye başlar ve bakış çizgileri birbirlerini keser. Uzaktaki nesnelere bakıldığında bu durumun tam tersi olarak gözlerimiz ve bakış çizgileri birbirlerine paralel olur. Doğrusal perspektif çizgilerinin kesişmesi nesnenin yakınlığına oranıyla büyür. Görme çizgisinin kesişme perspektifinin derecesine göre nesnenin yakın veya uzak olduğu hakkında fikre sahip oluruz.
Pratik: yaklaşık iki kol mesafesindeki bir çizgi önünde durun. İşaret parmağınızı göz hizasında bu çizgi üzerine getirin. Eğer parmağınıza odaklanırsanız arkadaki çizgiyi parmağınızın hemen sol ve sağ yanında iki adet olarak netliği bozuk göreceksiniz. İşte tam bu anda beyni ters köşe yapıyoruz. Şaka bir yana aslında beyin gerçek olanı algılamamızı sağlıyor. Eğer arkadaki çizgiye odaklanırsanız bu sefer de parmak ve çizginin üst üste bindiği bir görüntü olacaktır. Bu durumda sol gözünüzü kaparsanız arka çizgi sağa, sağ gözünüzü kaparsanız sola kayacaktır.
Ve bu üstün yeteneğimiz fotoğraf makinalarında olmadığı için iki boyutlu sensörde üç boyut yanılsaması için bazı teknikleri kullanmak gerekiyor. Ancak öncesinde anlatılması gereken bilgiler var.
Perspektifin var edilmesi üzerine
Filippo Brunelleschi (1377 – 15 Nisan 1446), İtalyan mimar, tasarımcı, kuyumcu ve heykeltıraştı. Rönesans mimarisinin kurucu babası olarak kabul edilir. Birçok mimari eserleri arasında Floransa Katedralinin kubbesi de vardır. Önemli biri olduğunu doğum tarihinin sadece yıl, ölüm tarihinin ise gün ve ay olarak verilmesi simgeler.
Filippo Brunelleschi, mimarideki başarılarının yanı sıra, kesin bir doğrusal perspektif sistemini tanımlayan ilk kişi olarak da kabul edilmektedir. Bu çalışmaları resimde devrim yarattı ve Rönesans sanatının natüralist üsluplarının yolunu açtı. Nesnelerin, binaların ve manzaraların nasıl ve neden değiştiğini, uzaktan veya farklı açılardan bakıldığında çizgilerin şekil değiştiriyor gibi göründüğünü sistematik olarak inceledi. Floransa’daki Vaftizhane, San Giovanni Meydanı ve Floransa’nın diğer simge yapılarının perspektifli çizimlerini yaptı.
İlk biyografi yazarları Giorgio Vasari ve Antonio Manetti’ye göre Brunelleschi, 1415 ile 1420 yılları arasında kuzeybatı köşesinden eğik olarak görülen Palazzo Vecchio’nun yanı sıra Aziz Giovanni vaftizhanesinin (Battistero di San Giovanni) perspektiflerini içeren resimler yapmak da dahil olmak üzere deneyler yaptı. Manetti’ye göre sahnenin çizimini kare kare yönlendirmek için bir ızgara kullandı ve ters bir görüntü üretti. Çizimdeki nesnelerin daha doğru görünmesini sağlamak için matematiksel olarak bir ölçek hesapladı. Böylece üç boyutlu nesneleri iki boyutlu bir yüzey üzerinde temsil edecek bir sistem ortaya çıkardı Sonuçlar, yaptığı ayna deneyinde görülen doğru perspektife sahip kompozisyonlardı. Görüntünün doğruluğunu gerçek nesneyle karşılaştırmak için resminde ve aynada küçük birer delik açtı. Aynayı çizdiği resmi tam olarak alabilecek mesafede tuttu. Aynı hizaya getirdiği deliklerden resmini çizmiş olduğu Aziz Giovanni vaftizhanesinin gözlemledi.
Brunelleschi’nin bu teknik yeniliği, resimlerde dünyanın doğru üç boyutlu görünümlerinin yeniden üretilmesini sağladı. Brunelleschi’nin perspektif üzerine çalışmaları Leon Battista Alberti, Piero della Francesca ve Leonardo da Vinci tarafından genişletildi. Brunelleschi ve diğerleri tarafından incelenen perspektif kurallarını takip eden sanatçılar, hayali manzaraları ve sahneleri doğru üç boyutlu perspektif ve gerçekçilikle boyayabiliyorlardı. Rönesans resmine ilişkin en önemli inceleme, Brunelleschi’nin deneyinin tanımını içeren Alberti’nin Della Pittura libri tre’si 1436’da yayınlandı ve Brunelleschi’ye ithaf edildi. Masaccio’nun (1425-1427) Santa Maria Novella, Floransa’daki “Kutsal Üçlü” tablosu üç boyutlu bir temsil yanılsamasıyla Brunelleschi’nin mimari tarzının ve yeni tekniğin ünlü bir örneğidir.
Ve böyle başlayan süreç günümüze kadar gelişerek devam etti…
Perspektif türleri
Perspektifin iki çeşit uygulaması olduğu birçok yerde bahsediliyor. Birisi “Çizgi Perspektifi” diğeri ise “Renk (hava da deniliyor) Perspektifi” olarak adlandırılır. Bu ikisi de resimde kullanılan tekniğin aynısıdır. Fotoğrafta perspektif tekniği tamamen fotoğrafçının elinde bir özelliktir.
Renk Perspektifi
Işığın etkisinin yakında olan nesnelerin renklerinin daha canlı uzaktakilerin daha silik görünmesi nedeniyle nesnelerin konumlandırılması iki boyutlu yüzeyde derinlik yanılsaması oluşturacaktır. Özellikle derinliği çok olan manzara resimlerinde çok etkili bir şekilde anlatılır. Bu teknikte renklerin özelliklerini, renk tekniklerini, tonlama tekniklerini bilmek gerekir. Bunlar hem resim hem de fotoğraf için geçerlidir. Yüksek bir tepeden çekilecek dağ manzarasında bu perspektif kolayca uygulanacaktır. İlk sıradaki dağların renkleri koyu iken arka sıralara gittikçe renkler açılacak ve dağlar silikleşecektir. Bu fotoğrafta vadinin giderek daralması ise çizgi perspektifi olarak fotoğrafın genel perspektif tekniğini güçlendiriyor. Van Gogh’un resimlerinde farklı uygulamalarını görmek mümkün.
Çizgi Perspektifi
Nesnelerin boyutlarını ve şeklini bulunduğu yerdeki gibi gösterme tekniğidir. Aynı zamanda paralel çizgilerin sonsuzda yani ufuk çizgisindeki noktada birleşmesi temeline dayanır. İşte bu noktaya “Kaçış noktası” denir. Ancak bu basit gibi görünen tanım uygulamada birçok zorluk arz eder. En kolay uygulaması tek bir kaçış noktasına göre çizim yapmaktır.
Fotoğrafta objektif tek bir yere doğrultabildiği için kolayca, belki de istenmese bile ortaya çıkan perspektif tekniğidir. En göze batan örneği sıra sıra dizilmiş direkleri fotoğraflamaktır.
Resimde, yani elimizde kalemle yaptığımız çizimlerde kaçış noktalarını çoğaltma imkânı vardır. İki ya da üç kaçıl noktalı perspektif çizimler yapılabilir. İki nokta kaçışlı perspektif tekniğinde adından anlaşılabileceği gibi fotoğrafçı iki kaçış noktası bulmak zorundadır. Yapılabilir mi? Kesinlikle evet. Bir köşesinin gerisinde durarak çekeceğimiz bina fotoğrafları bu tekniğe uygun olacaktır.
Gördüğünüz gibi sadece mimari bir fotoğraf için kullanma kısıtı olmadığı gibi kaçış noktalarının kadraj içinde olması da gerekmez. Bir numaralı kaçış noktası sokağın oldukça ileri kısmında. Eğer zemininde zıt renkli karolarla satranç tahtası gibi döşenmiş bir zemin olsa fotoğraf çok daha ilgi çekici hale gelebilir.
Ya üç kaçış noktalı perspektif tekniği dersem? Mümkün mü?
Üçüncü kaçış noktası her ne kadar gökyüzünün stratosferinde olsa da bir kaçış noktasıdır. Eğer geniş açı objektif (bu teknolojik destektir) ile binanın köşesine biraz daha yaklaşılsa üçüncü kaçış noktası da belirgin olacaktır.
Biraz zorlayıp dördüncü kaçış noktasının mümkün olup olamayacağını sorgulayabilir miyiz? Eğer binanın ön tarafında küçük bir göl, gölet gibi bir alan olsaydı sudaki yansıma dördüncü kaçış noktası olarak ortaya çıkacaktı. Ancak görüldüğü gibi bu kaçış noktalarını istediğimiz yere koymak mümkün değil. Bu da fotoğraf makinasının kısıtı olsa gerek.
Perspektif normal gözle gördüğümüzün iki boyutlu düzleme aktarılırken derinli yanılsaması için kullanılan bir teknikti. Bu yüzden fotoğrafta geniş açı objektifler ile abartılarak elde edilen görüntüler aşırıya kaçmaktadır. Ayrıca resim yaparken ekleyeceğiniz kaçış noktalarının sayı sınırı olmamasına rağmen fotoğrafta daha fazla kaçış noktası eklemek mümkün değildir. Rönesans sanatçıları bunu keşfettikten sonra özellikle dini resimlerde ellerini korkak alıştırmadan kullanırlar.
Tersten perspektif
19’ncu yüzyılda Guido Schreiber tarafından derlenen bir perspektif ders kitabının “Perspektif bütünlük üzerine” başlıklı bölümde yapılan tanım perspektif tekniğinin ana fikri ya da temel kuralı olarak alınacak kadar çarpıcı ifadelerdir: “Herhangi bir perspektif etkisi yaratma iddiasında olan her türlü çizim, çizimi yapan veya bunu gözlemleyen kişinin bulunduğu sabit bir noktayı temel almalıdır. Yani çizimin yalnızca tek bir merkez noktası, tek bir ufuk çizgisi, tek bir ölçüsü olmalıdır. Her şeyden önce, resmin derinliğine doğru ilerleyen tüm yatay çizgilerin kaçışı bu tek merkez noktasına göre düzenlenmelidir. Diğer bütün yatay çizgilerin kaybolduğu noktalar da aynı şekilde var olan tek ufuk çizgisi üzerinde bulunmalıdır; resmin bütününde her şey birbiriyle doğru oranlarda bulunuyor olmalıdır.”
Bu tanımda yer alan merkez noktasının (çizimi ya da çekimi yapanın durduğu noktadır), ufuk çizgisinin ve ölçünün (oransal) bütünlüğünün bozulması kompozisyonun bozulması demektir.
Hal böyle iken rönesans ressamları perspektif kaçış noktasını istedikleri yere koyarak resimde vurgulamak istediği imgeyi ön plana çıkaran eserler sunmaya başladılar. Hele ufuk çizgisi ile durma noktasını yer değiştirdiğinde ortaya sanki perspektif bilgisi olmayan birinin yaptığı resimler çıkmaya başladı.
Raffaello’nun 1512 yılında Angelo poliziano’nun yazdığı bir şiirden esinlendiği tablosu Triumph of Galatea’da (resim, melek Galatea’nın kendisine dayatılan aşk üzerinden aşka ve güzelliğe gönderme yapmaktadır) Galatea öndeki figürler boyutunda resmedilmiştir. Yine bulutların arkasına saklanan meleğin başının boyutu hem Galatea ile hem de en önde yatan melek ile aynı boyuttadır.
Fotoğraf makinası ile doğrusal perspektiften başka yapabileceğimiz bir çekim imkânı yokken aklı zorlayacak çözümleri fotoğraf işleme programlarının yardımı ile elde etmek mümkündür. Bunun bir sakıncasından söz etmek mümkün mü? Eğer görsel bir yapıt ortaya konulacaksa ve çiğnenecek kurallar biliniyorsa neden olsun?
Aynı zamanda farklı odak uzaklığı olan objektiflerle perspektif tekniğini bozarak görsel değeri olan fotoğraflar ortaya çıkarılabilir. Sanırım bu tarz çalışmalar rönesans ressamlarının çağdaş ve teknolojik uygulamalarına karşı gelecektir.
Farklı perspektif çözümler üzerine düşünceler
Resmin haricinde fotoğrafta perspektif yanılsaması için kullanabileceğimiz farklı çözümler bulmak mümkündür. Temelinde beynimizi aldatmaya çalışıyoruz 😊
Geri planın netliğini kademeli azaltmak
Belgesel fotoğrafçıların tercih etmemesine rağmen fotoğrafı çekilen nesneye olan uzaklığa bağlı olarak seçilecek bir diyafram değeri ile nesnenin geri planında yer alanların netliği giderek kaybettirilebilir. Bu tarz, fotoğrafta geri plandaki nesnelerin görsel olarak daha küçük algılanması ile ortaya çıkacak derinlik yanılgısının etkisini güçlendirecektir. Bu tarzda uygulamanın abartılması konunun dağılmasına ve fotoğraftaki -varsa- punctum’un etkisini zayıflatabilecektir.
Fotoğrafa derinlik eklenebilir mi?
Mümkün. Bir fotoğrafımda bunun için aynadan faydalanmıştım. Geri planın net olmaması derinlik yanılsamasına neden olsa da aynada yansıyan kadının model ile olan oransal büyüklüğü ve duvarın geri plan kısıtlamasını bozması ile derinlik yanılsamasını güçlendirmektedir. Bu fotoğraftaki derinlik yanılsaması için modeldeki ve aynadaki görüntünün oransal boyutları, netlikleri yanı sıra ışık şiddetinin farklılığını da hesaba katmak doğru olur.
Sonuca gelirsek
Perspektif çok daha derinlemesine ele alınacak bir kavram. Üzerine kitaplar yazılan ve ders olarak okutulan perspektif konusunda bahsedilenler, merak edenlerde üzerinde düşünmek ve yol göstermek için faydalı olacaktır.
Fotoğrafta perspektif kusurunun abartılarak ele alındığı kompozisyonlara sıkça rastlamak mümkün. Bunun yanı sıra hem kamera gövdelerinde kullanılan yazılımlarda hem de fotoğraf işleme programlarında perspektif değişikliği yapmaya imkân veren uygulamalar da var.
Perspektif tekniği ile derinlik yanılsamasını verecek tarz tercih edilirken diğer yandan da derinlik yanılsamasını bozarak bir kusur gibi ele alarak fotoğrafçı fikrini sunabilir. Murat Germen’in bu zıtlığı bir arada ele alarak yaptığı iyi çalışmaları var.
Yani bir kural ya da kavram hakkında yeterli bilgi sahibi olduktan sonra bunları yıkmanın bir sakıncası yok. Bilinçli yapılan kusurun ortaya konulduğu eserde kendisinin bilinçli olarak yapıldığını izleyene anlatacağı gibi izleyicinin “Ne anlatılmak isteniyor?” sorusu ile düşünmeye sevk edileceği de aşikardır.
Perspektif üzerine yazılmış birçok da kitap var. İnternette de konuyla ilgili çok kaynak bulunabiliyor. Bazılarını aşağıda bulabilirsiniz.
Kaynaklar:
- Perspektif: Simgesel Bir Biçim, Erwin Panofsky, Metis Yayınları
- Artistik Perspektif, Fehmi Kızıl, Yem Yayınları
- Tersten Perspektif, Pavel Florenski, Metis Yayınları
- Perspektif ve Perspektifte Gölge Çizimi, Esen Onat, Elif Yayınevi
- Perspektif Sanatı, herkes İçin Temel Kılavuz, Phil Metzger,
- https://en.wikipedia.org/wiki/Filippo_Brunelleschi
- https://tr.khanacademy.org/humanities/renaissance-reformation/early-renaissance1/beginners-renaissance-florence/v/linear-perspective-brunelleschi-s-experiement
- https://receptamgac.com/perpektif/
- https://resimistan.wordpress.com/videolar/perspektif-3/perspektif/
- https://perspektif.nedir.org/