GoPro ile fotoğrafçılık söylendiği kadar iyi mi?

Günümüzde neredeyse her fotoğrafçının çantasında bir tane GoPro görmeye başladık veya en azından yakın bir zamanda sahip olma planları yapanları tanıyorum. Bu modaya ben de uydum ve bir süre önce bir GoPro Hero7 Siyah satın aldım. Peki, GoPro gerçekten bir fotoğrafçı için yeterince iyi sonuçlar üretiyor mu, bu kameraya yaklaşık 400 USD yatırım yapmaya değer mi?

Henüz yazımın başında genel düşüncemi söyleyim; GoPro güzel bir oyuncak ama ileri düzey bir fotoğrafçıysanız ve fotoğraflarınızda ileri düzey beklentiniz varsa yeterince iyi olmadığını göreceksiniz. GoPro ile çok iyi fotoğraflar çekemeyeceğinizi söylemiyorum. Eğer amacınız yalnızca fotoğraf çekmek ise bu paraya, hatta daha azı ile bu özelliklerden daha iyi kameralar satın alabilirsiniz. Benimle aynı fikirdeyseniz veya tersini düşünüyorsanız önce bu makalemi sonuna kadar okuyun, sonra yorumlarınızı yazımın sonunda bizimle paylaşın.

GoPro model adları biraz kafa karıştırıcı gelebilir. Hero7 ailesinde üç farklı kamera var: Siyah, Gümüş ve Beyaz. Siyah, benim de şu anda sahip olduğum, amiral gemisi modelidir ve fotoğraf çekmek için aralarındaki en iyi seçeneklere sahiptir. Gümüş ve Beyaz modeller daha küçük sensörlere ve daha sınırlı seçeneklere sahiptir.

GoPro bir video kameradır

Bir video kamera arıyorsanız, GoPro gerçekten iyi bir seçenek. Özellikle GoPro Hero7 Black serisi ile gelen videoda görüntü sabitleme özelliği gerçekten harika. Ben de zaten GoPro’mu çekimlerimde ve seyahatlerimde fotoğraflar dışında, blogumuzda yayınladığım yazıların görüntülerini almak için ve kısa seyahat videoları çekmek için almıştım. GoPro, video düzenleme konusunda da oldukça başarılı bir iş çıkarıyor. Mobil cihazlardaki ve masaüstündeki uygulamalar bu işe yeni başlayanlar için bile video düzenlemeyi çok kolaylaştırıyor. 

İyi bir video işlevi sunması ne yazık ki GoPro’yu iyi bir fotoğraf makinesi yapmıyor. “İyi fotoğraf makinesi” tanımımdan, yalnızca iyi fotoğraf çekme özelliğini kastetmediğimi anlamışsınızdır. İyi bir fotoğraf makinesi deyince, fotoğrafı iyi çekebilmenin yanısıra, kullanıcısına fotoğraf çekme aşamasında azami kolaylıklar sağlayacak özelliklere de sahip olması beklenir. GoPro’da Video veya TimeLaps modundan “Fotoğraf” moduna çok hızlıca geçemiyorsunuz, geçmek için bir düğmeye birkaç kez basmanız gerekiyor. Hızlı olmanız gereken durumlarda -ki bu durumlar çok sık oluyor- kamera bu hıza hazır değil. Deklanşöre basmak ayrı bir zorluk. Gerçekten harika çalışan görüntü sabitleme özelliği sayesinde bir video çekerken deklanşöre basışlarda sarsıntı kısmıyla kolaylıkla baş edebilirsiniz, ama fotoğraf çekerken bu o kadar kolay değil. Öyle ki, sert olan deklanşör düğmesi ile kompozisyonunuz bile bozulabiliyor.

GoPro görüntü algılayıcısı

Hero 7 Black, fotoğraf çekim modunda 4000 x 3000 piksel boyutlarında, 4:3 en-boy oranlı görüntüler üreten, 12 megapiksel algılayıcıya sahip. Kompakt kameralar da dahil olmak üzere diğer birçok kamerayla karşılaştırıldığında 12MP biraz küçük gelebilir, ama 8×10 baskıdan daha yüksek tam çözünürlükte baskı almak ve sosyal medyada veya çevrimiçi olarak paylaşmak için de yeterince büyük.

GoPro’nun daha önceki bazı modellerinde, SD kartın kapasitesini daha iyi kullanabilmek için 7MP ya da 5MP gibi daha küçük çözünürlükte görüntü kaydetme seçenekleri vardı. Hero7 Black’de bu tür bir seçenek koymamışlar.

GoPro Lensi

GoPro, kullanım amacı gereği geniş açılı bir çıktı üretiyor. Üzerinde sabit olarak gelen ve odağı değiştirilemeyen geniş açılı lensi mevcut. Bu lens olağanüstü derin bir odağa sahip. Nesne kameraya yakın olsa bile, GoPro ile odak dışında olan bir fotoğraf çekmek çok zor -hareket bulanıklığı farklı bir konu elbette-. Menüden görüş alanını Geniş veya Dar olarak değiştirebiliyorsunuz. Bu, görüntü çözünürlüğünü etkilemez ancak unutmayın ki yine de geniş açılı bir objektiften çekim yapıyorsunuz. Bir çeşit zoom elde ediyorsunuz yani. Bu, optik zoom özellikli bir kamerayla karşılaştırılamaz, ancak çözünürlüğün azaldığı dijital zoom özellikli bazı akıllı telefonlardan daha iyi olduğu söylenebilir. GoPro’mu ana kameram ile birlikte artık devamlı fotoğraf çantamın içerisinde taşıyorum. Geniş açı görüntü almam gerektiğinde ve ana kameramda objektif değiştirmek istemediğimde veya geniş açı objektifim yanımda olmadığında çok işime yarıyor.

GoPro hakkında, özellikle lensi hakkında sağlam ve güvenilir bilgi bulmak çok zor. Okumaktan ve araştırmaktan yılmayan biri olarak biraz sonra okuyacağınız bilgilerin her GoPro için doğru olduğunu garanti edemiyorum.

GoPro’nun diyaframı f/2.8 ve odak uzaklığı 2.92 mm. Algılayıcısı, 5.64 çarpanlı 1/2.3” (6.17 × 4.55 mm) bir sensör. Bu verilerden yola çıkarak, tam kare -Full Frame- kameraya kıyasla GoPro’nun, f/15.8’lik bir diyaframa ve 16.5mm odak uzunluğuna sahip olduğunu söyleyebiliriz.

Geniş açı burada bazı sınırlamalar getirebiliyor. Geniş açılı bir objektifle nasıl fotoğraf çekileceğini bilmek zorundasınız. Genel olarak, yaklaştıkça daha iyi sonuçlar üretir demek yanlış olmayacaktır. Üç metreden daha uzakta olan nesneler görüntüde gerçekten küçük görünecektir. Ama iyi olan şey, odaklanma problemleriniz olmaması. Sonuçta yaklaşık f/16 diyafram ile çekim yapıyorsunuz ve bunun sonucu olarak hemen hemen her şey odakta olacaktır.

GoPro görüntü kalitesi

GoPro’nun görüntü kalitesi bir akıllı telefon ile iyi bir kompakt fotoğraf makinesi arasında bir yerde. Akıllı telefonların çoğundan daha iyi bir görüntü kalitesi elde edebilirsiniz, ancak kaliteli bir kompakt kamera kadar iyi değil. Görüntülerde geniş açılı lensin neden olduğu şekilsel bozulmalar yaşıyorsunuz. Tipik GoPro görünümünden hoşlanıyorsanız bu sizin için hoş olabilir, ancak çoğu durumda bu eksi bir nokta bence.

Dosya biçimleri

GoPro’yu fotoğrafçılar için çekici kılan iyi bir özellik RAW görüntüler çekebilmesi. Bu özellik, çekilen fotoğrafları işlemden geçirmeyi kolaylaştırıyor. GoPro’nun RAW formatı, Adobe DNG’yi temel alan ve GoPro tarafından geliştirilen GPR uzantılı sıkıştırılmış bir format. Bu format, kameranın sensörü tarafından yakalanan bilgilerin daha fazlasını elde etmenizi sağlıyor. Bu ekstra görüntü verileri sayesinde daha iyi görüntü kalitesi elde etmek mümkün oluyor. En azından teoride. Photoshop ve Lightroom’da GoPro RAW görüntülerinde sorun yaşamıyorsunuz, ama önce Adobe DNG Converter ile GPR görüntüleri DNG formata dönüştürmeniz gerekiyor.

RAW ile çekim yaptığınızda, otomatik olarak yanında bir JPEG sürümü de kaydediliyor. RAW görüntü seçeneğini seçmek, diğer kameralardaki RAW + JPEG seçmekle aynıdır.

RAW ayarını kullanmanın bir dezavantajı, dosya kaydetme süresinin JPEG’e kıyasla daha yavaş olmasıdır. Garip ama, dosya boyutları genellikle daha küçük oluyor. Sonuçta, RAW’ı sıkıştırıyor.

Küçük sensör boyutu görüntü kalitesinde bazı sorunlara neden olabiliyor. Özellikle ISO’ya yüklenmeniz gereken düşük ışık koşullarında fotoğraflarda kumlanmalar oluyor ve keskinlik azalıyor. Yine tekrar hatırlatayım, f/16 civarında bir diyaframda fotoğraf çektiğinizi unutmayın. GoPro zor ışık koşullarında fotoğraf çekimi için üretilmediğinden, gündüz veya “altın saatler” dediğimiz gün batımı öncesi ya da gün doğumu hemen sonrasındaki saatlerde fotoğraf çekiyorsanız problem yaşamazsınız. Zaten kullanacağımız kamera ne olursa olsun, altın saatlerde çekilen fotoğrafların, öğlen güneş tepedeyken çekilen fotoğraflarımızdan farklı olacağını hepimiz biliyoruz.

Süper fotoğraf özelliği

Bir GoPro ile fotoğraf çekerken, görüntü algılayıcısının geniş dinamik aralıklara sahip olmadığı, göz önünde bulundurulması gereken önemli bir unsur. Bu, parlak ve düzgün aydınlatılmış sahnelerde çok sorun değil, ancak sahnede çok fazla gölge ve parlak alan varsa, ideal pozlama konusunda problemleriniz olabilir.

Buna yardımcı olmak için, GoPro son birkaç amiral gemisi modelinde kamera içi fotoğraf işleme özelliği sunmaya başladı. Bu özellik her yeni güncelleme ile daha iyi hale geldi. Hero5 Siyah ile geniş dinamik aralık için WDR adı verilen bir tür yüksek dinamik aralık özelliği gelmişti. Ben kullanmadım ama bunun iyi sonuçlar vermediği söylenir. Hero6 Siyah modeli ile şimdiki HDR özelliği geliştirildi. Her ikisi de, çoklu pozlamalar alma, her birinin en iyi pozlanmış kısımlarını toplama ve sonra bunları tek bir görüntüde birleştirme ilkesi üzerine çalışıyor. Hero7 Siyah, SuperPhoto adı verilen HDR özelliği ile geliyor.

SuperPhoto, salt tek bir görüntü geliştirme tekniği değil, bunun yanısıra akıllı algoritmalar barındıran güzel bir özellik. HDR öğesinin yanı sıra, lokal ton eşlemesi ve çoklu kare gürültü azaltma özellikleri sunuyor. Kamera sahneyi analiz ediyor ve hangisinin kullanılacağına karar veriyor. 

Sonuçlar her zaman beklendiği kadar dramatik olmuyor, ancak yine de kullanışlı ve önemli bir özellik. Kontrast daha iyi ve renkler daha zengin oluyor. Ancak bilinmesi gereken önemli bir şey var: SuperPhoto özelliği açıksa RAW formatında çekim yapmıyor. Neredeyse hep RAW çekim yaptığımdan, SuperPhoto özelliği genellikle biraz daha iyi görüntülere yol açsa da, bunlar Photoshop veya Lightroom’da yapamayacağım şeyler değiller. Fotoğraflarınızı cep telefonunuz aracılığı ile doğrudan GoPro üzerinden paylaşıyorsanız, SuperPhoto güzel bir özellik, ancak fotoğraflarınızı zaten başka bir masaüstü görüntüleme uygulaması ya da mobil cihazınızda benim gibi SnapSeed tarzı bir uygulama ile işlemeyi planlıyorsanız, bu özelliği kullanmak fazla ilginizi çekmeyebilir.

SuperPhoto kullanımında önemli bir husus yavaş olmasıdır. Bir sonraki çekime başlamadan öncen birkaç saniye beklemek zorundasınız.

Seri çekim modu ve Sürekli çekim

Hero7 Siyah, hızlı görüntü dizileri yakalamak için iki seçeneğe sahip.

Birincisi Burst modudur. Önceden tanımlanmış bir süre boyunca önceden tanımlanmış sayıda resim çeker. En hızlısı saniyede 30 karedir. En yavaşı ise saniyede 3 karedir. Tüm seçenekler şu şekildedir: 30/1, 30/2, 30/3, 30/6, 10/1, 10/2, 10/3, 5/1 ve 3/1. Ayrıca pozlamaya öncelik verirken, olabildiğince çok fotoğraf çekmesi konusunda biraz farklı çalışan bir Otomatik seçeneği de var.

Benzer bir özellik Sürekli çekim modudur. Bu mod, önceden belirlenmiş sayıda fotoğraf çekmek yerine, çekim düğmesine basılı tutulduğu sürece çekim yapmaya devam eder. Işık koşullarına bağlı olarak saniyede 3 veya 30 fotoğraf çekebilir.

Görüş alanı – FOV

Görüş alanı ayarı (FOV) varsayılan olarak “Geniş (Wide)” olarak gelir. Bunun yanısıra, Wide ayarındaki balıkgözü görünümündeki lens distorsiyonunu büyük ölçüde azaltan “Linear” seçeneği de var. Linear seçeneği, binaların yay şeklinde bükülmüş duvarları veya büyük kavisli ufukları ve çizgileri oldukça başarılı bir şekilde düzeltiyor.

Linear FOV, optik bir çözüm değil, bir yazılım çözümü, bu yüzden distorsiyonu azaltmak için orijinal görüntüyü özel bir algoritmaya göre gerekli yerlerde uzatır. Wide FOV’da çekilmiş çekimleri kullanarak post prodüksiyonda da benzer bir etki elde edebilirsiniz. Linear FOV sadece JPG çekerken kullanılabilir, RAW çekim özelliği otomatik olarak kapatılır.

GoPro’nun boyutunun küçüklüğü

GoPro’nun en büyük avantajlarından biri küçük boyutta olması. Cebinize sığacak küçük boyutta, iyi ve geniş açılı bir kameranız oluyor. Bu da GoPro’yu seyahat için çok kullanışlı bir kamera yapıyor. GoPro, bir plajdaki veya ağaç kovuğu içindeki ya da minik çiçeklerin arasındaki küçük deliklere sığdığı için, bu kamera ile çok yaratıcı fotoğraf ve videolar çekebiliyorsunuz. 

Bol çeşitli GoPro aksesuarları

Aksiyon kameraları ve GoPro son yıllarda gerçekten popüler oldu. Bu popülariteye bağlı olarak da birçok ek donanım türedi. Çok küçük ve hafif olduğundan, piyasada çok fazla çeşit, marka ve modelde ucuz aksesuarlar ile onu motosikletinizin kaskına, scooter veya sörf tahtası gibi hemen hemen her yere takabiliyorsunuz. Özetle, yaratıcı fotoğraflar için size çok fazla çeşitte imkan sunuyor.

Su altı fotoğrafları için sörf tahtasına benzer kayan aparatlardan göğüs bantlarına ve şnorkel bağlantı aparatlarına kadar her şeyi bulabilirsiniz. Bu ek donanımların orijinallerini GoPro’dan satın alabileceğiniz gibi çok daha ucuz olan üçüncü parti donanımlara da göz atabiliyorsunuz.

Uygulamalar

Kamerayı kontrol etmek veya videoları kesmek için GoPro tarafından geliştirilmiş uygulamalar var. Diğer aksiyon kamera üreticilerine göre bu büyük bir avantaj. Bir kamera olarak diğer markalardan veya Çin kopyalarından benzer işlevler ve kalite elde edersiniz, ancak GoPro’nun farkı GoPro’nun sağladığı ve kendi geliştirdiği uygulamalar bence. Kamerayı Bluetooth ve Wi-Fi ile akıllı telefonunuzdan kontrol edebileceğiniz bir uygulamaya ücretsiz olarak sahip oluyorsunuz. Bu da yaratıcı olmak için daha fazla imkan sağlıyor ve uzaktan çekim yaparken daha fazla kontrol sahibi oluyorsunuz.

Kontroller

GoPro, ISO ayarı, Pozlama telafisi, Pozlama ölçüm tipi ve Enstantane hızı gibi ayarlar için bazı kontroller sunuyor. Ancak diğer kameralar ile karşılaştırıldığında bu seçeneklere erişmek gerçekten ızdırap verici. Konunuz sabitse ve ayarlamak için zamanınız varsa sorun yok. Yoksa, en iyi seçenek onu tam otomatik bir kamera olarak kabul edip öyle kullanmak.

GoPro mu akıllı telefon mu?

Artık hepimiz cebimizde yalnızca bir telefon değil aynı zamanda telefon şeklinde kameralar taşıyoruz. Ve bunların birçoğunun kamerasındaki özellikler çok gelişmiş durumda. Sürekli gelişen lenslerin ve düşük ışık performansının yanı sıra, hızlandırılmış seri çekim modu, manuel pozlama kontrolü ve elbette HD video içeren uygulamalar veya işlevleri mevcut. Fotoğrafları gerçek zamanlı olarak arkadaşlarınızla ve ailenizle ya da dünyayla Facebook, Instagram, 500px gibi ortamlarda paylaşmak çok kolay.

Akıllı telefonlar hepsini yapabiliyorsa, neden sadece akıllı telefonumuzu kullanmıyoruz? Neden olmasın? Ancak GoPro bunlara ek bazı değerler katıyor.

GoPro’nun artıları

Sağlamlık: Bu yönden GoPro’nun artısı tartışma götürmez. Seyahatlerinizde, kötü hava şartlarından en azından yağmurlu havalar ile karşılaşacaksınız. Su geçirmez şekilde özel olarak tasarlanmış telefon modeli elin parmaklarını geçmez. Buna karşın çoğu telefonun suya alerjisi olduğunu biliyoruz. Bir akıllı telefon için tamamen su geçirmez bir kılıf bulmak mümkün, ancak bu da beraberinde başka sınırlamalar getiriyor.

Sağlamlık sadece su geçirmezlik değil. Bir GoPro, çoğu akıllı telefona göre düşme, sarsıntı ve çarpmalara karşı çok daha dayanıklı.

Gizlilik: GoPro, bir kamerada olması gereken kadar bilgi barındırır, fazlasını barındırmaz. Seyahatinizde GoPro’nuz kaybolabilir. Onu bir yerde unutabilirsiniz ya da çalınmış olabilir. Bunlardan biri GoPro’nuzun başına gelirse, yalnızca bir kameranızı ve içindeki fotoğrafları kaybedersiniz. Aynı durum telefonunuzun başına gelirse, telefonunuzu, fotoğraflarınızı, tüm iletişim araçlarınızı ve belki şifrelerinizi kaybedersiniz. Telefonun yeni sahibi (!) -en azından bir süreliğine- artık tüm epostalarınıza, kontaklarınıza ve web girişlerinize erişebilir. Kısacası, GoPro’yu kaybetmek can sıkıcı olabilir, ancak telefonunuzu kaybetmek kabusa dönüşecek önemli bir sorundur.

Akıllı Telefonların artıları

GoPro harika özelliklere sahip, bu doğru, ancak akıllı telefonların daha iyi yaptıkları şeyler de var.

Paylaşım: Akıllı telefonların GoPro’ya göre en büyük artısı, fotoğrafları hızlı ve kolay bir şekilde paylaşma yeteneği. Akıllı telefonlar doğal olarak küresel iletişim ağı ile birbirine bağlılar – zaten bu yüzden varlar. Son yıllarda GoPro mühendisleri de bu alanda çok çaba sarf ediyorlar ve GoPro’daki çekimleri veya fotoğrafları paylaşmak artık çok daha kolaylaştı, ama bunun için hala bir akıllı telefona ihtiyaç var ve hala bir fotoğrafı ya da videoyu bir akıllı telefon üzerinden paylaşmak o kadar sorunsuz değil.

Pil ömrü: En temel akıllı telefonun bile bir GoPro’dan çok daha iyi bir batarya ömrü var, GoPro bunlara yaklaşamıyor bile.

Düzenleme: Akıllı telefona indireceğiniz “GoPro Quik” uygulamasını kullanarak GoPro çekimlerinizde temel bazı düzenlemeler yapabilirsiniz, ancak yine de telefonlarda çok çeşitli ve daha gelişmiş diğer video ve fotoğraf düzenleme uygulama alternatifleri neredeyse sınırsız.

Hangi ihtiyaçlar için alınır

GoPro ile fotoğraf çekerken şunlara dikkat ediyorum

GoPro ile iyi sayılabilecek dinamik aralıklarla ve hoş renkli görüntülerle dış mekanlarda tatmin edici çekimler yapabiliyorsunuz. Ancak siz de benim gibi aşağıdaki basit şeyleri yaparak bu renkleri ve ayrıntıları fotoğraflarınızda daha da iyi hale getirebilirsiniz:

Güneşe sırtımı dönüyorum 

GoPro’yu güneş ile öznem arasında tutmaya dikkat ediyorum. Fotoğrafı çekerken güneş çerçevemde olduğunda, sahnedeki diğer her şey çok karanlık görünür. Çünkü GoPro, her dijital kamera gibi size dengeli bir fotoğraf vermeye çalışıyor ama güneş çok parlak. Bunun yerine, konuyu aydınlatmak için güneşi kullanıyorum ve güneşi arkama alıyorum. Bu sayede çok daha iyi sonuçlar alıyorum. 

Yaklaşıyorum 

GoPro’lar, yaklaşık 170° ‘lik bir görüş açısına sahipler ve bunu süper geniş açılı lens ile yaparlar. GoPro olayları insan gözünden farklı görür. İnsan gözüyle karşılaştırıldığında, GoPro’da sahnedeki nesneler 2.5 kat daha uzakta görünür. O nedenle dilediğiniz kadar yaklaşabilirsiniz.

Seri Çekim Modunu kullanıyorum

Özel bir an’ı dondurmak istersem bunun için seri çekim modu mevcut. Üst düzey DSLR’ler bile saniyede 5-10 kare fotoğraf çekebiliyorken, bir GoPro saniyede 30 kare çekebiliyor. Seri çekim modunu birçok alan için kullanabilirsiniz. Böylece hareket süreleri ne kadar kısa olursa olsun o anları kaçırmazsınız.

İnsanları mümkün olduğunca merkezde tutmayı tercih ediyorum

Aksiyon çekimlerinin yakalanmasına izin veren süper geniş açılı lensi sayesinde çerçevenin kenarlarında bükülmeler yaşanıyor. Manzara veya geniş yaşam alanlarında çoğu zaman bunun farkına bile varılmaz, ancak çerçevenin en ucuna bir insan yerleştiğinde, yüzlerindeki çarpıklıklar fark edilebilir boyutta oluyor. GoPro ile insanları çekerken çerçevemin merkezinde veya yakınında olduklarından emin olurum. Bu bükülme etkisi konuya yaklaştıkça daha da belirginleşiyor. 

Doğru kompozisyon oluşturmaya gayret ediyorum

Hangi kamerayı kullanırsak kullanalım, tüm fotoğraflar için dikkat edilmesi gereken en önemli şeyin iyi bir kompozisyon olduğunu hepimiz biliyoruz. Bazen o anın sıcaklığında ve heyecanında bu göz ardı edilebiliyor, ancak basit bir planlama ve klasik bir kompozisyonla destansı bir kare yakalayabilirsiniz.

En kolay ve en yaygın kabul gören kompozisyon kuralı “1/3 Kuralı” dır. Yani, sahnenizi yatay ve dikey olarak üç eşit parçaya ayırırsanız, iki 1/3 çizginin kesiştiği 4 adet noktanız olur. Fotoğrafınızdaki ana konuyu bu noktalardan birine yerleştirebilirseniz, çok daha güçlü bir fotoğrafınız olur.

GoPro ayarlarım

Hangi ayarların kullanılacağına ilişkin “doğru” bir cevap yok, tercihlerinize en uygun olanı denemek gerekiyor. Benim ayarlarım şöyle:

Wi-Fi

Wi-Fi “Kapalı – Off” olarak ayarlıyorum. Sadece cep telefonumdan kontrol etmek gibi Wi-Fi gerektiren bir şey için açıyorum. Aksi takdirde pili hızlı bir şekilde boşaltıyor.

Görüntü Biçimi

Görüntü biçimi: RAW (On). GoPro Siyah modeller .gpr uzantılı RAW görüntü formatı ile geliyor. Ama aynı zamanda JPEG de çekiyor, bu yüzden isterseniz hala JPEG kullanma rahatlığına sahip oluyorsunuz, ancak RAW sürümü işlem sonrası görüntüden daha iyi kalitede sonuç alma potansiyeli sunuyor.

Varsayılan Mod 

Varsayılan modum “Fotoğraf” olarak ayarlıdır. Bu, kamerayı ilk açtığımda kameramı fotoğraf çekim moduna ayarlıyor ve seçenekler arasında gezinirken zaman kazandırıyor. Bazı modellerde ayrıca Hızlı Çekim modu da var, ancak bu yalnızca video ve zaman aralıklı olarak çalışıyor. 

Protune

Bu seçenek “Açık – On” ayarlıdır. Bu modu temel bir “Profesyonel mod” gibi düşünün. Fotoğraflar kameradan çıktığı gibi görünmeyecektir, ancak Photoshop / Lightroom veya GoPro uygulaması gibi uygulamalarda işleme sırasında size daha fazla esneklik sağlar. Protune özelliği her modelde mevcut değil. 

Protune Seçeneği / ISO Sınırı

Minimum 100, Maksimum 400 ayarlıdır. Yüksek ISO değeri düşük ışıkta daha parlak bir görüntü almanızı sağlar, ancak bunun yanında fotoğraflarınızda kumlanma gibi bir negatif maliyeti vardır. Max olarak girdiğiniz ISO değeri her fotoğraf için sabit değildir, Otomatik ISO için bir maksimum sınır belirtir. Kamera, ortamdaki ışık koşullarına göre alabileceği en düşük ISO ayarı seçmeye ve Min değerine yaklaşmaya çalışır. Bu nedenle Max kısmını 400’e ayarlasanız bile, güneşli bir kumsalda çekim yapıyorsanız, yüksek ISO gerekmediğinden ISO 100’de çekim yapacaktır. Ama düşük ışıkta çekim yapıyorsanız, belirlediğiniz Max ISO sınırına kadar kademeli arttırarak en iyi ISO seçeneği kullanmaya çalışacaktır.

Protune Seçeneği / Renk (Color)

“Flat” ayarlıdır. Çektiğiniz fotoğrafları işlerken maksimum kontrol istiyorsanız, “Flat” olarak ayarlayın. Eğer fotoğraflarınızı bir işlemden geçirmeden GoPro’dan çıktığı gibi hemen kullanmak istiyorsanız, diğer seçenek olan olan “GoPro” olarak ayarlayın. Bu sayede kameradan çıktığında Flat’e göre daha iyi görünür.

Keskinlik

“Düşük (Low)” ayarlıdır. Keskinliği işlem sonrası adımlarında uygulamayı tercih ediyorum, çünkü efektleri silmek yerine netleştirme eklemek çok daha kolayıma geliyor. Eğer işleme sonrası adımlarında keskinleştirme eklemeyi planlamıyorsanız, Yüksek veya Orta ayarları seçebilirsiniz.

Protune Seçeneği / Pozlama Telafisi (EV Comp)

“-1.0” olarak ayarlıyorum. DSLR veya aynasız kameralarım ile çekim yaparken, zengin renkleri ortaya çıkarmak için genellikle 1 veya 2 durak az Pozlama telafisi yaparım. Ancak GoPro geniş bir dinamik aralığına sahip olmadığı için, RAW çekim yaparken bile gölgeleri veya açık tonları kurtarmak için sınırlı bir aralık sunuyor. Bu değeri -1.0’dan daha fazla ayarlamıyorum.

Otomatik Kapanma

Otomatik kapanma ayarım “5 dakika” olarak ayarlı. GoPro’yu kapatmak sıklıkla unutulur, bu da pilin hızlı tükenmesine katkıda bulunur. Bu nedenle, 5 dakika boyunca kullanılmadığında otomatik olarak kapanması pil ömrünü uzatmaya yardımcı oluyor. Bu, bir sonraki açışınızda birkaç saniye beklemek zorunda olduğunuz anlamına gelir, ancak sonuçta bu bitmiş bir bataryadan daha iyidir.

GoPro tecrübelerim

Siyah bir GoPro Hero7’im var. GoPro’mu çok sevdim, cebimde her yere götürebiliyorum, başka bir kamerayla elde edemeyeceğim güzel yaratıcı fotoğraflarım olmaya başladı. GoPro’yu, blog yazı çekimlerimde ve seyahat ederken bazı hareketli görüntüler oluşturmak için sık sık kullanıyorum, bu nedenle sadece sabit görüntüler değil bazı hareketli anılarım da oluşmaya başladı. Instagram hesabımızda yakında yayınlamaya başlayacağımız kısa videolar oluşturmak için GoPro App ile daha fazla deneyim kazanmaya çalışıyorum. Ayrıca GoPro’mu denemeler yapmak için de kullanıyorum. Gerçekten sağlam olan dış yapısı nedeniyle tam kare kameralarımı riske atmak istemediğim durumlarda onu kullanıyorum. GoPro’m daha yaratıcı çözümler bulmama gerçekten çok katkı sağladı. Ama dürüst olmam gerekirse, çektiğim fotoğraflardan büyük baskılar almayı seven birisi olarak, GoPro’nun fotoğraf için iyi bir kamera olduğunu düşünmüyorum. Geniş açısı sayesinde kadrajımda etrafımdakilerin çok daha fazlasını görebilmemi sağlayan, benim için mükemmel bir selfi kamerası.

Kullanımı

GoPro’yu kullanmak bana biraz zor geliyor, özellikle büyük parmaklarınız varsa bir işkence halini alabilir. Çok küçük olması nedeniyle dokunmatik ekranı kullanmak zor. Video modundan fotoğraf moduna geçmek istediğinizde zor anlar yaşayabilirsiniz. Sesle kontrol özelliğini kullanabilirsiniz, ancak etrafınızda başka insanlar varken bir kameraya bağırarak komut vermenin komik olduğunu düşünüyorum. Bazen hafif renk tonlarında da sorun yaşıyorum, özellikle de RAW fotoğraflar çekerken ve ışık yeterince iyi değilken, bunlar Photoshop ile aşılabilir sorunlar elbette.

Yazılım

Yazılım olması gerektiği kadar hızlı değil. Video çekerken bunun çok fazla bir önemi olmuyor, ancak hareketli bir anın veya hareketli bir şeyin fotoğrafını çekmeye çalışıyorsanız, özellikle pil ömrünü korumak için GoPro’yu kapattıysanız çekimi kaçırabilme olasılığınız yüksek – açılması zaman alıyor. Nikon D850 kameramı açma/kapama düğmesinden açtığım saniye içerisinde deklanşöre basıp fotoğraf çekebiliyorken, GoPro’da bu işlem 3-4 saniye alıyor.

Yeni GoPro Hero8 Siyah ile Hero7 Siyah arasındaki temel farklar

(*) GoPro Hero8 Siyah modelinde, Hero7 Siyah modelinde olan ve lensi daha kompakt hale getiren bir parçayla kapak camı artık çıkarılamıyor ve bir filtreyle değiştirilemiyor. Hero8’de filtreleri kullanmak için bir adaptör gerekecek.

GoPro’ya ihtiyacım var mı?

Bir fotoğraf gönüllüsü ve blog yazarı olarak GoPro’ya ihtiyaç duyuyorum. Gerçi hareketsiz görüntü kalitesi bana göre yeterince iyi değil, zaten ondan beklentim de bu değil. Bunun dışında başka sınırlamalar da var. Ama bunlarla uğraşmak yerine, bu tuhaflıkları ve sınırlamaları ile çalışmaya istekli olduğunuz sürece, bir akıllı telefondan veya “normal” bir kameradan elde edeceğinizden oldukça farklı sıradışı fotoğraflar elde edebilirsiniz.

Eğer blogumuzdaki yazılarımı videolar ile desteklemeyi düşünmüyor olsaydım, Instagram’da paylaşacağım kısa ve pratik videolar çekme planlarım olmasaydı ve eğer geçimini fotoğrafçılıktan kazanan bir profesyonel olsaydım, yukarıdaki satırlardan da fark edebileceğiniz gibi, paramı başka bir şey için harcamayı tercih edebilirdim.

GoPro’lu yazılarım devam edecek. Bu yazının ardından GoPro ile zaman aralıklı çekimlerimin yer aldığı detaylı bir yazı sırada!

Özel teşekkür

Yazımda yer alan birçok fotoğraf için değerli dostum Erdal Türk’e katkılarından dolayı çok teşekkür ediyorum. GoPro ile ilgileniyorsanız, sevgili Erdal’ın Instagram’daki @erdltrk_ hesabına göz atabilirsinz.