Yıllardır fotoğraf tutkunlarının kameralarında var olan ve Nikon kullanıcılarının Picture Control olarak tanıdığı bu özellik, çektiğimiz JPEG fotoğrafların renklerini, kontrast ve görünümünü sahneye göre önceden belirleyebileceğimiz, diğer gerekli tüm ayarlamaların fotoğraf makinesi tarafından otomatik gerçekleştirildiği harika bir özelliktir. Bu özellik, RAW çekme takıntısı olanlar tarafından nedense pek ilgi çekmez. Ancak bunun bir hata olabileceğini söylesem! Hemen itiraz etmeyin, gelin buna birlikte karar verelim.
Picture Control ne sağlıyor?
Cep telefonumuzla çektiğimiz fotoğrafları sosyal medya hesaplarımızda paylaşmak istediğimizde, artık her telefonda bulunan hazır filtreleri kullanmayanımız yoktur öyle değil mi? Nikon Picture Control seçeneklerini de bu filtreler gibi, fotoğrafımızın nasıl görüneceğini belirleyen bir dizi filtre ve/ya ön ayar gibi düşünebilirsiniz.
Aşağıda, Nikon Z8 kameramın menüsünde yeralan Picture Control ayar ekranını görüyorsunuz.
Menüde yeralan seçenekler sayesinde değişik sahne profilleri arasından seçim yapabiliyorum. Aralarındaki farkları belirleyen şey, seçilen profile göre sahnenin görünümünü iyileştirmeye katkısı olacak bazı ayarlardır.
Örnek vermek gerekirse: “Manzara” Picture Control profili, “Portre” profilinden daha fazla kontrast ve doygunluk verir. Ki, bu da bir manzarayı daha canlı ve güçlü kılar.
Resim kontrolü seçenekleri eskiden birkaç satırdan oluşuyorken, günümüz kameralarında bu seçenekler oldukça detaylandırılmış durumda. Nikon Z8 kameramda “FOTOĞRAF ÇEKİM MENÜSÜ” altında yeralan “Picture Control Ayarla” kısmında bulunan profiller şunlar:
Standart, Nötr, Canlı, Monokrom, Düz Monokrom, Derin Tonlu Monokrom, Portre, Zengin Tonlu Portre, Manzara, Düz.
Creative Picture Control: Hayal, Sabah, Pop, Pazar, Kasvetli, Dramatik, Sessizlik, Beyazlatılmış, Melankolik, Saf, Kot, Oyuncak, Sepya, Mavi, Kırmızı, Pembe, Kömür, Grafit, İkili, Karbon.
JPEG formatında çekim yaparken bu profilleri doğru seçmek önemlidir. Çünkü, seçilen profildeki ayarlamalar JPEG fotoğrafa geri döndürülemez şekilde kaydedilecektir. JPEG dosya formatı doğası gereği çok esnek bir format olmadığından, çekim sonrası düzenleme aşamasında kısıtlı bazı özelliklerde oynamalar yapılabilse de sonuç tam istediğiniz gibi olmayabilir; özellikle de fotoğrafa çok müdahale eden bir profil seçildiyse.
“İşte ben tam da bu nedenle hep RAW çekerim” dediğinizi duyar gibiyim. Pek haksız da sayılmazsınız; RAW formatında çekim yapıyorsanız durum tamamen farklıdır. Aslına bakarsanız teorik olarak her RAW dosyasında gömülü bir JPEG bulunur ve Picture Control seçiminiz yine de bu gömülü JPEG’i etkiler. Bu bilgiler, fotoğraf işleme adımlarında kullandığımız Photoshop benzeri yazılımlar tarafından RAW dosyasının varsayılan görünümünü değiştirmek için kullanılır. Ancak RAW dosyasının renklerini ve tonlarını kalıcı olarak değiştirmez.
Bir örnek:
Kameramı RAW+JPEG çekecek şekilde ayarladım, Picture Control menüsünden “Monokrom” profilini seçtim ve aşağıdaki sahneyi çektim. Gördüğünüz gibi, profil ayarları JPEG dosyaya başarıyla uygulanmış ve hoş bir siyah beyaz JPEG çıktısı oluşturduğu halde RAW dosyası hâlâ renkli. Her iki görselin piksel bazında en-boy ölçüleri aynı olduğu halde, dosyaların diskte kapladığı Megapiksel alanları doğal olarak farklı.
JPEG ve Picture Control seçimi
Tamam, siz yalnızca RAW çeken bir fotoğrafçısınız bunu anlıyorum, ama yine de bana birkaç saniye daha sabredebilirsiniz diye düşünüyorum. Sizde olmasa bile bir fotoğrafçı için JPEG çekilmesi gereken durumlar hiç olmuyor mu?
Mesela, yüksek kare hızlarında ve çok miktarda fotoğraf çekmeniz gerektiğinde, kullandığınız bellek kartının kapasitesi çok büyük değilse bu sizi JPEG çekmeye zorlayabilir.
Ya da, çekim sonrası post prodüksiyon aşamalarında çok fazla zaman kaybetmek istemeyebilirsiniz. Hatta bunu kameranızdaki hazır Picture Control ön ayarları gibi profesyonelce yapabilecek derecede yeterli bilgiye sahip olmayabilirsiniz.
Size, JPEG resim kontrolü ayarlarında, minimum keskinlik, gürültü azaltma, kontrast ve doygunluk gibi basit ön ayarlamalar ile “RAW benzeri” görüntüler elde edebilirsiniz desem? Örneğin, yüksek kontrastlı bir sahnede çekim yapıyorsanız Nikon’un “Düz” yani Flat resim kontrolü ayarı bunun için idealdir.
Haber kanallarının veya basın organlarının dayattığı JPEG dosya standartları gereği ve çekilen fotoğrafların mümkün olan en kısa sürede yayına yetiştirilmesi stresi nedeniyle tüm çekimlerini JPEG gerçekleştiren birçok profesyonel tanıyorum. Onlar, bu gibi durumlar için en doğru çözümün, minimum düzeyde müdahale gerektirecek, aksiyona uygun bir Picture Control profili ile çekim yapmak olduğunu, yeterli oranda keskinleştirme ve doygunluk eklediklerini ve ayrıca D-lighting ayarını “Otomatik” veya “Yüksek” olarak ayarlayarak kullandıklarını söylerler.
RAW çekimlerinde Picture Control ‘ün etkisi
Evet, RAW dosyalarında Picture Control ayarlarındaki özellikler doğrudan görüntüye eklenmez. Peki, RAW formatında çekim yapıyor olsanız bile Picture Control seçiminiz önemsiz mi? Önemli!
Her zaman ve yalnızca RAW çekseniz dahi, çektiğiniz karenin fotoğraf makinenizin elektronik vizöründe veya arka LCD’sinde gördüğünüz hali JPEG’tir ve seçtiğiniz Picture Control profilindeki değişikliklerin uygulanmış halidir. RAW çekseniz de bu durum böyledir. Hatta Picture Control seçiminiz, kameranızın ekranında gördüğünüz histogram görünüşünü de doğrudan etkiler.
Başka bir deyişle,
Çekmiş olduğunuz herhangi bir fotoğrafı kameranızın ekranında görüntülediğinizde, aslında RAW dosyasına bakmıyorsunuz. Bunun yerine, gömülü JPEG ve Picture Control sonucuna bakıyorsunuz.
Bunun önemli olmadığını düşünüyorsanız aşağıdaki aynı ayarlarla çekilmiş iki RAW dosyasına bir göz atın:
Yukarıdaki örneklerde “Canlı -Vivid” resim kontrolünün kullanıldığı görüntü ilk bakışta daha hoş görünüyor olsa da bu gerçekte yanıltıcı olabilir. Örneğin, “Canlı” görüntü, kırmızı ve mavi kanalın önemli ölçüde az pozlandığını gösterirken “Düz – Flat” görüntüde pek o kadar az pozlama görünmüyor. “Canlı” resim kontrolündeki histogramı baz alıp pozlama ayarlarını buna göre değiştirip yeniden çekim yapmak bizi yanıltacaktır. Çünkü aslında, RAW görüntüde büyük olasılıkla hiç az pozlanmış bölge bulunmadığı halde biz, JPEG + Picture Control ‘a bakarak fotoğrafımızı gereksiz yere çok pozlamış oluruz.
Ayrıca, sağa dayalı pozlama tekniğini kullanıyorsanız, Picture Control seçiminiz son derece önemlidir; çünkü mümkün olan en düz profille çekim yapmak istersiniz.
Peki ya RAW dosya nasıl görünüyor?
Kameramı RAW+JPEG çekecek şekilde ayarladığım için her çektiğim kare hafıza kartına aynı dosya isminde bir XXX.NEF (yani RAW) ve bir de XXX.JPG uzantılı iki ayrı dosya kaydedildi. Her iki RAW dosyayı Photoshop’da açtım, ekran çıktılarını aşağıda görüyorsunuz. Her iki RAW dosyanın görünümüne ve histogramlarına dikkat eder misini?
Her ikisinde de ne fotoğrafın kendisinde ne de histogramlarında bir fark yok değil mi? Zaten öyle olmalıydı, bu beklediğim şeydi.
Resim kontrolü uygulanmış RAW dosyada çalışmak mümkün mü?
Evet, bu mümkün. Seçmiş olduğumuz Picture Control ayarlarını barındıran RAW dosyayla çalışmak mümkün. Eğer Nikon kullanıcısıysanız bu işlemi Nikon NX Studio yazılımıyla yapabiliyorsunuz. Nikon kullanıcısı değilseniz veya NX Studio kullanmıyorsanız bu işlemi Adobe Lightroom ile de yapabiliyorsunuz. Bunu yapabilmeniz için “Lightroom > Preferences > Presets” sekmesindeki “Global” satırını “Camera Settings” olarak değiştirmek gerekiyor.
Bu değişiklikten sonra, RAW dosyayı Adobe Lightroom’da açtığınızda, fotoğrafı hangi resim kontrolü ayarı ile çektiyseniz o değişikliklerin uygulanmış haliyle göreceksiniz. Tıpkı JPEG çıktısındaki gibi, ama RAW olarak.
Peki tüm bunlar ne anlama geliyor?
RAW çekim yaparken her zaman en “Düz” en az müdahaleli Picture Control ayarını mı kullanmanız gerekiyor? Belki, ama her zaman olmayabilir.
Yukarıdaki monokrom örneğimizi hatırlayın: Monokrom renk kontrol ayarlarında RAW dosyamız hâlâ renkliydi. Ama fotoğrafı izlediğimiz elektronik vizördeki ve/ya LCD ekrandaki görüntü öyle değildi! Elektronik vizörden ve LCD ekrandan baktığınızda sahnemiz siyah beyaz görünecektir. RAW dosyasını daha sonra monokroma dönüştürmeyi planlıyorsanız, bu durum belki de başlangıçtan itibaren siyah beyaz görmenize yardımcı ve aynı zamanda faydalı olmaz mı?
Veya bazen “Düz” resim kontrolü sahnemizi o kadar donuk ve cansız gösterir ki, bu bizi kompozisyon kararlarımızı tekrar göz geçirmek zorunda bırakabilir. Vizörde göreceğimiz görüntü çok düşük kontrastlı olduğundan, belki bazı hafif ışık efektlerini veya daha sonra sorun yaratacak yüksek kontrastlı bir nesneyi fark etmemiş olabiliriz. Böyle durumlarda, “Standart veya Nötr” gibi daha normal görünen bir ayar tercih edilebilir.
Üçüncü parti Picture Control seçenekleri
Nikon’un D5000, D7000, D500, D600, D700, D800, D4, D5, D6, Zf, Zfc, Z5, Z6, Z7, Z8, Z9 modellerinden birine sahipseniz size güzel bir haberim daha var; kameranızdaki seçeneklerle sınırlı değilsiniz. Bu siteye girin, burada onlarca değişik çeşitte hazır Picture Control önayarları ile karşılacaksınız. Hangi ayarın nasıl bir sonuç üreteceğini online olarak görüp, dilediklerinizi kameranıza yükleyebilirsiniz.
Yüklemenin nasıl yapılacağı sayfanın altında detaylıca ve basit bir şekilde anlatılıyor. Sitede gördüğünüz tüm seçenekleri kameranıza yükleyemiyorsunuz tabi. Örneğin benim Nikon Z8 kameramda bu sayı 9 ile sınırlı. Ama iyi haber şu ki, yüklenmiş dosyaları dilediğiniz zaman başkalarıyla değiştirebiliyorsunuz.
Sonuç
Buraya kadar yazdıklarım hangi yaklaşımın tercih edilmesi konusunda biraz kafa karıştırıcı gelebilir. Her zaman RAW çekim yapan biri olarak ben çoğu durumda “Standart” kullanıyorum. Ama, ekstrem bazı durumlarda histogramı en az bozması ve bana görseli işleme başlangıç noktam hakkında iyi bir fikir vermesi nedeniyle “Flat” tercih ettiğim de oluyor. Bunun, “Canlı” veya “Manzara” gibi profillere göre göze daha az yük getirdiği söyleyen profesyoneller de var. Ben bu ayrımı yapabilecek seviyede olduğumu düşünmediğimden bu konu hakkında bir öneride bulunamam.
Ama, özellikle “Monokrom” Picture Control ile çekimler yapmanızı tavsiye ederim. Buna ilave, “Kasfetli” ve “Beyazlatılmış” benim en sevdiklerimden. Bunun yanında yüksek kontrastlı Picture Control’ü seçenlere saygım sonsuz!
Özetle, şu Picture Control en doğrusudur demek çok doğru değil. Hangi yaklaşımın fotoğrafçılığına daha fazla fayda sağlayacağına karar vermek her zamanki gibi fotoğrafçının seçimidir.
Sizin bu konudaki tercihleriniz nedir? Bunları nedenleriyle birlikte aşağıdaki “Yorumlar” kısmından bizimle paylaşır mısınız?
Işığınız bol olsun!
Merhaba
Yazinizi okuyunca picture control disinda bilmedigim bir cok detay ogrendim. Sizin bu stilinizi cok begeniyorum. Her zaman ki gibi cok guzel bir yazi olmus. Emeklerinize saglik ustat
Serdar bey teşekkür ederiz.
Beğenmeniz mutlu etti.
Selamlar, saygılar
Sebahattin bey yazıya ve anlatımın güzelliğine diyecek bir şey bulamıyorum. Ben asıl 180-600 lens ile çektiğiniz resimlere bakıyorum açıp açıp. Ne kadar canlı ne kadar net çıkmışlar. Yalnızca bu lensle yapılmış bir çalışma yazısı bekleriz sizden 😀
Merhaba Muammer bey,
Evet, Nikkor Z 180-600mm F/5.6-6.3 VR lensimi ben de çok beğenerek kullanıyorum. Hem kullandığım Nikon Z8 kameramın hem de bu lensimin “2024 TIPA World Awards” ödülünü alması rastlantı değil, ben bunu bizzat yaşıyorum.
Yalnızca bu lensle yapılacak bir çalışmanın yazı konusu olması fikrinizi sevdim 😀. Bunu ciddi olarak düşüneceğim.
Saygılar.
Teşekkürler. Sabırsızlıkla bekliyoruz
Ne kadar teşekkür etsem azdır. Çok yararlandığım bir çalışma olmuş elinize gözünüze sağlık.
Veyis bey merhaba,
Sizden mesaj almak güzeldi. Çok uzun zaman oldu görüşmeyeli.
Faydalanmanıza sevindim, eksik olmayın.
İlginiz ve takibiniz içi ayrıca teşekkür ederim.
Selamlar, saygılar.