Daha

    Sağa Dayalı Pozlama Tekniği; Fotoğraflarda Daha Fazla Detay

    Bu yazımızda farklı bir teknikten bahsedeceğiz; "Sağa dayalı pozlama" tekniği. Bu teknik dijital fotoğrafçılıkla uğraşanları kutuplaştıran tartışmalı bir konu. Bu tekniğin kullanımını destekleyen ve desteklemeyen çok insana rastlayabilirsiniz. Tartışmalı olduğu kadar yararlı bir fotoğrafçılık yaklaşımını da beraberinde getiriyor.

    Dijital Pozlamanın bir özeti olan Sağa dayalı pozlama tekniği yanlış kullanıldığında pozlamanızı mahvedebilir, ama dijital pozlamanın özetidir, doğru kullanıldığında fotoğraflarınızda gölgelerde mümkün olduğunca çok ayrıntıya sahip olursunuz ve bilgi kaybı yaşamazsınız.

    Bu makalenin yeni başlayanlar için olmadığını belirtmeliyim. Pozlamanın temellerine tam olarak vakıf değilseniz bu yazı kafanızı daha da karıştırabilir. Ama temelleri zaten biliyorsanız ve yüksek kalitede görüntüleri elde etmek istiyorsanız bu teknik size çok fayda sağlayacaktır, ilkelerine göz atıp kullanıp kullanmamaya kendiniz karar vereceksiniz. Manzara fotoğrafları çekerken düzenli olarak kullandığım bir teknik olduğu için bu yazımda elimden geldiğince arkasındaki mantığı paylaşmayı ve sağlayacağı faydaları örnekleriyle göstermeyi amaçladım.

    Sağa dayalı pozlama tekniğine genel bakış

    “Sağa dayalı pozlama”nın temeli aslında basittir ve fotoğrafa ilişkin bir Histogram tanımlar. Tipik olarak iyi pozlanmış bir çekim için histogramda tonların dengeli bir şekilde yayılmasını, ortada zirveye çıkmasını ve kenarlarda sivrilerek kaybolmasını hedeflememiz öğretilir, değil mi? “Sağa dayalı pozlama” ise, histogramın tepe noktasını -sağ tabanından herhangi bir kesintiye uğratmadan- mümkün olduğunca sağ tarafa yanaştırmak yani herhangi bir vurguyu kırpmadan görüntüyü aşırı pozlamaktır. Ortaya çıkan dosya doğru pozlamaya getirmek için işlendiğinde, ton kalitesi hakkında daha fazla bilgi, gölge alanlarında daha az gürültü içerecek ve görüntü kalitesini en üst düzeye çıkaracaktır, daha zengin renkler ve daha geniş dinamik aralık sunacaktır. Bu teknik kullanılarak çekilen görüntüler işlem uygularken daha esnek ve yumuşaktır, hayal ettiğiniz fotoğrafın üretilmesini kolaylaştırır.

    Sağa dayalı pozlama tekniği

    Soldaki histogram bir fotoğraf için doğru pozlamayı temsil etmektedir, yani bu fotoğraf sahnesindeki her unsur istenilen parlaklık seviyesinde demektir. Hiçbir gölge ve parlak alan patlamış değildir.

    Sağdaki histogram “Sağa dayalı pozlama” tekniği ile çekilmiştir, soldaki histogramla uyuşacak şekilde koyulaştırılabilir ve tüm sahnedeki en parlak noktaların hiçbiri aşırı beyaz (patlamış) değildir.

    Bu nedenle, sağdaki histogram soldakinden daha fazla ayrıntı içerir.

    F-duraklar logaritmiktir, her durak bir önceki ışığın yarısını kaydeder.

    Çoğu dijital kamerada bulunan CCD veya CMOS algılayıcıları (sensörleri) ele alalım; Tipik DSLR algılayıcıları yedi durak dinamik aralığı yakalayabilir ve her “Kırmızı/Yeşil/Mavi” kanalda 4096 tonluk seviye kaydedebilen 12 bit (bazılarında 14 bit) ham görüntü yani RAW dosyaları üretebilir. Böyle çok sayıda ton kaydetme yeteneği sonuçta fotoğraftaki tonlar arasındaki yumuşak geçişleri garanti etmelidir, ama bunu başarmak o kadar basit bir iş değildir.

    Sensör aralığındaki yedi durağın her birinin aşağıdaki şekildeki gibi dinamik aralık boyunca aynı, yani eşit aralıklardaki tonlamaları kaydedebileceğini mi düşünüyorsunuz?

    Sağa dayalı pozlama tekniği

    Yanılıyorsunuz. F-duraklar logaritmiktir, her durak bir önceki ışığın yarısını kaydeder. Bu da pratik olarak; en parlak durağın mümkün ton sayısının yarısını (yani 2048), ikinci durak onun yarısını (yani 1024) … yedinci durakta ise sadece 32 ton seviyesini kayıt ettiği anlamına gelir. Bu nedenle bir görüntüyü az bir ton seviyesinde kaydederseniz ve sonra işleme sırasında pozlamayı düzeltirseniz, daha koyu bölgelerdeki ton geçişleri de bir o kadar detaydan yoksun olur ve görüntü kalitesini düşürme riski bir o kadar yükselir. Histogramı sağa iterek görüntüyü aşırı pozlarsanız, işleme sırasında pozu düzeltirken çok daha iyi ton kalitesi elde edersiniz.

    Aşağıdaki diyagram bu durakların kayıt edilebileceği gerçek ton seviyelerini gösteriyor, her durağın yakaladığı ton seviyelerinin sayısına göre boyutlandırılmıştır ve her durak bir öncekinin yarısı kadar ışığı kaydetmektedir. Gördüğünüz gibi daha parlak duraklarla yakalanan ton seviyelerinin sayısı dinamik aralığın alt ucundaki duraklara kıyasla daha fazladır (sağdan sola).

    Sağa dayalı pozlama tekniği

    Kaydedilen tonal bilgi miktarındaki farkı somut olarak göstermek için aynı sahnenin iki görüntüsünü almanız gerekir; biri az pozlanmış diğeri aşırı pozlanmış olsun. Her iki fotoğrafın dosya boyutlarını karşılaştırabilirsiniz. Aşırı pozlanmış ham dosyanın boyutu daha fazla veri içerdiği için az pozlanmış çekimden daha büyük olacaktır:

    Sağa Dayalı Pozlama Tekniği; Fotoğraflarda Daha Fazla DetaySağa Dayalı Pozlama Tekniği; Fotoğraflarda Daha Fazla Detay

    İmaj kalite karşılaştırması

    Elbette, “Sağa dayalı pozlama” yalnızca bir sahnede belirgin etkiler varsa yararlıdır. Aşağıdaki karşılaştırma, “matris” pozlama ölçüm modu ile çekilmiş normal pozlanmış bir fotoğraf ile aynı sahnenin +1.3 EV poz telafisi uygulanmış olan ikinci görüntüsü arasındaki farkın bir örneğini göstermektedir. Çekimler Nikon D850 ile ISO 64’de yapılmıştır ve pozlama telafisi ile nispeten düşük kontrastlı bir fotoğraf elde edilmiştir.

    Sağa Dayalı Pozlama Tekniği; Fotoğraflarda Daha Fazla DetaySağa Dayalı Pozlama Tekniği; Fotoğraflarda Daha Fazla Detay

    Lightroom’da ikinci görüntünün pozlamasını 1.3 durak azalttığımda fotoğraflar aynı görünüyor:

    Sağa Dayalı Pozlama Tekniği; Fotoğraflarda Daha Fazla DetaySağa Dayalı Pozlama Tekniği; Fotoğraflarda Daha Fazla Detay

    Bununla birlikte sağdaki görüntü (en azından teoride) soldakinden biraz daha ayrıntılıdır. Lightroom’da kontrast ve keskinleştirme uygulandığında farklılıklar aşağıdaki gibidir:

    Sağa Dayalı Pozlama Tekniği; Fotoğraflarda Daha Fazla DetaySağa Dayalı Pozlama Tekniği; Fotoğraflarda Daha Fazla Detay

    Yukarıdaki fotoğraflar “Sağa dayalı pozlama”nın arkasında neden çok fazla tartışmanın olduğunu göstermektedir. Evet, yukarıdaki görüntülerde farklılıklar var, soldaki imaj kesinlikle sağdaki imajdan daha gürültülü, ancak bu %100 yakınlaştırılmış hali. Yukarıdaki fotoğraflar makinenin LCD ekranında 10 cm (yaklaşık 4 inç) genişliğinde de olsalar, bunlar örneğin altı metrelik bir baskıda yaklaşık iki metrelik bitkiler olurlardı.

    Aslında fotoğraflar arasındaki farkları iki metreden daha kısa bir baskıda pek kolay göremezsiniz. Birçok fotoğrafçı için görüntü kalitesindeki kazançlar için sağdaki gibi görünen bir fotoğraf üretmek, “Sağa dayalı pozlama” için uğraşmak bu kadar zorluğa değmez.

    Blogumun birçok yerinde sıklıkla belirtmiş olduğum gibi doğa ve mimari fotoğrafları çekmekten büyük zevk alıyorum. Ben çektiğim fotoğrafları büyük baskılar halinde alıp, ofisimin, evimin duvarlarına asmayı seviyorum. O nedenle benim için fotoğraftaki detay önemlidir, çünkü bilgisayarımın ekranında veya LCD mönitörümde göremediğim küçük hatalar, büyük baskılarda bariz görünür olacaktır.

    Yine de, bilgisayar ekranından bile baksanız yukarıdaki iki poz arasında net farklar var. Büyük baskı alan detaycı fotoğrafçılar optimum verileri yakalama konusunda titiz davranıyorlar, bu tekniği kullanarak çektikleri görüntüleri iyileştirme yöntemini tercih ediyorlar.

    Uzunca zamandır tanıdığım yakın dostum Fh Fotoğrafçılık şirket sahibi Fatih Özkadir ile fotoğraf konusunda sıkça derin sohbetlere dalarız. Birkaç gün önce bana “Blogta yeni yazı yok mu?” diye sorduğunda, ona “Sağa dayalı pozlama” hakkında bir yazı hazırladığımı, yakında yayınlayacağımı söyledim. Ona bu tekniğin detaylarını bahsetmeye başladığımda, kendisinin bu tekniği yıllardır uyguladığını, baskılarda özellikle siyah bölgelerdeki gren ve detay kaybının bu şekilde önüne geçtiğini, bu teknik sayesinde baskıya giden hiçbir dosyada problem yaşamadığını belirtti. Bir ışık dahisi olan, ürün, moda ve portre çekimlerinde ışığın değmediği bir nokta dahi bırakmamaya aşırı özen gösteren, değerli dostum Fatih bunu diyorsa; bu teknik gerçekten önemli demektir.

    Yukarıdaki sahnede normal pozlama ile “Sağa dayalı pozlama” arasında sadece 1.3 EV’lik bir fark vardı, bu farkın daha fazla olduğu sahnelerde, “Sağa dayalı pozlama” ile iyileşme de bundan çok daha belirgin olacaktır. Büyük boy baskılar alıyorsanız/alacaksanız veya dinamik aralığı düşük eski nesil bir fotoğraf makinesi kullanıyorsanız, bu farklılıklar sizin için daha önemli hale gelir.

    Değişik uygulama örnekleri

    “Sağa dayalı pozlama” tekniğinde histogramda en sağ kısımda çok dikkatli olmalısınız. Bunun tehlikesi, histogramı sağa yaslayayım derken, çok daha ileri gidip yanlışlıkla tamamen beyaza dönük (patlamış/sıfır veri) sonuçlar üretmenizdir (bakınız aşağıdaki şekil). İşleme esnasında histogramın dışına çıkmış, sağında, solunda ya da yukarısında kırpılmış bölgeleri kurtarmak neredeyse imkansızdır. Birçok fotoğrafçıyı bu tekniği kullanmaktan alıkoyan şey yaşadıkları talihsizliklerdir. Doğru teknik ile doğru pozlamayı belirlemenin ve vurguların verisiz kalmasının önüne geçmenin birkaç yolu vardır.

    Bunu yapmanın en basit yolu kamerada görüntüyü incelerken fotoğrafın histogramına bakmaktır. Hedefiniz, histogramın sağına çok fazla ilerlemeyen mümkün olan en parlak fotoğrafı çekmek olmalıdır.

    Yandaki gibi bir histogram facia demektir.

    Sağa dayalı pozlama tekniği

    Bu tekniği kullanırken kesinlikle RAW çekim yapın demiş miydim?

    Ne yazık ki kameranızın LCD’sinde gördüğünüz histogram göründüğü kadar doğru değildir. Birçok kamera, bir görüntünün RAW histogramını göstermez, bunun yerine RAW dosyalarına uyguladığı işlenmiş JPEG görüntüsünü temel alır. Bu, pozlamanızı ileri ittiğini gösterse de tam doğru yeri göstermeyebilir. RAW ile JPEG farkı ve hangisinin ne zaman tercih edileceğini bilmek bu tekniğin uygulanması konusunda rehberiniz olacaktır.

    Kamera üreticilerinin manzara ve stüdyo profesyonelleri arasında en çok istenen özelliklerden biri olan RAW histogram seçeneğini on yıldan fazla bir süredir neden henüz hayata geçiremediklerini anlamış değilim.

    Bu özelliği sunacak ilk kamera üreticisinin çok fazla saygı kazanacağı kuşkusuz.

    Kamera tarafından üretilen histogram tam olarak doğru değilse de, yine de “Sağa dayalı pozlama” konusunda yararlı bir rehber görevi görür. Hatalı histogram sorununu düzeltmek için bazıları hantal da olsa birkaç yol daha vardır, şimdi onlara bir bakalım:

    “Sağa dayalı pozlama” Yöntem 1

    “Sağa dayalı pozlama” görüntüsünü amaçlayan uygun bir yöntem, fotoğrafı çekip kameradaki histogramını analiz etmektir. Histogramda hiçbir kısım sağa yaslanmıyorsa pozlamayı artırabilirsiniz. Histogramın sağ tarafı kenara temas ettiğinde yani vurgularınız iyice beyaza dönüp patladığında pozlamayı durdurmalısınız.

    Histogram yerine görüntünüzün pozlamasını değerlendirmek için “blinkies” i kullanmak da mümkündür. Bu seçenek etkinleştirildiğinde fotoğrafınızın saf beyaz alanları beyaz ile başka bir renk arasında, genellikle siyah veya kırmızı renkte yanıp sönecektir. Bu özelliğin varlığı fotoğraf makinenizin marka ve modeline bağlıdır.

    Patlamış bölgeleri Blinkies ile fark etmek histograma göre daha kolaydır, ancak pozlamanızı değerlendirmek için sınırlı bir yöntemdir, çünkü size sadece bir değer söyler: Beyaz. Yanıp söner, histogramın verdikleriyle aynı değildir. Artı, aynen histogramlarda olduğu gibi, blinkies de RAW dosyasında gömülü olan JPEG’e göre davranır.

    “Sağa dayalı pozlama” Yöntem 2

    Diğer yöntem biraz daha karmaşıktır ve bazı testler yapmanızı gerektirir. Öncelikle pozlama ölçüm modunu “Nokta” (spot) ölçüm olarak değiştirin, ardından sahnenizde ayrıntıyı koruyacak en parlak bölümü bulun. Kameranızı önceden test ederseniz, pozlama telafisi özelliğini kullanabilirsiniz. Örneğin, Nikon D810 kameramla, görüntünün en parlak kısmı için Nokta ölçümün verdiği değer üzerinde en az +2 veya +3 EV pozlama telafisi (artışı) sağlayabilirim.

    Bu yöntemi kullanırsanız kameranızdaki doğru histograma güvenmek zorunda kalmazsınız, ancak bu yöntem sahnenizin en parlak bölümüne daha fazla ağırlık verir.

    İlk adım, pozometrenin tavsiyesiyle karşılaştırıldığında görüntünüzü ne kadar daha parlak gösterebileceğinizi bulmaktır. Kameranızı “M” Manuel çekim modu ve pozlama ölçümünü de “Nokta” (spot) olarak ayarlayın. Netleme noktasını sahnenin en parlak bölümüne yöneltin ve kameranızın pozometre kısmında “0” görene kadar enstantane değerini ayarlayın ve pozlama bilgilerini kaydedin. Ardından, enstantaneyi +1/3 EV ile +4 EV arasında değiştirip birkaç fotoğraf çekin. Görüntüleri Photoshop, Lightroom veya başka herhangi bir görüntü düzenleyicinizde açın, sonra önceden kaydetmiş olduğunuz spot ölçümlü pozlamayla eşleşecek şekilde “Exposure” (Pozlama) çubuğu ile oynayarak pozlamayı kademe kademe azaltın, koyu renge getirin. Hassas ayrıntıları koruyan en parlak fotoğrafın poz telafisini kontrol edin, benim Nikon D810 kameramda +3 EV olmuştu.

    Bulduğunuz değerden -1/3 veya -2/3 EV olan bir pozlama telafisinde karar vermek en iyisidir. Benim durumumda, +3 yerine +2.3 EV pozlama telafisinin ideal olduğunu gördüm.

    Basamaklama (Bracketing)

    Seçtiğiniz yöntem ne olursa olsun, sağa dayalı pozlama için sahnenizi basamaklayarak çekmek iyi bir fikirdir. Bir tanesini standart “sağa dayalı pozlama”nızdan 2/3 durak daha fazla ve bir tanesi 2/3 durak daha az olan en az 2 fotoğraf daha, toplamda 3 fotoğraf çekmenizi öneririm. “Sağa dayalı pozlama” Yöntem 2’yi uygularsanız (“standart” pozlamanınız benimki gibi +2.3 EV olduğunu varsayıyoruz), basamaklamalı fotoğraflarınız +1.7, +2.3 ve +3 EV olacaktır.

    Yanlışlıkla histogramda sağa çok fazla yaklaşmanız durumunda normal değerinizden daha düşük bir pozlama değeri elde etmek önemlidir. Öte yandan, +2/3 EV pozlamanızda herhangi bir öne çıkan noktayı değil, standart “sağa dayalı pozlama” yerine bunu kullanabilirsiniz.

    Yüksek kontrastlı sahnelerde “Sağa dayalı pozlama”

    Sık karşılaşılan bir yanılgı da şudur; “Sağa dayalı pozlama”ya göre, bir fotoğrafçı her zaman pozitif pozlama telafisi kullanmalıdır, yani sonuçta elde edilen fotoğraf, makinenin matris ölçümünde söylediğinden daha parlak olmalıdır. Çoğu zaman durum böyle değildir. Örneğin, aşağıdaki görüntüye bakın:

    Sağa Dayalı Pozlama Tekniği; Fotoğraflarda Daha Fazla Detay

    Bu sahnedeki aşırı kontrast kameramın matris ölçüm modunu idealden daha parlak bir pozlamaya zorlayarak aldattı. Bu görüntüyü -2/3 pozlama telafisi ile aldım ve bazı vurgular hala, özellikle kulübenin ön tarafındaki beyaz bölge patladı. Histogramdan da net görülüyor, en sağda dik bir beyazlık görüyorsunuz. Bu görüntüyü “Sağa dayalı pozlama” tekniğini kullanarak aslında matris ölçümün önerdiğinden 1 durak daha az pozlayarak çekmiş olmalıydım. Dikkat edin daha az pozlayarak diyorum, daha fazla pozlayarak değil.

    Bir sahnenin kontrastı ne kadar düşük olursa, kameranızın “sağa dayalı pozlama”sının tüm olası ayrıntılarını içermeyen çok koyu bir pozlamayı önermesi olasılığı o kadar yüksek olur. Bununla birlikte, yukarıdaki gibi kontrastlı bir sahneyle, kamera tam tersini yapabilir ve idealden daha parlak bir poz önerir.

    “Sağa dayalı pozlama” tekniği ne zaman kullanılmamalıdır?

    Teorik olarak, “Sağa dayalı pozlama” tekniği her olası sahnede çalışır. Bir görüntü için her zaman “en iyi” poz değerini verecektir, en önemlisi parlak alanların herhangi birini patlatmadan parlak görünmesini sağlar. Bu pratikte bu her zaman doğru yöntem değildir.

    Fotoğraf makinenizin baz ISO’sunu kullanmıyorsanız, yani ISO 100 değilse (benin Nikon D810 makinemde baz ISO 64, Olympus OM-D E-M1 MII ve Fujifilm X-T1 makinemde 200), “Sağa dayalı pozlama” işe yaramaz.

    Örneğin, ISO 1600’de bir sahne çekmek ve daha sonra Lightroom’da pozlama değerini azaltmak istemezsiniz. ISO 1600 ile gelen kumlanma (gürültü) işleme esnasında fotoğrafın kararmasıyla ortaya çıkan tüm faydaları yok eder.

    Sağa Dayalı Pozlama Tekniği; Fotoğraflarda Daha Fazla Detay

    Benzer şekilde, “Sağa dayalı pozlama” baz ISO’yu arttırmanızı gerektiriyorsa yararsızdır. Örneğin, rüzgarlı bir manzara sahnesi düşünün. Ölçülen pozlama ayarları diyafram f/11, enstantane 1/30 saniye ve ISO 100 (taban ISO) olsun; bu sahne, bu tekniği kullanmanız için mükemmel bir aday olabilir, ancak bu durumda işe yaramayacaktır. Çünkü; ISO ile oynamak istemiyorsanız enstantane hızınızı yavaşlatmanız ve pozlamanızı arttırmanız gerekecektir, bu da hareketli nesneleri bulanıklaştıracaktır. Dolayısıyla önerilen “Sağa dayalı pozlama” kriterine ulaşmak için ISO değerini yükseltmeniz gerekir. Yüksek bir ISO’dan gelen kumlanma, yine Lightroom’da pozlamanın düzeltilmesinin etkilerini ortadan kaldıracaktır. Bu durumda sadece ölçülü pozlamayla gitmek, yani matris ölçüm kullanmak en iyisidir.

    İstediğiniz fotoğrafı çekmek için zamanınızın olmaması durumunda “Sağa dayalı pozlama” tekniğinin uygulanması da zordur. Örneğin, bir vahşi yaşam veya düğün fotoğrafçısı, “Sağa dayalı pozlama”nın önerdiğinden daha koyu olan, ancak önemli vurguları yoketme ihtimali daha düşük “daha güvenli” bir pozu tercih edebilir.

    JPEG çekerseniz, “Sağa dayalı pozlama”yı kullanmanın pek faydası yoktur.

    Lightroom’da parlak yerlerin pozlamasını azaltmak, renkleri değiştirme potansiyeline sahiptir. Artı, JPEG dosyaları doğası gereği RAW’a kıyasla çok az veri içerir (yalnızca 8-bit). Zaten tehlikeye girmiş bir görüntü formatı üzerinde “Sağa dayalı pozlama” gibi bir teknik kullanmak çelişkili olmaz mı?

    Sahnenizdeki öne çıkan unsurlardan herhangi birini patlatmasanız bile, bazen “Sağa dayalı pozlama”nın da boşa gidebileceğini belirtmem gerekir. Örneğin, çok koyu bir nesne çekiyorsanız, Lightroom’da vereceğiniz aşırı parlaklık görüntünün renklerini biraz değiştirebilir. Yine de, bu renk değişiklikleri genellikle önemsizdir ve “Sağa dayalı pozlama” tekniğini kullanmanızı engellememelidir.

    Peki buna değer mi?

    Kameralarda bulunan modern algılayıcıların aşırı dinamik aralık yetenekleri ve taban ISO’da çok daha düşük bir kumlanma miktarı ile “Sağa dayalı pozlama”nın değeri fotoğraf dünyasında inceleniyor. Modern kameralarla gölgeleri kurtarmanın çok kolay olması nedeniyle “daha güvenli” bir pozlamayla gitmek daha iyi değil mi? Çoğu durumda, evet. Bir görüntünün parlaklığını bir veya iki durak artırmak artık bir sorun değildir ve kaç kişi zaten büyük bir fark görmeye yetecek kadar büyük baskılar alıyor?

    Fotoğrafçılar görüntülerini mümkün olan en yüksek kalitede almaya çalışıyorlar. RAW dosyalarımızın olabildiğince fazla veri içermelerini istiyoruz, bu da bize işleme esnasında verileri kurtarmak için daha fazla hareket alanı sağlıyor. Özellikle manzara veya stüdyo fotoğrafçısı iseniz, ideal “Sağa dayalı pozlama” elde etmek için fotoğraflarınıza ayırabilecek kadar zamanınız olmalıdır. “Sağa dayalı pozlama” tekniğini uygulayacak kadar vaktiniz varsa bunu neden yapmayasınız?

    Son bir not olarak, bazı fotoğrafçılar “Sağa dayalı pozlama” fikrinden çok uzaktalar. Bu teknik pek çok fotoğrafçı için değerli bir araç olabilir, bir şartla; fotoğrafta her yönüyle başarılı olursa (kompozisyon, ışıklandırma, optimum odaklanma vb) anlam ifade eder.

    Tüm bu nedenlerle, “Sağa dayalı pozlama”nın ne zaman ve nasıl kullanılacağını bilmek önemlidir. Bu tekniği doğru ve yerinde kullandığınızda fotoğrafınızdan en fazla detayı alabilirsiniz. Birçok fotoğrafçı için tek başına bu fayda bile bu tekniğin bazı dezavantajlarından daha önemlidir.

    Mutlaka sizin de bu konuda değişik deneyimleriniz ve düşünceleriniz vardır, lütfen “Yorumlar” kısmından benimle paylaşın.

    Işığınız bol olun.

    İLİŞKİLİ İÇERİKLER

    Filmler ve Tarayıcılar

    Fotoğrafı konuşup yazarken bahsetmediğimiz ya da çok dikkatimizi vermediğimiz bir tarafında “Tarayıcılar” yer alıyor. Herhalde film kullanımının gündeme gelmediği teknoloji dünyasında bunu normal karşılamak gerekiyor.

    Beyaz Dengesi nedir, fotoğrafı nasıl etkiler, nasıl ayarlanır?

    İç mekanlarda fotoğraf çektiğinizde konularınızın neden sarılaştığını hiç merak ettiniz mi? Ya da kameranızın flaşının neden onları mavi gösterdiğini? Beyaz dengesi kavramını ve nasıl çalıştığını iyice anlamak dijital fotoğrafçılıkta çok önemlidir.

    DxO DeepPrime ile eski fotoğraflara can suyu

    Eski fotoğraflarımızı DxO DeepPrime'dan geçirmeyi denersek...

    PPI ve DPI nedir? Farklarını bilmek ne işe yarar?

    Fotoğrafçılıkla ilgilenmeye başladığınızda şu iki kısaltma devamlı karşınıza çıkar: DPI ve PPI. Bu sıklıkla birbirine karıştırılan iki kısaltma, çok fazla yanlış anlaşılmayı da beraberinde getirir. Birbirlerine çok yakın harfler ile tanımlanmaları nedeniyle bu kafa karışıklığı normal karşılanabilir. 

    E-POSTA ABONELİĞİ

    Makale yazarı

    Sebahattin Demir
    Sebahattin Demir
    Mühendis ama Tıp meraklısı. Seyahat etmeyi seven bir fotoğraf gönüllüsü. Okumayı, araştırmayı, sorgulamayı sever. İnsan ilişkilerine ve saygıya önem verir. Bildiklerini paylaşmaktan mutluluk duyar. "Bilmiyorum" demekten çekinmez. Türkçe yazım kurallarına uymayanlarla arası iyi değildir. Detay profil bilgisi için tıklayınız.

    POPÜLER İÇERİKLER

    Yorum Politikamız: Arthenos.com ekibi olarak tüm okuyucularımızı tartışmalara aktif olarak katılmaya teşvik etsek de, Davranış Kurallarımıza uymayan veya yayınlanan materyalin editoryal standartlarını karşılamayan herhangi bir içeriği Silme / Değiştirme hakkını saklı tutarız.

    YORUM YAPILDIĞINDA BANA BİLDİR
    Bana bildir
    guest

    27 Yorum
    Beğenilenler
    En yeniler Eskiler
    Satır içi geribildirimler
    Bütün yorumları göster
    Hikmet zora
    Hikmet zora
    Makale Puanlama :
         

    Çok ama çok teşekkür ederim

    Mikdat Besni
    Mikdat Besni

    Merhaba.

    Hani hepimizin elinde fotoğraf çeken bir kamera var ya, çoğumuz renklerin çekiciliğine kapılıp, fotoğraf çektiğimizi zannediyoruz.
    Aslında yanıldığımızın farkında değiliz.

    Pozlama (ışık vasıtasıyla, görüntüyü algılayıcıya aktarma) konusunda çoğumuz yeterli bilgiye ve birikime sahip değiliz.
    Bu bilgiye sahip olanlar, fotoğrafçılıkta ustalaşıyor ve ayrışıyor.
    Çünkü doğru pozlama (ışıklandırma) sayesinde, fotoğrafın her hücresi/pikseli detaya sahip oluyor

    Bu makale, fotoğrafta ustalaşmak isteyenler için güçlü bir bilgi kaynağıdır.
    Özellikle loş alanlarda ayrıntıyı tespit etme ve kumlanma, ışık gürültüsü/noise sorunuyla baş etmek isteyenler için çok yararlı olacaktır.

    Tabii ki algılayıcı/sensöre düşen ışık miktarını/fotonları ölçen histogram, fotoğrafçı için çok yararlı bir veri sağlar.

    Makaledeki histogramlar, konuyu ve histogram okumasını bilenler için hiç şüphesiz doğru örneklerdir.

    Takıldığım konu makalede geçen bir kelimedir, açıklık getireyim…

    “Sağa dayalı pozlama” ise histogramın tepe noktasını mümkün olduğunca sağ tarafa doğru itmek yani herhangi bir vurguyu kırpmadan görüntüyü aşırı pozlamaktır.”

    Yukarıdaki vurgunuzun içeriğine ve anlatımına, özellikle ” histogramın tepe noktasını mümkün olduğunca sağ tarafa doğru itmek yani herhangi bir vurguyu kırpmadan görüntüyü aşırı pozlamaktır.” ifadesine tümüyle katılıyorum.

    Sadece “Sağa dayalı” tanımının, konuyu tam olarak anlatmakta yetersiz kalabileceği, ya da yanlış anlaşılmalara yol açabileceği konusunda şüphelerimi dile getirmek isterim.

    “Dayalı” kelimesi anlam olarak; yaslanmış demektir. Bu bütünleşmeyi ifade eder.

    Eğer histogram sağa dayanırsa/yaslanırsa, fazla ışık alan bölgelerde ayrıntı kaybına yol açacağı kaçınılmaz bir sonuç olacaktır.

    Bence histogramın “sağa dayalı” yerine “sağ çerçeveyle bir noktada buluşmalı” şeklinde ifade edilmesini tercih ederdim.

    Küçük bir noktaya takılmakla birlikte, bu makaleyi çok yararlı buldum.
    Emeğinize sağlık teşekkürlerimi iletiyorum.

    Mikdat

    Mikdat Besni
    Mikdat Besni
    Yorumun sahibi  Sebahattin Demir

    Sebahattin Hocam, düşüncelerimi aktarırken düzeltme yapmanızı beklememiştim, o niyetle de yazmamıştım. 😊
    Siz büyük olgunluk göstermişsiniz.
    Harikasınız.

    Selamlar.

    Fatih Özkadir

    Tebrikler, çok güzel tespitler yapmışsınız. Olanı çıkarıp atabilirsiniz ama olmayanı eklediğinizde her zaman bir şeyleri kaybedersiniz. pozlaması az fotoğrafta artı müdahele beraberinde nois ve kayıp getirecektir. Ama pozlaması artı değerde olan fotoğrafa eksi yönde müdahele size çok şey kaybettirmez.

    Güner O. Ertürk
    Güner O. Ertürk

    Çok güzel kurgulanmış çok güzel örneklenmiş çok başarılı bir yazı. Tebrik ediyorum. Sizden ne çok şey öğreniyoruz. Hiç bir eğitimde buna benzer konuların hiç birini bulamazsınız. Görseller bir harika. O çiçek fotoğraflarınıza bayıldım. Hangi lens ile çektiğinizi sorabilirmiyim.

    Burak B
    Burak B

    Harika yazı Sebahattin bey. Sizin sayenizde aldığım Nikon d850 makinemi yine sizin sayenizde her geçen gün daha fazla seviyorum. Onlar ne renkler öyle… +1.3EV pozlamanın bir fotoğrafa bu kadar etkisi olabileceğini düşünmezdim.
    Paylaşımlarınız için çok teşekkür ederim

    Olcayto
    Olcayto

    Mükemmel makale. Filmden gelme alışkanlıklarımla dijital pozlarımı her zaman sezgisel olarak telafi etme yöntemini seçtim ama ne yaptığımı tam olarak hiç anlayamadım. Bu konu gerçekten ilgi çekici çünkü benim eğilimim hep az pozlamadan yana olmuştur.
    Çok teşekkürler

    Habibe
    Habibe

    Gun batimi fotograflari cekmeyi seviyorum. Kuzey avrupada yasiyorum ve burada boyle imkanim cok oluyor. Bazi gun batimi fotograflari cekerken bunu bilmeden yapiyordum ve gercekten fark yaratiyordu! Acikladiginiz icin tesekkurler. Boylece neden oldugunu ve bunun bir teknik oldugunu simdi biliyorum 🙂
    Sonuctaki fotograf uzerinde gercekten cok buyuk bir etkisi oluyor.

    Ersin
    Ersin

    Sebahattin bey merhaba
    Yine çok güzel bir yazı ile bizleri mutlu ettiniz teşekkürler.
    Ben uzun yıllardır stok fotoğrafçılığı yapıyorum kendi çapımda. Aslında stok ile ilgilenen çok kişi bu yöntemi bilir daha doğrusu bu onlardan böyle istenir. Stok sitelerine bakarsanız genellikle çok pozlanmış fotoğraflar karşınıza çıkar. Ben de böyle yapıyordum ama açıkcası nedenini pek anlamıyordum.
    Aslında bu yazınız tam bana yazılmış gibi olmuş 🙂
    Selamlar.

    Berkant
    Berkant

    Film zamanı: gölgeler için fazla pozla
    Digital zamanı: parlak alanlar için fazla pozla

    Kıvanç
    Kıvanç

    Bu etkinin çalışması için yani pozlamayı artırmak için ISO’nuzu arttırmamalısınız…

    zeki
    zeki

    Evet bu benim yaptıklarımı onaylıyor. bu yüzden her zaman manzara çekimleri sırasında pozlamada +1EV yapmayı deniyorum ve daha sonra işlediğimde pozlamayı düzeltmeye çalıştığım düşük pozlanmışlara kıyasla daha keskin ve net sonuçlar alıyorum… teşekkürler

    Öner BÜYÜKYILDIZ
    Öner BÜYÜKYILDIZ

    Nereden duydum, nerede okudum, yada neden aklımda böyle kalmış bilmiyorum ama; az pozlanmış raw fotoğraflardan detay kurtarmanın, fazla pozlanmış raw fotoğraflara göre daha kolay olduğunu sanıyordum. Bu yazınızla durumun tam tersi olduğunu öğrenmiş oldum. Değerli katkılarınız için çok teşekkür ederim.
    Saygılarımla.

    Hüseyin Ç.
    Hüseyin Ç.

    Bu yazı benim için garip bir durum çünkü her zaman renk bilgisini ve gölgelerdeki ve siyahlardaki detayları korumak için *düşük pozlanmasının* gerektiğini okuyorum ve çok parlak alanların çok karanlık alanlardan daha fazla bilgi kaybına uğradığını biliyordum.
    Şimdiye kadar bildiğim şey ortalanmış bir histogramın ideal olduğuydu.
    Yanlış mı biliyorum yoksa?

    27
    0
    Düşünceleriniz bizim için önemli. Belirtmek ister misiniz, lütfen yorum yapın.x