Sebahattin’in başıma açtığı işi geçen yazıdan biliyorsunuz. Benim için “idare eder” dediğim koşullar yakın arkadaşım da olsa dışarıdan birisi işe karışınca ince eleyip sık dokumak gerekiyor. Ama bu arada olan Sebahattin’in filmlerine oldu. Allahtan film çekmeye yeni başlamıştı da çok ses etmedi. İyi adamdır kendisi. Aklından geçirse bile söylemez, bilirim.
Neyse…
Yaptığım sistemi biliyorsunuz ama şöyle ağız tadıyla gerçek bir fotoğraf çekiminde -yani bu benim için sokak fotoğrafçılığı olur- kullanma imkânım olmamıştı. Belki de yine aynı şeyler başıma gelir tereddüttü mü yoksa korkusu mu var tam kestiremiyordum. Hadi itiraf edeyim, siz yabancı değilsiniz, aslında içten içe “ya olmazsa” korkusuydu bu.
28 Nisan 2025 günü, yani ayın son pazar günü Köyceğiz’de kurulan ikinci el pazarına kameramı da alıp mehter marşı ile gittim ve çekim yaptım. Ne beklersiniz? Eve gelince hemen banyo et neticeyi gör, değil mi? İşte öyle olmadı. Kamera usulca yerine kondu. Ben, sanki bu filmi başkası banyo edecekmiş gibi başka havalardaydım.
Bugün sabah telefon “dınnk” etti. Sevgili gelinim küçük yakışıklı Can’ımızın Roma’da İspanyol merdivenlerini fotoğraflarkenki fotoğrafını göndermiş. Nasıl hoşuma gitti anlatamam. Nihayet ailemizdeki en küçük yakışıklı ferdine fotoğraf virüsünü bulaştırmıştım.
Kendi fotoğrafımı yayınlamak veya kullanmak haz ettiğim bir şey değil. Ancak bu fotoğraf Can’ın analog kamera ile fotoğrafçılığa başladığının belgesidir. Manual modda neye dikkat edeceğini anlattım ve kamerayı boynuna astık. Küçük elleri ile birtakım ayarlar yaptı ve bu fotoğrafı çekti. Kullandığı makine Nikon F100, film Fomapan 100. Tabii Sebahattin’in filmlerinin başına gelenler Hollanda’da çekilen filmlerin de başına gelmesi kaçınılmazdı. Affınıza sığınarak mazur görün. Bir daha olmayacak.
Can’ın fotoğraf çekerken fotoğrafına baka baka evin içinde bir aşağı bir yukarı (gerçek anlamda bu) alt kattan üst kata sonra tekrar alt kata sonra tekrar üst kata derken en son alt kata olan seferim elimde fotoğraf makinasıylaydı.
Can Roma’da fotoğraf çekiyorsa Okyar’da Köyceğiz’de fotoğraf çeker. Di mi ya😊
Sistemi zaten biliyorsunuz. Hızlıca teknik kısmını anlatıvereyim: Oda sıcaklığı 24 0C idi. Su sıcaklığının düşmesini beklerken kullanılacak banyoyu ve film sarılı tankı da suyun içine yerleştirdim. Sıcaklık 19.8 0C olduğunda bu sudan birazını tankın içine boca edip iç sıcaklığı ölçtüm. 20.3 0C idi. Diğer kabın içinde bekleyen banyo da aynı sıcaklıktaydı. Ve artık işleme başlayabilirdim.
Bu sefer banyoyu 1+3 sulandırdım. Bu karışımla banyo süresi 21 dakika oluyor. Tank sürekli suyun içinde duracak. İlk bir dakika sürekli çalkalama, daha sonra her bir dakikada on saniye çalkalama yapılacak.
İşlemim son dört dakikasında soğutma faaliyetini durdurdum. Buna rağmen suyu 20 0C sıcaklığı yaklaşık on dakika daha sürdüğünü gözlemledim. Yani bir dahaki sefere bunu dikkate alarak sistemi durdurabilirim.
Manşet fotoğrafı iki şekilde yorumlayacağız; birincisi yazın ortasında yapılacak iş için sıcaklığı “hallederiz abi” modunda kırk senelik iş hayatında hiç yapmadığın şekilde ele alırsan işte böyle sana kurukafaları gösterirler. İkincisi, filmi banyo ederken geçen süredeki kötü hayallerin vücuda gelmiş hali. Ne çektiğimi bir ben bilirim, şimdi de bir siz bilin bakalım.
Şimdi sıra fotoğraflarda;
Sevgili Haluk kardeşim. Geçen sene de birkaç kare fotoğrafını çekmiştim. Beni görünce seslendi ve modellik yaptı. Bu arada tabeladaki yazı bana film banyo sürecinin ikazı olarak verilmiş gibi duruyor. Ne demezsin?
Şapkalı kadın. Fotoğrafını çekmeden önce ve sonra biraz sohbet ettik. Son cümlem “şapka cumhuriyetin simgelerinden birisidir. Size de çok yakışmış” oldu.
Arasam Köyceğiz’de Çinli bir amca bulacağım aklıma gelmezdi. Şaka bir yana tabii ki Çinli falan değil. Epey sohbet ettik. Aile kökenini sormak aklıma gelmedi. Bir önemi de yoktu zaten. Bana keyifle pzo vermiş ve samimi bir sohbet yapmıştık.
Ufacık tekne çekek alanında bu yansıma ve simetri hoşuma gitti. Bu ve sonraki fotoğraflar 12 Ekim 2025 Pazar günü çekildi ve akşamına banyo edildi.
Metruk sandalyeler, koltuklar algıda seçicilik tarafımda. Her yerde gözüme giriyor ve fotoğraflıyorum. Hatta “hayatın bir kısmı sandalye üstü” diye bir foto-albümüm ve sunumum da var. Bu sefer sığla ormanının içinde karşılaştım. Sanki 1960’lar ya da 70’lerin modeli gibi duruyor. Kim bilir kimlere hizmet etti?
Foto: 07
Son kare de gölden olsun. Sazlık detayını hep sevmişimdir.
Ve başlıktaki sorunun cevabı: çoooooooooook…
Çuvaldızı da kendime batırayım: hangi kamerayı ve hangi tekniği kullanırsanız kullanın; fotoğraf hayal kurma, düşünme, görme, hissetmenin bileşkesi eşliğinde sanatın diğer alanlarıyla var olacaktır. Bizimki işe biraz farklılıkla bir çok fotoğrafçının uğraşmadığı işlerde çaba sarf etmek ve biraz da heyecan macera yanı…
Ben Sebahattin. Okyar bu yazıyı 2 gün önce gönderdi yayınlanması isteğiyle. Şimdiye kadar hep şöyle oldu; Okyar yazısını Word ortamında yazar, bana gönderir, ben de onu sitede yayınlanabilir hale getirebilmek için uğraşıp dururum. Bir önceki yazısını da böyle göndermişti. O kadar karmaşık bir mizanpajı vardı ki yazının, yayına hazır hale getirmek için iki gün uğraşmıştım. Ah Okyar, öğrenmedin bir türlü şu yazıyı direk sitemizin editöründen yazmayı(!).
Okyar’ın, bu yazıda bana getirdiği külfet (tabi bu ona göre öyleydi, bana göreyse memnuniyetle yaptığım bir işti elbette) karşılığı kahve sözü vardı bana. Bugün Kemeraltı’nda buluştuk. Yukarıdaki kare ilk durağımızdaki onun kahve borcunu ödeme sohbetimizden.
Değerli dostum bunun gibi yazılar yazsın da ben seve seve uğraşırım gıkım çıkmadan.
Kaleminde sağlık, iki ki varsın arkadaşım!
NOT: Okyar bana yaşattığı zahmeti bir kahveyle geçiştirdiğini sanıyor, ama bugün banyo etmesi ve taraması için bir makara S&B negatif filmi eline sıkıştırıvermiştim laf arasında 😃. Ki, bugün çektiğimiz karelerden oluşan bir makara film daha kameramda dolup Okyar’a gitme sırasını bekliyor 😉. Bu sefer kaliteli bir iş çıkacak gibi geldi bana bugün anlattıklarından, göreceğiz.
Kolay gelsin Okyarcığım!…
OM System Live ND özelliği, fotoğrafçılığa yeni bir boyut kazandırıyor. Uzun pozlama efektlerini gerçek zamanlı…
1977 yılında fotoğrafa başladı. Ankara Çankaya Belediyesi Basın ve Yayın Müdürlüğü’nde belediye foto muhabiri, Başbakanlık…
Üzerinden “çok uzun” diyemeyeceğimiz bir zaman geçti. Hatırlarsınız, “Analog Fotoğrafçılık ve Film Kullanmak” yazımızda gelinen…
Bu yazı Arkaplan Sanat Dergisi için (Yazı ilk olarak ArkaPlanSanat Dergisinin 38. Sayısı (Ağustos-Eylül 2025)…
Teşekkürler Godox, beni yüklerden kurtardın. Söylenecek çok fazla söz kalmadı. Şimdi AD100 Pro fotoğraf makinası…
Bu günleri özgür ve bağımsız yaşayabilmemizi sağlayan tüm şehitlerimizi rahmetle anıp hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum.…