Arkeolojik Haber internet sitesinden alınmıştır. İzin için Sn. Adnan Erdoğan'a teşkkürlerimizi sunuyoruz.
Anadolu denildiğinde tarihi ve efsaneleri M.Ö. 9.600- 9.500 yıllarına Göbeklitepe, “tarihin sıfır noktası” diye taçlandırılan yerleşime kadar uzanır. Kim bilir, belki daha geçmişe de gidiyordur. Ayrıca Anadolu’muzun Ege kıyılarının her köşesi başlı başına ele alınacak Anadolu medeniyetlerinin tarihi, efsaneleri ile doludur. Halikarnas Balıkçısı (Cevat Şakir Kabaağaçlı) bu efsaneler ve o dönemlerin eski Yunan tanrılarına ve tanrıçalarına ilişkin yaşamlar, ritüeller, aralarındaki çekişmeleri, ihanetleri eserlerinde akıcı bir dille anlatır.
Bunun yanı sıra, Anadolu tanrı ve tanrıçaları denildiğinde üstat fotoğrafçı rahmetli Ersin Alok’u bu konu üzerindeki çalışmaları ile birlikte anmamak olamaz.
Bu iki değerli ve bilgili insanın yanında bildiklerim okyanusta bir damla, kumsalda tek bir kum tanesi olsa mutlu olurdum herhalde.
Anadolu’nun antik dönem kültürlerinin daha bilinir, duyulur ve canlandırılmasının turizme ve kültürümüze katkısı yadsınamaz. İşte Muğla Büyük Şehir Belediyesi, Muğla İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Yatağan Kaymakamlığı, Yatağan Belediye Başkanlığı ve Stratonikeia-Lagina Kazı Başkanlığı etkinliğe ev sahipliği yapıyor.
Olympos’un 12 tanrısı vardır. Nedense Hekate’nin adına bu tanrıların arasında yer verilmemiştir. Acaba buna neden Karya (Anadolu) kökenli olması mıdır? Veya görevi olan yeraltı dünyasının anahtarını (yani yeraltı dünyasının kapısını açmazsa kimse ölmeyecek. Kötü bir görevi olduğu mu düşünülüyordu?) elinde tutması mıdır? Ya da Zeus’un tanrıları onurlandırırken Hekate’yi kayırmasının diğer titanları kızdırması mıdır?
Bir yeraltı tanrıçası olarak bilinen Hekate’nin ölülerin ecesi olduğu ve yeraltı dünyasına açılan kapının anahtarını elinde tuttuğuna inanılmaktaydı. Hekate’nin en belirgin simgeleri meşale, hançer, kırbaç, yılan ve anahtardır. Hekate kimi bölgelerde üç, kimi bölgelerde de dört gövdeli bir heykel olarak görülse de dört yönlü betimleme az görülen bir tasvirdir. Tanrıça üçlü karakteriyle Ephesos Artemis’ine çok benzetilmiştir.
Kısrak, dişi köpek, dişi kurt Tanrıça Hekate’nin kutsal hayvanları olarak anlatılmaktadır. Ancak çoğunlukla bu hayvanlardan sadece köpek ile birlikte gösterilmiştir. Bazı gecelerdeki, özellikle dolunay olduğunda köpek ulumalarının ya da uzun süren köpek havlamalarının Hekate ile ilgili olduğu, köpeklerin tanrıçayı ve yanındaki köpeği gördüğü için havladıkları düşünülür ve bunun içinde yol kavşaklarına Hekate için peynir, çörek, yumurta ve balık türü yiyecekler bırakılırmış.
Homeros’da eserlerinde tanrıçanın adına yer vermemesine rağmen, Anadolu kökenli Hesiodos Hekate’ye, 46 dizelik uzun bir övgü yazmıştır. Theogonia’da Hekate’den bahsederken yağdırdığı övgülerden kısa bir alıntı tercümesi şöyledir:
“Phoibe Koios’la gerdeğe girdi, Leto ve adı güzel Asteria’yı getirdi dünyaya
Perses sarayına götürdü bir gün ve sevgili eşi oldu onun
Ve Asteria Hekate ’yi doğurdu, ölümsüzlerin saygısı büyüktür Ona,
Bütün yeryüzünde kurban kesen her ölümlü Hekate’nin adını anar yakarışlarında.
Kimin dileğini iyi karşılarsa o tanrıça onun elde edemeyeceği bir şey yoktur.
Ona bütün mutlulukları vermek elindedir, ünlü Gaia ve Uranos’un çocukları
Kendi paylarından pay vermişlerdir ona, kim hoşuna giderse Hekate’nin
Yardım görür ondan, meydanlarda kalabalıklar içinde kimi isterse onu parlatır Hekate “
‘Not: Roma’lı filozof Lucius Apuleius’un Başkalaşımlar (Metamorphoses, kitabın orijinal adı “The Golden Ass – Altın Eşek” dir) kitabında Hekate’den bahseder.’ “not: henüz okumadım. Alıntıdır.”
Hesiodos Hekate’ye, ana tanrıça Kybele ile kıyaslanabilecek evrensel bir nitelik kazandırmıştır. Hekate, özellikle Artemis ve Demeter ile özdeşleştirilmiştir. Hekate’nin Apollon ve Artemis ile teyze çocukları olması (Tanrıların soy ağacı) ve bu nedenle Hekate’nin Kybele, Demeter ve Artemis’e yakın olmasından dolayı ortak özelliklerinin bulunduğu gösterilmektedir.
Hesiodos, tanrıça Hekate’yi, Titanların Güneş soylular diye bilinen tanrıları soyundan olduğunu betimlese de Titanlardan ayrı tutmaktadır. Kaios ile Phoibe’nin iki kızları olur. Birisi Leto diğeri ise Asterie’dir. Asterie’nin Perses ile birleşmesi sonucu Hekate doğar. Zeus ise bu tanrıçayı herkesten üstün tuttuğunu ve evrende onur payını tanrılara dağıtırken Hekate’ye karalarda, denizlerde, yeraltında ve göklerde yetki verdiğini (resmen kayırma var) anlatılır.
Hekate’ye tapınma ritüeli (kültü) için bilinen en büyük kutsal alan, tapınak ve altar Lagina’da (Dünya’da ayakta kalan tek Hekate tapınağıdır) bulunmaktadır. Karya Bölgesi’nde en önemli yapılarından birisinin bu tanrıça için yapılmış olması, tanrıça Hekate’ye bölgede verilen önemin göstergesidir. Diğer yandan bu kutsal alanın falcılığın merkezi olduğuna ilişkin bulgular vardır. Tapınağın frizlerindeki[i] kabartmalarda farklı konular işlenmesine rağmen, hepsinde de Hekate’nin betimlenmiş olması onun tanrılar panteonundaki önemini ön plana çıkarır.
Tanrıçanın heykel ve kabartmalarında sol elinde meşale sağ elinde bir çanak, başında hilale benzer boynuzlar taşıyan polos[ii] ve uzun bir elbise ile görülmektedir. Lagina’daki Hekate Kutsal Alanı’nda yapılan dinsel törenlere tanrıçanın sözcü gönderdiğine inanılmaktaydı.
M. Ö. 2 nci ve M. Ö. 1 nci yüzyıllara ait bulgularla Hekate kutsal alanında birden fazla şenliğin yapıldığı bilgisi edinilmiştir. Bunlar arasında en dikkat çekenleri; Hekatesia, Anahtar Taşıma, Doğum Günü Şenlikleri ve Gizli Dinsel Törenler bulunmaktadır.
Hekate kutsal alanında yapılan şenliklerin en önemlisi M.Ö. 81 yılından sonra periyodik olarak dört yılda bir yapılmaya başlanmış olan Hekatesia-Romania şenliğidir. Bu şenlik kutsal alanda yapılan en büyük şenliktir.
Her yıl belirli bir ayın otuzuncu gününde yani dolunayda tanrıçanın doğum gününü kutlamak için yapılan törenler varmış. Bu törenlerin yılın diğer aylarında, sembolik bir şekilde tekrar kutlanılmış olabileceği de düşünülmektedir.
Tapınak naosu[iii] içinde gizli dinsel törenler yapılmaktaymış. Ancak bu törenlerin nasıl yapıldığı kesinlik kazanmamıştır. Bu gizli törenler M.S. 2. yüzyıldan sonra belli aralıklarla düzenlenmeye başlanmıştır.
Yıllık şenliklerin tamamında kent halkına yemek, para ve ödüller dağıtılıyordu. Bu nedenle halk bu şenlikleri dört gözle bekliyordu. Stratonikeia meclis binasında bulunan bir kutsal sandığın gelirleri Hekate ve Zeus arasında bölüşülüyordu.
Kutsal alandaki seremoniler belirli bir düzen ve program dahilinde gerçekleştiriliyordu. Bu seremoniyi izlemeye gelen ziyaretçiler propylondan[iv] girip basamakları inmeden hemen kuzeybatı yöndeki kapıdan stoaya[v] giriyorlar ve stoa önündeki oturma basamakları üzerinde yerlerini alıyorlardı. Görevli olan değişik kültlere mensup kişiler ise, kutsal alanda kendilerine ayrılan yerlerde duruyorlardı.
Daha önceden belirlenen kurbanlar kesiliyor ve kurbanın en yağlı kısmı altardaki sunak üzerinde yakılıyordu. Yağlı etin dumanları yükseldikçe seremoninin en önemli kutsal kısmı yerine getirilmiş oluyordu. Kesilen kurbanların etleri ise, törene katılan kişiler tarafından yeniliyordu. Kurbanların haricinde başta Hekate ve diğer tanrı ya da tanrıçalar için hediyeler de veriliyordu. Bu hediyeler kişilerin zenginliğine göre değişiyordu. Törenlerde zengin ve cömert kişiler halka yaptıkları para ve yiyecek yardımıyla halkın hoşgörüsünü kazanıyorlardı.
Seleukoslar[vi] tarafından kurulan Stratonikeia, civardaki yerleşimlerin kendisine bağlanmasıyla büyük bir kent olmus, Karia’nın dikkate değer bir merkezi haline gelmiştir. Çevredeki üç büyük kutsal alandan biri olan Lagina Hekate Tapınağı buraya yaklaşık 9.5 kilometrelik kutsal bir yol ile bağlanmaktadır. Kutsal yol, anahtar tasıma festivalinin önemli bir parçasını olusturmaktadır. Festival, siyasi ve dini merkez bağlantısını vurgulayan renkli törenlere sahne olur. Bu siyasi bağ göz önüne alındığında festivalin kutlanmaya başlandığı tarih için, Stratonikeia kentinin kuruluş tarihi terminus post quem[vii] kabul edilebilir.
Bu tören Ölülerin efendisi ve yeraltı Tanrısı Hades’in bulunduğu yeraltı ülkesinin anahtarını elinde tuttuğuna inanılan Tanrıça Hekate için Lagina Hekate Kutsal Alanı ile Stratonikeia Antik Kenti arasını yürüyerek katederek festival havasında yapılan ayindir.
Ölülerin efendisi ve yer altı ülkesinin anahtarını taşıyan Tanrıça Hekate adına düzenlenecek “Anahtar Taşıma” şenlikleri çeşitli oyunlarla birlikte birkaç gün sürüyordu. Bu törenler esnasında anahtar taşıyan genç kız (kleidophoros) tören alayının söylediği ilahiler eşliğinde Lagina’dan çıkarak anahtarı Stratonikeia’dan getiriyordu. Ve alanda yapılan ayin hem yeraltı dünyasının anahtarının Hekate’nin elinde olduğunu, hem de bu dini kutsal merkezin Stratonikeia siyasi merkezine bağlılığının göstergesi olarak yorumlanmıştır.
Ayinden sonra anahtar tekrar Lagina’da Hekate kutsal alanına geri getirilip koronun kutsal alana girmesinden sonra buradaki dini törenler devam ederdi. Anahtar taşıma görevi genellikle rahibin yakını olan bir genç kıza verilir ve bu kişinin adı da yıllık bir görev olan Kleidophoros (κλειδοφόρος) unvan olarak yazıtlarda sıkça geçmektedir. Alayın düzeninden sorumlu olan Parapompos ve tanrıçaya ait süsleri taşıyan Kosmophoros (ikisinin de bir elinde meşale olmazsa olmazdır)alayın yürüyüşünde Kleidophoros’a eşlik eder. Anahtar taşıyan görevli kız (Kleidophoros) tarafından tapınağın kapıları açılır, kutsal alana gelen insanlar, kutsal alanın batı kenarı boyunca düzenlenmiş olan basamaklarda oturup töreni izliyorlardı. Festival programı diğer festivallerde olduğu gibi başka etkinlikler devam ederdi.
Tören ve ayin rahipler tarafından organize edilirmiş. Muhtemelen tanrıça Hekate’nin ayrıcalığı nedeniyle, Hekate rahipliği büyük bir onur olarak değerlendirilirmiş. Bu görevi genellikle kentin önde gelen ailelerinin üyesi olan bir rahip üstlenir. Soylu ve zengin kesimden gelen bireylerin bu görevi alması kült giderlerinin harcamalarıyla ilişkilidir. Zira rahipler festival masraflarını karşılamakla yükümlüdür.
[i] Eski Yunan ve Roma yapılarında, taban kirişiyle çatı arasında kalan, üzeri boydan boya kabartmalarla süslü bölüm
[ii] Anadolu ve Yakın Doğu’nun mitolojik tanrıçaları tarafından giyilen yüksek dairesel bir taç
[iii] Yunanca’da naos; ‘tapınak’, ‘ilahın evi’ ‘oda’, ‘ev’ anlamına gelir.
[iv] Antik Yunan mimarisinde anıtsal geçittir.
[v] Antik Yunan mimarisinde bir sokak ya da agoranın (çarşı) yanında yer alan, üstü kapalı, sütunlu galerilerdir. Yönetim ve ticaret merkezleri olarak kullanılan halka açık yerlerdi.
[vi] Batı Asya’da, Helenistik dönemde MÖ 312’den MÖ 63’e kadar var olan bir Yunan devletiydi. Seleukos İmparatorluğu, Büyük İskender tarafından kurulan Makedonya İmparatorluğu’nun bölünmesinin ardından Makedon General Seleukos I Nicator tarafından kuruldu.
[vii] Üzerinde yazıldığı ya da yapıldığı tarih belli olmayan eserleri zamanı ve tarihi bilinen olaylardan yararlanarak tarihlendirme yöntemi.
OM System Live ND özelliği, fotoğrafçılığa yeni bir boyut kazandırıyor. Uzun pozlama efektlerini gerçek zamanlı…
Hangi kamerayı ve hangi tekniği kullanırsanız kullanın; fotoğraf hayal kurma, düşünme, görme, hissetmenin bileşkesi eşliğinde…
1977 yılında fotoğrafa başladı. Ankara Çankaya Belediyesi Basın ve Yayın Müdürlüğü’nde belediye foto muhabiri, Başbakanlık…
Üzerinden “çok uzun” diyemeyeceğimiz bir zaman geçti. Hatırlarsınız, “Analog Fotoğrafçılık ve Film Kullanmak” yazımızda gelinen…
Bu yazı Arkaplan Sanat Dergisi için (Yazı ilk olarak ArkaPlanSanat Dergisinin 38. Sayısı (Ağustos-Eylül 2025)…
Teşekkürler Godox, beni yüklerden kurtardın. Söylenecek çok fazla söz kalmadı. Şimdi AD100 Pro fotoğraf makinası…