BLOG

Bugün öğretmenine iyi bir soru sordun mu?

Fotoğraf, Emel Sefer

Nobel ödülü alan profesöre, şöyle bir soru geldi: “Efendim! Bu kadar bilim adamı arasında, ödülü size lâyık gördüler. Sizi diğerlerinden ayıran özellik neydi?”

Profesör, tebessümle öğrencisine şunları söyledi: “Doğrusunu söylemek gerekirse, hepsini anneme borçluyum! Çünkü diğer çocukların anneleri: ‘Söyle bakalım, öğretmeninin sorduğu sorulara iyi cevaplar verebildin mi?’ derlerken, Benim annem ise: ‘Bugün öğretmenine iyi bir soru sordun mu?’ derdi. İşte beni farklı yapan bu oldu. Her zaman sorulmayan soruları sordum ve hayatım boyunca da, sormaya devam ettim!”

Biliyor musun Mikdat, son zamanlarda karşılaştığım en değerli anlatı bu oldu, niçin mi? Çünkü bilgiye ulaşmanın, bilmediklerimizi öğrenmenin, gerçeği bulmanın yolu sormaktan geçiyor.

Sormak, öğrenmenin anahtarıdır ve karşılıklı bağları güçlendirir ama insanlar genelde sormaktan kaçınıp, anlatmanın peşindeler. Niçin her şeyi bildiğimizi zannedilmesini isteriz ki? Bu mümkün mü? Yanılamaz mıyız? Unutmayalım ki; ego, bizi bazılarına bilgiç gösterebilir ama yapmaz.

Farkında olmadığımız yanlış davranışlarımız oluyor. Bunu düzeltmenin yolu sorarak öğrenmektir. Bunun gibi birçok düzeltmeyi yapmak için öncelikle ne tür soruyu kime soracağımızı bilmeliyiz.

Evren ve organizma hiçbir zaman durağan olmadı ki, bilgi de durağan olsun. Bırakın çocukluğumuzu, ilk gençlik yıllarımızda interneti biliyor muyduk? Şimdi ne kadarını biliyoruz? Gelecekte neler olacak? Değişim devam ediyor, gelişmeleri öğrenmekten başka yol yoktur.

En önemli konu; bize geçmişte anlatılanların, bugün ne kadarı doğrudur? Şimdi emin olduğumuz bilgilerin yarın ne kadarı kabul görecek? Bunun farkına vardığımızda sorunu çözeceğiz.

Evet, Mikdat, bize anlatılanları dinleyelim ama ezberleri kabul etmemeliyiz. Bilgi diye sunulan verileri günün kabul görmüş ve onaylanmış tezleriyle bir daha kıyaslamalıyız. Geçmişten bu yana, uzun yıllar tekrarlandığı için geniş bir kitle tarafından kabul gören bilgilerin, yanlış olduğuyla karşılaştığımız çok oldu. Bu günkü bilgilerimizin de yanlış olabileceği şüphesini taşımalıyız.

Yargılayıcı, tuzak, sıradan sorulardan kaçınılmalı ve dostça yaklaşmalıyız. Sorularımız rekabetçi değil işbirlikçi, öğrenmeye yönelik, kısa, cevabı evet veya hayır olmayan açık uçlu olmalı.

Anlaşılmadan önce anlamamız gerekir. Doğru soruyu sormak kadar, cevabı anlayacak nitelikte bir dinleyici olmakta gerekmektedir. Bizi aydınlatan kişinin konuşmasını kesmeden, içtenlikle dinleyip, minnet duymalıyız. Sessiz kalmak karşımızdakinden bilgi akışı sağlayacaktır.

Zandan öte, sağlam verilere ulaşabilmenin yolu sormaktan geçer. Sorular dostumuzdur, gerçeği aydınlatan bir fardır adeta. Ama sıradan sorunun hiçbir önemi yoktur, önemli olan derinlikli soru sorup, gerçek ve yeni bir bilgi edinmektir. Bunun için alışılagelmiş düşünce kalıbından çıkmak, sağlam analizler yapmak zorundayız. Sorumuz belki bazıları için aykırı gelebilir, hiç sorun değil.

Kafamızda özgürce fikirler uçuşabilmeli ve filiz verip güçlü bir ormancasına hayat bulmalıdır.

Hadi kal sağlıcakla…

Mikdat Besni

Veteriner hekim olarak kamuda çalıştı. Son görev yeri olan Susurluk’ta yaşamaktadır. Sayısal teknoloji ve interneti fırsat bilerek fotoğrafla ilgilenmeye başladı. Sadece çekip paylaşmak ve izleyerek fotoğrafın öğrenilemeyeceğini anlayınca, ciddi yayınlardan kaynak oluşturdu.Verdiği fotoğraf kursları sayesinde fotoğrafın inceliklerini öğrendi. Çeşitli ortamlarda iyi fotoğrafları yorumlayarak bilincin gelişmesine, iyi fotoğrafın ve fotoğrafçının ön plana çıkmasına destek olmaya çalışmaktadır. Susurluk Fotoğraf ve Sanat Akademisi Derneğinin Kurucu Başkanıdır. Fotono21 ve ASFOD onur üyesi olarak taltif edilmiştir. Fotoğrafın bir hobi aracı olarak görülmesini, sanatsal açıdan tuzak olarak görmektedir. Fotoğrafçıyım diyenlerin, yaratıcı yenilikler içerisinde olması gerektiğine inanmaktadır. Fotoğrafın Aksakallarının rehberlik yapması ve ufuk açıcı yeni çalışmalar içerisinde olması gerektiği düşüncesiyle, gerek şiir ve gerekse yorum olarak bir başyapıt olan Mihriban Türküsünü, ülkenin çeşitli yerlerinden 18 arkadaşıyla birlikte fotoğrafik olarak anlatan çevrimiçi Düşünme Biçimleri atölyesini, Fotono21 bünyesinde gerçekleştirmiştir.Bazı yurtiçi fotoğraf yarışmalarına jüri üyesi olarak davet edilmiştir. Bunlar içinde ülkemizin savunma destanı olan Çanakkale Savaşları Tarihi Alan 1. Fotoğraf Maratonuna yapılan çağrıyı fotoğraftan aldığı en büyük ödül olarak görmektedir.

Yorumlar

  • Mikdat bey kaleminize emeğinize sağlık!

    Yıllar önce, genç ve deneyimsiz bir mühendisken kendimi ülkemizin önemli holdinglerinden birinin ilk yabancı ortaklı şirketinde Bilgi İşlem sorumlusu görevinde bulmuştum. Fabrika müdürümüz yabancıydı. Hemen her gün toplantılar yapardık. Bir gün beni odasına çağırıp bana "toplantılarda sana sorulan sorulara tatmin edici yanıtlar veriyorsun, diğerlerine soruların oluyor ama bana soru sorma konusunda seni çok çekingen görüyorum. Bana sorman gereken soruları senin adına Cengiz'in (benim üst yöneticim) sorması dikkatimden kaçmıyor. Bu soruları ve iş ile ilgili her türlü düşünceni direk benimle çekinmeden paylaşabilirsin" demişti. Bu benim iş hayatımda önemli kilometre taşlarından biridir. Şansım vardı, böylesi bir yöneticiye rast gelmiştim. Katı hiyerarşinin iş hayatında ne gereksiz bir şey olduğunu o günden biliyorum.

    Bu olay, bana iş hayatım boyunca çalışacağım mesai arkadaşlarımı hep benden daha iyiler arasından seçmemi sağladı. Soru sormayan, beni zorlamayan bir iş arkadaşım genellikle olmadı. Olanlar ile ise pek uzun süre çalışamadık. Odamın kapısı hiç kapalı olmadı, dileyen dilediği zaman girebilir, dilediğini paylaşabilirdi. Hala öyledir...

    Yazınız sayesinde bana bunları paylaşabilme imkanı sağladığınız için de ayrıca teşekkür ederim.

    Kalın sağlıcakla.
    Selamlar sevgiler!

    • Sevgili dostum, telefonla yaptığımız görüşmelerde, genelde bu makalede değinilen özellikleri sergilediğinize tanık oluyordum.
      Demek ki sağlam ve organik maya varmış.
      Annenizin yerine iyi bir yönetici maya çalmış.
      Ve o maya iyi tutmuş.
      Tebriklerimi iletiyorum.

  • Rahmetli babamın çok çok bilgili olduğu bir konuda, genç bir arkadaşına sorular sorduğuna şahit olmuştum. Ortamdan ayrıldığımızda hayretle "Baba sen bu konuda çok bilgilisin, bu işte çok acemi olan birisine bunları niye soruyorsun, bunları niye konuşuyorsun" diye sorduğumda "Oğlum, bin biliyorsan da bir bilene danış" demişti. Bu sözü çok sever ve bende kullanırım. Orada babam bilgisinin doğruluğuna güvenmemiş, bir başkasından da teyit etmişti aslında. Tıpkı yazınızda dediğiniz gibi, bilgi durağan değil ki. Değişebilir.

    Ellerinize, emeğinize sağlık Mikdat abim.

    Selam ve saygılarımla.

    • Rahmetli babanız az rastlanır bir kişiliğe sahipmiş. Hataları az, doğruları çok olmalı. Mekânı cennet olsun...

  • Evet hocam bende size bir soru sorayım.Yazınızın başında kullandığınız Sn.Emel Sefer`e ait çok güzel tasarlanmış grafik çalışmasına neden fotoğraf dediğinizi sorabilirmiyim.saygılarımla

    • Erhan sorunuz çok güzel, teşekkürlerimi iletiyorum.

      Kişiler arasında anlayış ve tanımlama farklılığı olmasından daha doğal bir şey yoktur.

      Fotoğrafın hayal ürünü olarak yapılmasını ise saygıyla karşılıyorum.

      "Kafamızda özgürce fikirler uçuşabilmeli ve filiz verip güçlü bir ormancasına hayat bulmalıdır" düşüncesinin bizi geliştireceğine yürekten inanıyorum.
      Bu ifadeyi anlatacak tek kare fotoğraf belki vardır, karşıma çıkmadı.
      Sınırları zorlanan bir çok fotoğrafın birleşmesiyle, geçmiş alışkanlıklarımızın ötesinde yeni bir anlayış sunan bu yapma fotoğrafı, anlatmak istediğimi anlatır buldum.
      
      Dostça sevgilerimle...

      • Sağolun hocam yapma fotoğraf teriminiz fotoğraf litaratürüne girer saygı ve sevgilerimle

        • Teşekkürler Erhan'cığım.
          Bu tanım bence günümüzdeki bazı tarzları betimliyor ve kullanıyorum.
          Zaman zaman yer versem de ilk kullanan kişi olduğumu sanmıyorum.
          Selamlar.

Paylaş
Yazar:
Mikdat Besni
  • yakın zamanda gönderilenler

    Adana’nın Yolları Taşlık…

    Bu yazı Arkaplan Sanat Dergisi için (Yazı ilk olarak ArkaPlanSanat Dergisinin 38. Sayısı (Ağustos-Eylül 2025)…

    % gün önce

    Godox AD100 Pro

    Teşekkürler Godox, beni yüklerden kurtardın. Söylenecek çok fazla söz kalmadı. Şimdi AD100 Pro fotoğraf makinası…

    % gün önce

    Dalaman 3’üncü Kitap Günleri

    Bu günleri özgür ve bağımsız yaşayabilmemizi sağlayan tüm şehitlerimizi rahmetle anıp hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum.…

    % gün önce

    Bir Post-30 Ağustos Yazısı…

    “Yüzyıllar nadir olarak dâhi yetiştirir. Şu talihsizliğimize bakın ki 20. yüzyılın dâhisi Türklere nasip oldu…

    % gün önce

    Analog Fotoğrafçılık ve Film Kullanmak

    Böyle bir bölümü iki üç kişinin sürüklemesini beklemek biraz hayal olmaz mı? Dolayısıyla siz sevgili…

    % gün önce

    Sanat makinelere bırakılırsa

    Bugün birçok fotoğrafçı, AI ile işlenmiş kareleri kendi üretimiymiş gibi sunuyor. Ama şu soruyu nadiren…

    % gün önce