BLOG

Kendine Yetebilmek

Fotoğraf: Tahsin Gün

Biliyor musun Mikdat, kendine yetmesini bilenler mutluluğu doyasıya yaşayabilmektedirler.

Varlıklı, şık, güzel veya yakışıklı nice insanlar vardır ama aralarında mutlu olmayanlar çoktur.

Yoksul, sıkıntılar içinde, yaşam şartları ile cebelleşen insanlar arasında ise mutlu olanlar vardır.

Mutlu insanlarla mutsuz insanlar arasındaki en önemli farkı, sahip olduğu maddi şeylerde ararsak yanılırız. Hayata bakış açılarında aramak gerekmektedir.

Mutsuz insanlar çoğunlukla kader, şans, imkânsızlık gibi şeylere takıntılıdırlar. Her zaman yakınırlar, şikâyet ederler ve başkasından beklerler…

Ama mutlu insanları gözlemlemlediğimizde, atalete meyletmedikleri, her anı değerlendirdikleri, küçük şeylerden keyif almayı becerebildikleri görürüz.

Mutsuzlar için hep Boğazdaki restoranlara saplanmak sıkıcıdır, Paris’te olmadıklarına yanarlar.

Mutlu insanlar ise boğazda balık ekmek yemeyi, restorandaki ziyafete yeğlerler.

Veya fotoğrafta görüldüğü gibi, vapurun beklerken, martılara simit atıp onları seyretmenin zevkini seyreylemeyi bir ziyafet addederler. Hava soğukmuş, umurunda mı? Kalın giyinmesi yeterlidir. Onun için önemli olan üretken olmak ve anın keyfini sürmektir.

Biliyor musun, mutlu olmasını bilenler ertelemeyi sevmezler. Zamanın en verimli şekilde doldurulmasını tercih ederler. Olumlu davranışı alışkanlığa dönüştürmek onlar için hiçte zor değildir. İşlerini eksiksiz yaptıkları gibi çevrelerine yararlı birey olmanın onurunu da yaşayacak zaman bulur ve onu değerlendirirler. Kaçınmak huyundan ise olabildiğince kaçınırlar.

Bilirler ki potansiyeli değerlendirememenin en önemli nedenlerinden biri atalettir. Bunun bir adım ötesinin tembellik, başarısızlık, verimsizlik ve mutsuzluk olduğunun farkındadırlar…

Eğer bir insanın hedefi varsa, beklenti içerisinde olmadan, yoğun tempolu bir çaba içerisindedir. Bilir ki işini savsaklamak, ertelemek, yapmamak için bahaneler uydurmak her zaman zararınadır. Çalışmak değil, pineklemek ve aylaklık onu mutsuz eder. Zaten “boş zaman” diye bir kavrama sahip değildir. Çalışması onu yormaz, bir şeyler yapma arzusunu kaybetmeden, zamanını sevdiği etkinliklerle doldurur.

Kendine yeten insanlar yorgunluğu değil, yaptığı işin faydalarına yoğunlaşırlar. İşte başarı ve mutlu olmalarının sebebi buradadır. “Fırsat buldum, kitap okudum, farkında olmadığım birkaç konuda bilinçlendim, artık kahve içmenin zamanı geldi…”  Düşüncesi onların benliğini sarmıştır. Tabii ki bu yapı kendiliğinden gelişmemiştir. Yorulmayı önemsemeden, kendisi ya da çevresi için faydalı bir iş yapmanın hazzına yoğunlaşması onu buraya getirmiştir.

Mikdat sen boş ver yapılacakları sevip sevmemeyi ve insanların uzak durmasını. Yararlı bir şey mi ve yapabiliyor musun? sen ona bak. Gerisi hikâyedir…

Hadi kal sağlıcakla…

Mikdat Besni

Veteriner hekim olarak kamuda çalıştı. Son görev yeri olan Susurluk’ta yaşamaktadır. Sayısal teknoloji ve interneti fırsat bilerek fotoğrafla ilgilenmeye başladı. Sadece çekip paylaşmak ve izleyerek fotoğrafın öğrenilemeyeceğini anlayınca, ciddi yayınlardan kaynak oluşturdu.Verdiği fotoğraf kursları sayesinde fotoğrafın inceliklerini öğrendi. Çeşitli ortamlarda iyi fotoğrafları yorumlayarak bilincin gelişmesine, iyi fotoğrafın ve fotoğrafçının ön plana çıkmasına destek olmaya çalışmaktadır. Susurluk Fotoğraf ve Sanat Akademisi Derneğinin Kurucu Başkanıdır. Fotono21 ve ASFOD onur üyesi olarak taltif edilmiştir. Fotoğrafın bir hobi aracı olarak görülmesini, sanatsal açıdan tuzak olarak görmektedir. Fotoğrafçıyım diyenlerin, yaratıcı yenilikler içerisinde olması gerektiğine inanmaktadır. Fotoğrafın Aksakallarının rehberlik yapması ve ufuk açıcı yeni çalışmalar içerisinde olması gerektiği düşüncesiyle, gerek şiir ve gerekse yorum olarak bir başyapıt olan Mihriban Türküsünü, ülkenin çeşitli yerlerinden 18 arkadaşıyla birlikte fotoğrafik olarak anlatan çevrimiçi Düşünme Biçimleri atölyesini, Fotono21 bünyesinde gerçekleştirmiştir.Bazı yurtiçi fotoğraf yarışmalarına jüri üyesi olarak davet edilmiştir. Bunlar içinde ülkemizin savunma destanı olan Çanakkale Savaşları Tarihi Alan 1. Fotoğraf Maratonuna yapılan çağrıyı fotoğraftan aldığı en büyük ödül olarak görmektedir.

Yorumlar

  • Kendine yetebilmek, başkalarına da faydalı olabilmek dileği ile.
    Ellerine emeğine sağlık Mikdat abim.

    Selam ve saygılarımla...

Paylaş
Yazar:
Mikdat Besni
  • yakın zamanda gönderilenler

    Adana’nın Yolları Taşlık…

    Bu yazı Arkaplan Sanat Dergisi için (Yazı ilk olarak ArkaPlanSanat Dergisinin 38. Sayısı (Ağustos-Eylül 2025)…

    % gün önce

    Godox AD100 Pro

    Teşekkürler Godox, beni yüklerden kurtardın. Söylenecek çok fazla söz kalmadı. Şimdi AD100 Pro fotoğraf makinası…

    % gün önce

    Dalaman 3’üncü Kitap Günleri

    Bu günleri özgür ve bağımsız yaşayabilmemizi sağlayan tüm şehitlerimizi rahmetle anıp hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum.…

    % gün önce

    Bir Post-30 Ağustos Yazısı…

    “Yüzyıllar nadir olarak dâhi yetiştirir. Şu talihsizliğimize bakın ki 20. yüzyılın dâhisi Türklere nasip oldu…

    % gün önce

    Analog Fotoğrafçılık ve Film Kullanmak

    Böyle bir bölümü iki üç kişinin sürüklemesini beklemek biraz hayal olmaz mı? Dolayısıyla siz sevgili…

    % gün önce

    Sanat makinelere bırakılırsa

    Bugün birçok fotoğrafçı, AI ile işlenmiş kareleri kendi üretimiymiş gibi sunuyor. Ama şu soruyu nadiren…

    % gün önce