Olympus yeni amiral gemisi Olympus OM-D E-M1X modelini anons etti. Geçen yıl Nikon / Canon aynasız modellerini tanıtmalarından sonra, çok kişi Olympus’un tam kare aynasız pazara girmesini bekliyordu. Ancak bu beklentiler en azından bir süre daha başka bahara kalacak. Olympus’tan yapılan açıklamalar, bir süre daha Olympus’un Mikro 4/3 aynasız aleminde at koşturacağını gösteriyor. Olympus, zamanını nasıl verimli harcadığını, şirketin nasıl geleceğe hazırlandığını, fotoğrafçıların daha önce hiç görmediği çarpıcı özellikleri yeni E-M1X modelinde gerçekleştirerek gösteriyor.
E-M1X, E-M1 Mark II ile benzer bir gövdeye sahip, ancak dahili bir dikey pil tutucu (battery grip) ile birlikte geliyor. Elde Yüksek Çözünürlüklü Çekim yapabilme özelliği ve Live ND modları gibi bazı harika özellikler onu diğerlerinden ayırıyor. Ayrıca, gelişmiş Akıllı Nesne Algılama, Otomatik Netleme ve Sürekli Otomatik Netleme İzleme yetenekleriyle, spor ve vahşi yaşam fotoğrafçılarına da ciddi anlamda alternatif.
Kameradaki gelişmeler ve yeni özelliklerle, Olympus OM-D E-M1X modelinin profesyonellere yönelik bir kamera olduğu açık.
Olympus’un Görüntüleme Sistem Geliştirme Ekibi Yöneticisi Katsuhisha Kawaguchi, “E-M1 Mark II piyasaya sunulduğundan beri, piyasadan çok fazla geri bildirim aldık. Profesyonellerden gelen isteklerin pek çoğunu bu kamerayla cevapladık.” diye bir demeç verdi ve arkasından devam etti:
“Amacımız bu kamerayla profesyonel fotoğrafçıya en üst düzeyde güven sağlamak. Çift işlemci sayesinde çok çeşitli fonksiyonları geliştirebilir, hız ve otofokus özelliklerini daha da artırabiliriz ”dedi.
Olympus OM-D E-M1X, dahili dikey pil tutucu nedeniyle, benim şu anda kullandığım E-M1 Mark II’den daha büyük bir fiziksel boyuta sahip olsa da, bence hala rahatsız edici seviyede görünmüyor. Menü sistemi, Nikon ve Fujifilm gibi diğer kameralarımdaki menü sistemine nazaran biraz hantal görünse de, özel menü öğeleri ekleyebilme ve bunları kişiselleştirilme özelliği sayesinde bunu avantaja çevirmiş.
E-M1X’in en çok beklenen özelliklerinden biriydi “Elde Yüksek Çözünürlüklü Çekim yapabilme” özelliği. Bu özellik, E-M1 Mark II kameramda da var ama bir üçayak kullanmak koşuluyla. E-M1X’de bu özelliği kullanabilmek için artık bir üçayağa ihtiyaç olmayacak, elde çekimlerde de bunu kolaylıkla yapabiliyor olacağız.
Elde Yüksek Çözünürlüklü Çekim yaptığınızda, 16 kare fotoğraf alıyor ve sonra onu tek bir 50MP görüntüde birleştiriyor ve hem RAW hem de JPEG formatlarında kullanılabiliyorsunuz. Bu özelliği kullanarak çekim yapmak isterseniz, diyafram maksimum f/8’e, ISO 6400’e kadar ayarlanabiliyor.
Bu modda çekim yapmak çok kolay. Kadrajınızı ayarlıyorsunuz ve ardından atamış olduğunuz düğmeye basıyorsunuz, bu kadar. Çekim yaklaşık bir saniye sürüyor ve ardından fotoğrafı işlemek için birkaç saniye daha geçiyor. Sonunda, kalitesi süper keskin ve çok etkileyici bir çıktı alıyorsunuz. Bu özelliği portre fotoğrafçılarının bile kesinlikle çok seveceğine inanıyorum.
Beni kişisel olarak en çok heyecanlandıran özelliklerden biri de bu. Tamam, bu özellik ND filtrelerimizi tamamen ortadan kaldırmayacak, ama yapmak istediğimiz kısa süreli pozlamalar için gerçekten çok iyi bir özellik. Sık seyahat ediyorsanız, Live ND moduna sahip bir kameraya sahip olmak gerçekten mükemmel bir konfor.
Canlı ND modu, beş duraklı bir ND “filtresi” (ND 32) gibi davranıyor. Daha harikası ne biliyor musunuz? Efekti tam olarak vizörden veya LCD ekrandan görebiliyorsunuz, böylece tam olarak ne alacağınızı çekimi yapmadan önce gözlemleyebiliyorsunuz.
Hele bir de Olympus, Canlı ND modunu Yüksek Çözünürlüklü Çekim ile birleştirebilseydi, tadından yenmezdi… Ama yakın gelecekte bir güncellemeyle bunu da yapacaklarından şüphem yok.
Spor ve aksiyon fotoğrafçıları bu özelliği sevecekler. Olympus OM-D E-M1X, C-AF İzleme modunda etkileyici bir teknolojiye sahip olsa da, şirket, Akıllı Konu Algılama Otomatik Odaklama sistemini geliştirerek çıtayı baya yükseltmiş.
Bu modu kullanırken, kameranıza ne tür bir konu çektiğinizi söylüyorsunuz ve kamera, izleme özelliğini daha tutarlı yapmak için “Yapay Zeka” AI teknolojisini kullanıyor.
Şimdilik sadece üç çekim türü tanımlanabiliyor; Motor sporları, Trenler ve uçaklar. Ancak Olympus mühendisleri daha fazla seçenek üzerinde çalıştıklarını belirtiyorlar.
Yapay zekanın yalnızca E-M1X’te değil, gelecekteki tüm kameralarda büyük bir rol üstleneceği açık. Olympus yöneticileri, “Yapay zeka sadece kamera pazarında değil, diğer pazarlarda da büyük bir trend. Bu teknoloji için en iyi çözümün ne olduğunu düşünmeye çalıştık. Nesne tespiti için çift işlemci, konuyu gerçek zamanlı olarak algılayabiliyor; çift işlemci olmadan bunu başaramazdık” diyorlar.
Akıllı Konu Algılama Otomatik Netleme’ye ek olarak, genel bir C-AF Sürekli Çekim İzleme modu geliştirilmiş. –6 EV durağa kadar olan bu işlev, düşük ışıkta çekimden kaynaklanan endişeleri ortadan kaldırıyor. Hassas AF, karanlık sahnelerde de yüksek hassasiyetli odaklama yapıyor (ISO 100’de, S-AF modunda, M.Zuiko Digital ED 45mm F1.2 Pro objektif ile).
Bu özellik, benim gibi aksiyon çekmeyi seven aksiyon fotoğrafçıları için kesinlikle işe yarayacak. E-M1 Mark II kameramda ISO 3200’ün üzerine çıkmamaya dikkat etsem de, E-M1X, ISO 6400’e kadar kabul edilebilir sonuçlar elde etmeye izin verecek görünüyor.
E-M1X ile yeni gelen bu özellik, kameranın, yapay ışıklandırma sıklığını algılayarak, deklanşörü ışığın en yüksek parladığı anda etkinleştirerek Titreşim Önleyici çekim yapılmasını sağlıyor. Bu özellik, özellikle iç mekanlarda çekim yaparken karşılaşılan sorunları ortadan kaldıracaktır.
İşte bana OM-D E-M1 M II kameramı aldıran en sevdiğim özellik!… E-M1 Mark II’de (Sync IS ile) 6.5 durak avantaj sağlayan bu özellik, E-M1X ile 12-100mm f/4 lensle çekim yaparken 7.5 durağa kadar stabilizasyon sağlıyor. Benim gibi, elde çekimde 1/125 saniyeden daha yavaş enstantanelerde net çekim yapamayan biri için bu ne demek biliyor musunuz? Elde, 0.5 saniye enstantanede, tertemiz cam gibi fotoğraflar çekebilmek demek. Sağlam ve kararlı bir elde tutuşunuz varsa 10 saniye (1/10 değil) enstantanede elde çekim yaparken çok keskin sonuçlar elde edebileceğiniz anlamına gelir. Nasıl ama!
Görüntü sabitleme ile ilgili iyileştirmeler nedeniyle, elde 4K / C4K çekimi şimdi yapılabilir durumda. Videografçılar, konum ve harekete göre, üç görüntü sabitleme seviyesinden en iyisini seçebilirler.
Ayrıca, yeni OM-Log özelliği sayesinde gölgelerde veya çok parlak bölgelerde ayrıntılarda kayıp olmadan video çekimi sağlanabiliyor. E-M1X, belgesel ve doğa çekimi sırasında değişen aydınlatma koşullarına karşı koymak için geliştirilmiş OM400-log sayesinde, gölgelerdeki ayrıntıları kaybetmeden veya renk vuruşlarıyla video yaratıcılığındaki daha fazla özgürlüğü gölgede bırakmadan veya vurgulama yapmadan film çekebiliyor.
Ayrıca, 120 fps’de Full HD çekim yapabilmenizi sağlayan Yüksek Hızlı Film özelliği de geliyor.
İşte size Olympus OM-D E-M1X kamera ile ilgili birkaç önemli özellik:
Olympus OM-D E-M1X ile gelen bu etkileyici teknolojiler karşısında diğer kamera üreticilerinin nasıl bir hamle yapacağını şimdiden merak ediyorum, bunları görmek ilginç olacak. Canlı ND ve Elde Taşınabilir Yüksek Çözünürlüklü Çekim modları gibi şeyler daha önce hiç bir kamerada görülmedi. Tam kare çekim yapan oyuncular yüksek megapiksel rakamlarıyla haklı olarak övünürlerken, Olympus’un tam da olmak istediği yere yatırım yaptığını görüyoruz; “Çok megapiksel yerine çok kullanışlı özellikler ve onları destekleyen yazılımlar”.
Bu video tüm özellikleri özetlemiş.
Güncelleme: Olympus Türkiye’den yapılan açıklamaya göre, E-M1X 2019 Mart ayı sonunda Türkiye’de satışa sunulacak ve fiyatı KDV dahil 17,999 TL olacak.
Daha fazlasını görmek ve duymak istiyorsanız, yalnızca e-Posta adresinizi yazarak e-Posta listemize abone olabilirsiniz.
Siz de bu konudaki bilgi, görüş ve yorumlarınızı aşağıdaki “Yorumlar” kısmından bizimle paylaşın.
Tüm görseller Olympus sitesinden alınmıştır.
Diyelim ki tarihi bir sokakta bir portre çektiniz. Kafanın hemen yanına park edilmiş beyaz bir…
Fotoğraf makinanıza taktığınız sadece bir film değil… Bir his. Bir renk. Bir an. Ve bir…
OM System Live ND özelliği, fotoğrafçılığa yeni bir boyut kazandırıyor. Uzun pozlama efektlerini gerçek zamanlı…
Hangi kamerayı ve hangi tekniği kullanırsanız kullanın; fotoğraf hayal kurma, düşünme, görme, hissetmenin bileşkesi eşliğinde…
1977 yılında fotoğrafa başladı. Ankara Çankaya Belediyesi Basın ve Yayın Müdürlüğü’nde belediye foto muhabiri, Başbakanlık…
Üzerinden “çok uzun” diyemeyeceğimiz bir zaman geçti. Hatırlarsınız, “Analog Fotoğrafçılık ve Film Kullanmak” yazımızda gelinen…
Yorumlar
güzel özellikler gelmiş.emeğinize sağlık hocam. fiyatı konusunda bilgi varmı
Amerika satış fiyatı 2.999 Dolar olacakmış, 3.000 Dolar değil :)
Şu an Almanyada satış fiati 1.999.00€
Sebahattin bey yazı için çok teşekkürler.
Biz dslr makineleri büyük boyutları ve ağırlığı nedeniyle eleştiriyorduk aynasız makineler de gün geçtikçe dslr boyutlarına yaklaşıyor. Buna karşılık dslr ler gün geçtikçe küçülüyor. Bunda bir gariplik var ama dur bakalım ...
Ne kadar fazla özellik, o kadar fazla yer ihtiyacı demek.
Benim için kameranın fiziksel boyutları seçim kriterlerim arasında sonlardadır. Önemli olan, benim istediğim özellikleri barındırması, hızı, AF kararlılığı, dinamik aralığı ... O nedenle ben bunu pek kafama takmıyorum.
Saygılar.
su ekonomi duzgun olsaydi parama kiyip alirdim bu makineyi. ozellikleri beni benden aldi :) siz degistirmeyi dusunuyormusunuz?
Hele Türkiye'ye bir gelsin, buradaki satış fiyatını bir duyalım. Bendeki EM-1 Mark II'yi ne kadara geri alacaklarına bakalım. Sonra karar veririm :)
Saygılar.
Olympus asla tam kareye geçmez; hatta geçmemeli fikrindeyim... Çünkü her şeyin tabandan yükselmesi gerektiğine inanırım... küçük kameraya en azından 50 yılını vermiş bir firmanın, tam karaye geçmesi, kendi ayağına sıkması olur... M4/3'te daha alınacak binlerce km yol var... M4/3'ün en zayıf noktası bence diyafram... ama Olympus bunu (af ile) f1.2'ye kadar çekti... Hatta f0.9 lenslerde var ve gelecek olanlarda var diye duyuyorum... Tabi 2 çarpandan dolayı tam karede f0.9'un f1.8'e gelmesi hala (göreceli) bir dezavantaj! Sonuç olarak tam kare bir gövdede f1.2 diyafram hala efsanedir... üstelik f1.2'nin altına da inmeye başladılar... Tabi böyle bir diyaframın bir kütle ve sermaye bedeli var... Bence bu bedele profesyonellik dışında çıkmaya değmez... Ya da maddi ferahlık vardır, istediğini alırsın... Ama kimse ufak bir gövdenin kendisinden 2 kat büyük bir gövde ile neredeyse aynı işi yapmasını gözardı edemez... Nitekim bende de 2. makine Omd-Em10m2...
Gelelim son tanıtılan gövdeye! İki kelime ile: işte bu! Çünkü Olympus'un doğru yolda olduğuna Em1m2 zaten bir ispattı... Ve şimdi o gövdeyi de ileriye taşımışlar... Umarım Panasonic'te m4/3 sistemine sağlam şekilde devam eder... Çünkü tam kare dünyasında bir Canon/Nikon/Sony olabileceğini zannetmiyorum, en az 10 sene geçmesi lazım... Her ne kadar 3 firma aynı bayoneti kullanacak olsa da Pentax'ın tam kare gövdesinin akıbeti gibi olur... Çünkü hepsi yolun en başında, hatta bence Leica bile... Panasonic tabandan yükseldiği m4/3'de daha başarılı olur, umarım tam kare şehvetine kapılmazlar... Sözün özü Oly. baba :) yükselmeye ve meydan okumaya devam ediyor... Kendi krallığında iktidarını ilan ediyor!
Altına imzamı attım...
Aynı fikirdeyim.
Süper özet, teşekkürler Osman bey.
Saygılar.
Eyvallah ağabey... Bir sorum olacak. Bunu sorma sebebim, arkadaşın birine kabul ettiremedim... Ve teyit amaçlı da sormak istiyorum: Tam kare gövdelerde f1.8 diyafram (nikon) çarpanlı bir gövdede f2.7 ve m4/3 gövdede f3.6 demek değil mi? Yani hem optik manada, hem de ışık şiddeti olarak...
Osman bey sorunuzu Facebook'taki konu üzerinden örnek fotolar ile cevapladım.
Saygılar.
Güncelleme: Olympus Türkiye'den yapılan açıklamaya göre, E-M1X 2019 Mart ayı sonunda Türkiye'de satışa sunulacak ve fiyatı KDV dahil 17,999 TL olacak.
18.000 TL değil :)
Adamın biri fırına gitmiş ve 39 tane ekmek istemiş. Fırıncı "abi 40 tane vereyim de düz hesap olsun" deyince, "yuh" demiş, "kim yiyecek o kadar ekmeği" :)
18.000 TL olsaydı nasıl alacaktık :)
Evet, neyse ki 18 Bin değilmiş :)
VR konusunu iyi geliştirmişler. Ayrıca "yüksek çözünürlüklü" çekimi -bildiğim "pixel shift" diye duyurmuşlardı- elde kullanabilmek full frame ve 0rta formata "ne gerek var" dedirtecek gibi. ND flitre özelliği de gayet iyi. Uzun pozlamada hızlı ve kolay çözüm. Sanki 12-40 mm ile çok iyi duracak. Fotoğrafçıları ciddi ciddi ful frameden uzaklaştırır bu model.
Evet ama tam karenin kitlesi farklı tabi, fotoğraftan ve sonuçlarından beklentileri daha başka. Büyük baskı, yüksek dinamik aralık, yüksek ISO ve bunların yanında daha birçok neden var...
Kıymetli Sebahattin hocam; seni rahatsız etmeyeceğimi umarak önemli bir istişarede bulunmak istiyorum.Belki hatırlarsınız geçen sene ağustos ayında SONY AR7 II aynasızımı ısınamadığım için sattım.O tariten bu yana dövizin artışı ile ha bugün ha yarın vede zorlu araştırmalarla bir serüven yaşadım. Nikon D850 beni etkilemişti. Ama sonra kapasitemi düşündüm !! fiyatı ve başka şeyleri düşündüm vede sizin düşünceleriniz ve yazılarınız doğrultusunda, Olimpus OM-D E-M1 mark II benim için şuan uygun olan fikrine vardım. (Full frameden crop 2 çarpana düşmek fakat bu makinenin seriliği beni etkiledi.) Bu konuda sizin görüşünüz benim için önemli. ne dersiniz. 12.40 lens li kit olarak alıp. öncelikle antrenman yapmak istiyorum.Daha sonra 40-150 f2.8 veya 14-150f 4-5,6 lensle kullanmak arzusundayım. Lütfeder vakit ayırır yazarsanız, sizi dinlemek isterim.
Alaettin bey merhaba,
Bence kararınız çok yerinde olur. Evet, Nikon D850 özel bir kamera, ama sizin ihtiyaçlarınız için ne kadar doğru ona siz zaten karar vermişsiniz.
Olympus OM-D E-M1 Mark II ve M.Zuiko Digital ED 12-40mm f/2.8 Pro ile birlikte gerçekten güzel bir ikili oluşturuyor. Eğer bütçeyi biraz zorlarsanız 12-40mm yerine M.Zuiko ED 12-100mm f4.0 IS Pro alırsanız hiç pişman olmazsınız. Üstelik sonrasında bir tele objektife de ihtiyaç duymayabilirsiniz. Tek objektifle mutlu mesut yaşarsınız :)
Bu olmazsa 12-40mm'nin yanına alacağınız lens için seçenekleriniz arasından 40-150mm f/2.8 olanı tercih ederdim. Ama ben yine de tek 12-100mm'yi tercih ederdim, iki objektif yerine.
Bunlar elbette benim görüşlerim, sonuçta parayı ödeyip kullanacak sizsiniz.
Saygılar.
Çok güzel anlatmışsınız .gönülden katılıyorum. Bir tereddüdüm şu 12-40 f 2,8 oysa 12-100 f 4,0 acaba keskinlikte bir kaybım olur mu? , yoksa makine bunu telafi eder mi? Selam ve dua ediyorum.
Alaettin bey tekrar merhaba,
12-100mm f/4 objektifi özetleyeyim: Tam karede 24-200mm odak mesafesi demek, toz-nemden etkilenmiyor. Ön lens elemanında nano kaplama var, renk bozulmalarını düzeltiyor. Dahili 2 akslı titreşim azaltma var. Gövdedeki IS sistemi birleşince elde çekimde 5-6 durağa kadar avantaj sağlıyor, müthiş. Filtre çapı 72mm, üzerindeki L-Fn tuşuna birçok fonksiyon atayabiliyorsunuz. Dış yüzeyi aynen Olympus'un diğer Pro lensleri gibi tamamen metal.
Olympus’un 12-40mm f2.8 Pro ve 40-150mm f2.8 Pro lensleri de aslında büyük ve ağır değil ama 12-100mm duyurulunca, ikisi yerine benim favori objektifim oluverdi. Nedenini önceki yorumumda belirtmiştim: iki lens yerine tek lens taşıma fikri çok cezbedici. Evet, 40-150mm’deki 150mm avantajınızı kaybedersiniz ama büyük ihtimal çektiğiniz fotoğrafların büyük çoğunluğu 24-100mm arasında olacaktır, o nedenle kaybettiğiniz 50mm’yi çok da aramazsınız. 40-150mm f2.8 biraz büyük geliyor bana.
Keskinlik kaybı konusunda sizin kadar endişeli değilim. En azından test edebilirsiniz almadan önce, ikna olursanız alırsınız.
Bir dipnot: Marka model ne olursa olsun, eğer objektifler arasında keskinlik farkı olursa bunu çekim yapılan gövde telafi edemez. Çünkü fotoğrafı önce göz, sonra lens, sonra kamera çeker. O nedenle, objektif mi kamera mı derseniz, önce objektifin kalitesi derim. Kameranızın çözünürlüğü ne kadar iyi olursa olsun, kullandığınız objektif bu çözünürlüğü sağlayamıyorsa geçmiş olsun.
Saygılar.
Çok teşekkür ederim. İnşaAllah bu açıklamadan sonra bende kararımı 12-100 olarak değiştirmiş olacağım. Berhudar olun,sağolun efendim
Herkese iyi ,bol ışıklı günler dilerim..Olympus fotograf mak.bölümünü bir Japon yatırımcı bir firmaya satması Avrupada Olympus kullanıcıları arasında tedirginliğe sebep oldu,.
Yalnızca Avrupada değil tüm dünyada tedirginliğe neden oldu Yavuz bey. Olympus gibi bir markanın sektörden silinmesi bence rakipleri için iyi bir şey olmazdı. Çünkü sıkı bir rakip sizi hep zinde ve güçlü olmaya zorlar.
Saygılar.