Daha

    Terapötik Fotoğraflar

    Ne yediğimizi biliyor muyuz? (Mısır)

    Günümüzde ABD'deki hazır ayaküstü (fastfood) karın doyurma şekli, insanların birçok kronik rahatsızlığının sebebidir. Omega 6 yağ asidinin yoğunluğu yangıya yol açmakta, iltihaplanma sonucunda bozulan hücreler ise kanser, depresyon, obezite, alerji, artrit, diyabet, astım, otoimmün ve bağışıklık yetersizliği gibi listesi uzayıp giden hastalıklılara yol açmaktadır.

    Fotoğraf: Veysi Arcagök

    Ne yediğimizi biliyor muyuz Mikdat?

    Gerçeği mi konuşmamı istersin, hoşuna gidecek olanı mı?

    Gerçeği öyle mi? Tamam, konuşalım. Beslendiğimizi sanıyoruz, gerçekte ise aldanıyoruz. Çoğunluk yediğimizi gıda zannediyoruz, küçük dozlarda zehirlendiğimizin farkında değiliz. Başımıza ilmek ilmek çorap ördüğümüzü, ileride büyük sağlık problemleriyle karşılaşacağımızı ne yazık ki bilmiyoruz.

    En önemli aldanışımız öncelikle ‘lezzet, alışkanlık ve sunum’ özelliklerinde yatıyor. Damak tadımıza uygun yiyecekleri, süslenmiş tabakları, garsonun nezaketini, mekânın temizliğini ve tefrişatın nezihliğini ‘iyi’ olarak nitelemek, kendimize kurduğumuz tuzağımız olmaktadır.

    Yiyeceklerimize lezzet katan unsurlar doğal baharat ise hiçbir sakıncası olmamaktadır. Baharat yerine tatlandırıcı kimyasal katkılar olduğunda, o yiyeceği beğenerek daha çok tüketiyoruz. Hatta lezzeti arıyoruz, bağımlısı olup kendimizi esaret zincirine bağlıyoruz.

    Hazır yiyeceklerde üreticinin en önemli amacı; ürününe tüketicinin beğenisini ve bağlılığını sağlayarak, kendi pazarını genişletmektir. Tabii ki çekici reklamlarla satışını artırmayı teşvik eder.

    Günümüzde tarla ve bahçelerden üretilen bitkisel ürünlerle birlikte, çiftliklerde üretilen hayvansal yiyeceklerin çoğunluğu organik yapısından uzaklaşmıştır. Soframıza gelen yiyecekler, artık büyük bir oranda ‘gıda’ değerini yitirmişlerdir. Nasıl mı?

    Mikdat, çiftlik hayvanlarının beslenmesindeki tahıllardan, özellikle mısırdan bahsetmek gerekir.

    Her tür hayvansal organizma için omega 3 ve omega 6 yağ asitleri dengesi çok önemlidir. Doğal merada beslenmiş hayvanların et, süt ve yumurtalarında bu denge sağlıklı oranını korumaktadır. Merada otlamış hayvanların ürünlerini tüketen insanlar, gerçek hayvansal gıdayla beslemektedir.

    Çiftlikte entansif besi dediğimiz “Bir besi hayvanından bilim ve tekniğin tüm olanaklarını kullanarak en yüksek bir düzeyde verim elde etme” işin içine girdiğinde, ne yazık ki önce o besi hayvanı için ve ardından o hayvansal ürünleri tüketen insan için denge bozulmaktadır.

    Ne mi olmakta? Besi rasyonunda bulunan mısırın yoğunluğu ölçüsünde, hayvansal üründeki omega 6 oranı da yükselmektedir.  Çünkü mısır bitkisinde yüksek oranda omega 6 yağ asidi bulunmaktadır. Günümüzde ABD’deki hazır ayaküstü (fastfood) karın doyurma şekli, insanların birçok kronik rahatsızlığının sebebidir. Omega 6 yağ asidinin yoğunluğu yangıya yol açmakta, iltihaplanma sonucunda bozulan hücreler ise kanser, depresyon, obezite, alerji, artrit, diyabet, astım, otoimmün ve bağışıklık yetersizliği gibi listesi uzayıp giden hastalıklılara yol açmaktadır.

    Merada beslenmiş hayvanların et, süt, süt ürünleri, yumurtaları işlenmeden mutfağınıza girmişse, eti de ızgara yapmamışsanız, bunların yanında doğal ortamda suni gübre ile bitki koruma ilacı atılmamış sebze ve meyvelerle besleniyorsanız, gerçek bir gıda sofranızdadır, afiyet olsun.

    Evet, Mikdat geleceğe gülümseyerek umutla bakmak istiyorsan, önce ne yediğini bilmelisin.

    Hadi sağlıcakla kal…

    İLİŞKİLİ İÇERİKLER

    Ne yediğimizi biliyor muyuz? (Reçel)

    “Sıvı şeker” diye bir şey var mı? Reçel üretiminde meyve ile birlikte toz şeker kullanılır değil mi? Öyle bir ürün gösterilmediğine göre ve onun yerine farklı bir isimle aslını çağrıştıran ürün devreye giriyorsa, dikkatli olmalısın. Muhtemelen bu sıvı mısır şurubudur.

    Petra olabilmek

    Petra Viyana doğumlu, Polonyalı anne ve Çek babanın kızı, kendini Polonyalı kabul ediyor. Almanya’da yaşadığı sırada Türklerle ve türkülerle tanışmış. Tutkuyla saza bağlanmış, türküye, âşıklara ve ozanlara hayranlık duymuş. Türküyü daha iyi anlayabilmek ve söyleyebilmek için Türkçe öğrenmiş.

    Sevgi

    Sevdiğimiz her ne olursa olsun ona toz kondurmuyoruz. Eğer o bir insan ise, bazen onun sevmediklerini biz de sevmiyoruz. Aşırı bağlılıktan kaynaklanan sevginin, nefreti tetiklediği de oluyor. Öyle ki bazılarımız kamplaşıyor ve sevdiğimizin sevmediğinden de nefret etmeye başlıyor.

    Olumlu bir his olan sevgi, böyle olumsuz bir duygu ve davranışa sebep olmamalı değil mi?

    Farkında mıyız?

    “Ben içimden severim arkadaş!” tavrının bir anlamı yoktur. Sevdin mi, belli edeceksin, açıklayacaksın, sarılacaksın, kucaklayacaksın, sahip çıkacaksın…

    Ve yapmacık da olmayacak, duygularını samimiyetle ve içtenlikle ortaya koyacaksın.

    E-POSTA ABONELİĞİ

    Yorum Politikamız: Arthenos.com ekibi olarak tüm okuyucularımızı tartışmalara aktif olarak katılmaya teşvik etsek de, Davranış Kurallarımıza uymayan veya yayınlanan materyalin editoryal standartlarını karşılamayan herhangi bir içeriği Silme / Değiştirme hakkını saklı tutarız.

    YORUM YAPILDIĞINDA BANA BİLDİR
    Bana bildir
    guest

    6 Yorum
    Beğenilenler
    En yeniler Eskiler
    Satır içi geribildirimler
    Bütün yorumları göster
    Okyar Atilla
    Editör / Yazar
    Makale Puanlama :
         

    Cargill> Monsanto> Rothschild family+yandaşlar> Kapitazim+Emperyalizm>>> İlaç sektörü

    Mikdat Besni
    Mikdat Besni
    Yorumun sahibi  Okyar Atilla

    Öner BÜYÜKYILDIZ
    Öner BÜYÜKYILDIZ
    Makale Puanlama :
         

    Fırın tıka basa doluydu. Herkes yaklaşan iftar saatinden önce pidesini alıp eve gitmek için acele ediyordu. Fırıncı tahta küreği ile pişen pideleri fırından hızlı hızlı çıkarıp arkasındaki tezgaha boşaltıyordu. İki eleman ise bu pideleri müşterilere servis ediyordu. Son gelen pidelerin içerisinde bir tanesi herkesin dikkatini çekti, çok farklıydı. Diğerleri gibi soluk değil parlak ve kırmızımsı, mis gibi kokusuyla ayırt ediciydi. Bir el hızlıca uzandı ve o kadar pidenin içinden onu kenara çekiverdi. “O pidenin özelliği ne?” diye sordum satan çocuğa. “Abi o yumurtasını kendisi getiriyor, doğal yumurta” dedi. O zaman kendi yediğimiz pidelerin, yumurtanın ve diğer gıdaların ne kadar yavan, ne kadar sağlıksız olduğunu bir kez daha anladım.

    Yazı için teşekkürler Mikdat abim.

    Selam ve saygılarımla.

    Mikdat Besni
    Mikdat Besni
    Yorumun sahibi  Öner BÜYÜKYILDIZ

    Teşekkürler dost.

    Güler Samur
    Güler Samur
    Makale Puanlama :
         

    Merhaba Mikdat bey
    Makalenizin içeriğine tamamen katiliyorum.

    Elimizden geldigi kadar beslenmemize dikkat ediyoruz .Ama
    başarıyormuyuz???.

    Saglikli günler dilerim.

    Mikdat Besni
    Mikdat Besni
    Yorumun sahibi  Güler Samur

    Güler Hanım günümüzde beslenmemize dikkat etmek çok zor olsa da, büyük sağlık sorunlarıyla karşılaşmamak için özen göstermek zorundayız.
    Teşekkürler.

    Makale yazarı

    Mikdat Besni
    Mikdat Besni
    Veteriner hekim olarak kamuda çalıştı. Son görev yeri olan Susurluk’ta yaşamaktadır. Sayısal teknoloji ve interneti fırsat bilerek fotoğrafla ilgilenmeye başladı. Sadece çekip paylaşmak ve izleyerek fotoğrafın öğrenilemeyeceğini anlayınca, ciddi yayınlardan kaynak oluşturdu.Verdiği fotoğraf kursları sayesinde fotoğrafın inceliklerini öğrendi. Çeşitli ortamlarda iyi fotoğrafları yorumlayarak bilincin gelişmesine, iyi fotoğrafın ve fotoğrafçının ön plana çıkmasına destek olmaya çalışmaktadır. Susurluk Fotoğraf ve Sanat Akademisi Derneğinin Kurucu Başkanıdır. Fotono21 ve ASFOD onur üyesi olarak taltif edilmiştir. Fotoğrafın bir hobi aracı olarak görülmesini, sanatsal açıdan tuzak olarak görmektedir. Fotoğrafçıyım diyenlerin, yaratıcı yenilikler içerisinde olması gerektiğine inanmaktadır. Fotoğrafın Aksakallarının rehberlik yapması ve ufuk açıcı yeni çalışmalar içerisinde olması gerektiği düşüncesiyle, gerek şiir ve gerekse yorum olarak bir başyapıt olan Mihriban Türküsünü, ülkenin çeşitli yerlerinden 18 arkadaşıyla birlikte fotoğrafik olarak anlatan çevrimiçi Düşünme Biçimleri atölyesini, Fotono21 bünyesinde gerçekleştirmiştir.Bazı yurtiçi fotoğraf yarışmalarına jüri üyesi olarak davet edilmiştir. Bunlar içinde ülkemizin savunma destanı olan Çanakkale Savaşları Tarihi Alan 1. Fotoğraf Maratonuna yapılan çağrıyı fotoğraftan aldığı en büyük ödül olarak görmektedir.

    MANŞET

    POPÜLER İÇERİKLER

    6
    0
    Düşünceleriniz bizim için önemli. Belirtmek ister misiniz, lütfen yorum yapın.x