Daha

    Terapötik Fotoğraflar

    Yaratıcılık

    Sanatçı olmak istiyorsan yeni şeyler aramak, denemek, yanılmak, hata yapmak durumundasın. Farklılık bazılarının yerleşmiş zevkini okşamayacaktır, bırak okşamasın.

    Şimdiye kadar yapılmamış bir şeyi ortaya çıkardığında, küçük bir farklılıkta olsa işte o senin yaratıcı ile bağlantını sağlayacaktır, seni ona yaklaştıracaktır. Sanat bunu sağlar.

    Mikdat başkasının yürüdüğü yoldan sen de yürüme. Takip etme onun adımlarını. Bırak o gönlünce kendi değerleri üzerinden yol alsın. Sen farklı yollardan yürü, farklı şeyleri keşfet.

    Kızma bana, başkalarını yaptıklarından sana ne! İnsanlar kitle psikolojisi içerisinde çoğunluğun eylemlerini tekrar eder dururlar.

    Evet, baban kendi bakış açısıyla değerlendirirken haklıydı “Oğlum bu milletin ne önünde gideceksin, ne de ardında kalacaksın!” derken. O sanatkârdı, sanatçı değildi ki. Sanatkâr işini, ailesinin ihtiyaçlarını karşılamak için yapar. Onun yaptığı üretimdir, karşılığında para kazanmak zorundadır. O toplumun ve muhatabının isteklerine göre, beklentilerine göre üretim yapmak ve giderlerini karşılayacak kaynak yaratması gerekmektedir.

    Sen topluma uyarsan, onların yaptıklarını tekrar edip durursan yeni bir şey ortaya çıkaramazsın. Sanat icra edemezsin, yaratıcı olamazsın. Toplumun ‘güzel’ bulduğunu sen de ‘bu güzel’ deyip yeniliyorsan, aslında yeni bir şey ortaya çıkarmadığını, taklit ürün sunduğunu anlamalısın.

    Eğer sen de sanatkâr olmak istiyorsan sözüm olamaz, yapılanları tekrarla dur. Mutlaka seni beğenenler, onaylayacaklar olacaktır. Bunun keyfini sürmek istersen sürebilirsin.

    Sanatçı olmak istiyorsan yeni şeyler aramak, denemek, yanılmak, hata yapmak durumundasın. Farklılık bazılarının yerleşmiş zevkini okşamayacaktır, bırak okşamasın.

    Şimdiye kadar yapılmamış bir şeyi ortaya çıkardığında, küçük bir farklılıkta olsa işte o senin yaratıcı ile bağlantını sağlayacaktır, seni ona yaklaştıracaktır. Sanat bunu sağlar.

    Aslında insan doğduğunda yaratıcıdır. İnanmıyorsan çocukları gözlemle, onlarla çocuk ol ve hayallerini dile getirmelerine izin ver. Yüksek düzeydeki yaratıcılıklarına tanık olacaksın.

    İnsanoğlu eğitim adı altında o özgür ruhu, törpüler. Kendi değerlerine, toplumun yargılarına göre budayarak belli bir yörüngeye sokar. Orada yaratıcılık yoktur, insan akıntıya kapılmıştır.

    Diplomalar, ödüller, unvanlar başyapıtlar üreten sanatçılar çıkarmamıştır. Onlar hayal kaynaklı, özgür iradeleriyle ortaya koydukları çaba, gayret ve çalışma ile yaratıcı ruha ulaşmışlardır.

    Eğer sanatçı olacaksan öğretilmiş doğru ve yanlışları boş vermelisin, seni cendereye alan bilindik öğretilerin kıskacından kurtulmalısın. Çocukluğuna dönmelisin, hayali geniş ve yaratıcı olmalısın.

    Dünyaya yeni bir şeyler mi katmak istiyorsun? Kendine yeni tatlar mı sunmak istiyorsun? Biliyorum ki amacın bu. O zaman seni yeren yersin, boş ver aldırma! Hata yap, yeni bir şeyler aramanın bulmanın yolu, yapamadıklarından aldığın derslerle gelişecektir.

    Gölyazı’da herkes kayık, gündoğumu-batımı, âşıkların sandal gezintileri mi çekiyor? Çeksinler. Bak Timurtaş Hocaya, o gitmiş gece sokak fotoğrafı çekmiş. Hem de her noktada detayı hissettirerek.

    Sen ikisini de yapma. Daha binlerce farklı kompozisyonlar var, onu ara ve bul, yaratıcı ol.

    Hadi, kal sağlıcakla…

    İLİŞKİLİ İÇERİKLER

    Ne yediğimizi biliyor muyuz? (Reçel)

    “Sıvı şeker” diye bir şey var mı? Reçel üretiminde meyve ile birlikte toz şeker kullanılır değil mi? Öyle bir ürün gösterilmediğine göre ve onun yerine farklı bir isimle aslını çağrıştıran ürün devreye giriyorsa, dikkatli olmalısın. Muhtemelen bu sıvı mısır şurubudur.

    Ne yediğimizi biliyor muyuz? (Mısır)

    Ne yediğimizi biliyor muyuz Mikdat?

    Gerçeği mi konuşmamı istersin, hoşuna gidecek olanı mı?
    Gerçeği öyle mi? Tamam, konuşalım. Beslendiğimizi sanıyoruz, gerçekte ise aldanıyoruz. Çoğunluk yediğimizi gıda zannediyoruz, küçük dozlarda zehirlendiğimizin farkında değiliz. Başımıza ilmek ilmek çorap ördüğümüzü, ileride büyük sağlık problemleriyle karşılaşacağımızı ne yazık ki bilmiyoruz.

    Petra olabilmek

    Petra Viyana doğumlu, Polonyalı anne ve Çek babanın kızı, kendini Polonyalı kabul ediyor. Almanya’da yaşadığı sırada Türklerle ve türkülerle tanışmış. Tutkuyla saza bağlanmış, türküye, âşıklara ve ozanlara hayranlık duymuş. Türküyü daha iyi anlayabilmek ve söyleyebilmek için Türkçe öğrenmiş.

    Sevgi

    Sevdiğimiz her ne olursa olsun ona toz kondurmuyoruz. Eğer o bir insan ise, bazen onun sevmediklerini biz de sevmiyoruz. Aşırı bağlılıktan kaynaklanan sevginin, nefreti tetiklediği de oluyor. Öyle ki bazılarımız kamplaşıyor ve sevdiğimizin sevmediğinden de nefret etmeye başlıyor.

    Olumlu bir his olan sevgi, böyle olumsuz bir duygu ve davranışa sebep olmamalı değil mi?

    E-POSTA ABONELİĞİ

    Yorum Politikamız: Arthenos.com ekibi olarak tüm okuyucularımızı tartışmalara aktif olarak katılmaya teşvik etsek de, Davranış Kurallarımıza uymayan veya yayınlanan materyalin editoryal standartlarını karşılamayan herhangi bir içeriği Silme / Değiştirme hakkını saklı tutarız.

    YORUM YAPILDIĞINDA BANA BİLDİR
    Bana bildir
    guest

    0 Yorum
    Beğenilenler
    En yeniler Eskiler
    Satır içi geribildirimler
    Bütün yorumları göster

    Makale yazarı

    Mikdat Besni
    Mikdat Besni
    Veteriner hekim olarak kamuda çalıştı. Son görev yeri olan Susurluk’ta yaşamaktadır. Sayısal teknoloji ve interneti fırsat bilerek fotoğrafla ilgilenmeye başladı. Sadece çekip paylaşmak ve izleyerek fotoğrafın öğrenilemeyeceğini anlayınca, ciddi yayınlardan kaynak oluşturdu.Verdiği fotoğraf kursları sayesinde fotoğrafın inceliklerini öğrendi. Çeşitli ortamlarda iyi fotoğrafları yorumlayarak bilincin gelişmesine, iyi fotoğrafın ve fotoğrafçının ön plana çıkmasına destek olmaya çalışmaktadır. Susurluk Fotoğraf ve Sanat Akademisi Derneğinin Kurucu Başkanıdır. Fotono21 ve ASFOD onur üyesi olarak taltif edilmiştir. Fotoğrafın bir hobi aracı olarak görülmesini, sanatsal açıdan tuzak olarak görmektedir. Fotoğrafçıyım diyenlerin, yaratıcı yenilikler içerisinde olması gerektiğine inanmaktadır. Fotoğrafın Aksakallarının rehberlik yapması ve ufuk açıcı yeni çalışmalar içerisinde olması gerektiği düşüncesiyle, gerek şiir ve gerekse yorum olarak bir başyapıt olan Mihriban Türküsünü, ülkenin çeşitli yerlerinden 18 arkadaşıyla birlikte fotoğrafik olarak anlatan çevrimiçi Düşünme Biçimleri atölyesini, Fotono21 bünyesinde gerçekleştirmiştir.Bazı yurtiçi fotoğraf yarışmalarına jüri üyesi olarak davet edilmiştir. Bunlar içinde ülkemizin savunma destanı olan Çanakkale Savaşları Tarihi Alan 1. Fotoğraf Maratonuna yapılan çağrıyı fotoğraftan aldığı en büyük ödül olarak görmektedir.

    MANŞET

    POPÜLER İÇERİKLER

    0
    Düşünceleriniz bizim için önemli. Belirtmek ister misiniz, lütfen yorum yapın.x