5 Fotoğraf ile Pakistan Sufi Festivali

    Bu yazıyı okuyup da gitmek isteyenlere tavsiyem Sufi (Işık) festivalinin güncel tehlikelerini de araştırmaları. Bu festival Pakistan’daki aşırı dincilerin hedefinde olan bir etkinlik. Ben bu yıl denk gelmedim ama geçmiş yıllarda çok sayıda intihar eylemcisinin buraları savaş alanına döndürdüğünü biliyorum. Türkiye’ye döndükten sadece bir hafta sonra aynı yerde çok sayıda insan bombalı araçla öldürüldü maalesef.

    Uzun süredir araştırdığım, hayalini kurduğum Pakistan sufi festivaline gitmeye karar verdiğimde her zamanki gibi “gitme, yapma, aklını mı kaçırdın” lafları daha bir kamçıladı beni. Daha önceki senelerde de birçok kere Ağrı ve İran üzerinden Hindistan seyahatleri yapmamın rahatlığı ve tecrübesi bu yolculukta karşılaştığım tehlikelerde ve olumsuz durumlarda hiç yardımcı olmadı. Demek ki her seyahatin farklı deneyimleri oluyor. Türkiye’den İran’a geçip Pakistan sınırına kadar sorun yoktu. Anladınız herhalde, karayolu ile gidiyorum. Bu zaten başlı başına her saniyesinde bir olay yaşanabilecek süreç. Ancak asıl sorun İran sınır kapısından Pakistan’a girdiğimde sınır polisinin beni diğer yolcuların arasından çıkarıp ayrı bir bölmeye girmemi istemesiyle başladı. Yeşil Pasaportum var ve Pakistan yeşil pasaporta vize istemiyor. Ben rahatım. Polis belki de hayatında ilk defa karşılaştığı bu olayla beni sınırdan içeri almıyor. Öyle ya, herkes karayoluyla Türkiye’ye kaçmaya çalışırken bir Türk Pakistan’a karayolu ile girmek istiyor. Neymiş? Fotoğraf çekecekmiş. Sufi festivaline gelmişmiş… Normal bir şey değil. Ve eliyle İran’ı işaret ederek “Yallah” İran’a geri dönmemi istiyor. Ben ısrarla olmayan İngilizcemle polisin olmayan İngilizcesine laf anlatmaya çalışıyorum. Tıkanıp kaldık.

    5 Fotoğraf ile Pakistan Sufi Festivali

    Bu coğrafyalarda efsane olan zamanın farklı algılanışı işlerin de kaplumbağa hızıyla ilerler ve çok basit bir işi bile onlarca kişiye devretmekle uzayıp gider. Uzun bir zaman sonra muhtemelen ülkenin dört bir yanındaki ilgili yerlerle görüştükten sonra Pakistan’a girmeme izin veriyorlar. Ben hızlıca Lahore’a giden otobüsü kaçırmamak için yürürken yine bir polisin beni kolumdan tutarak motosikletinin arkasına oturtmaya çalışırken buldum kendimi. Israrla beni başka tarafa götürmek istiyor. Ama nereye ve neden? İngilizce bilmediği için sadece oturmamı istiyor. Ben de oturmuyorum doğal olarak. Sonunda Türkiye’den dönüş yapan ve Türkçe bilen biri imdadımıza yetişiyor: Tek başıma yolculuk yapamayacağımı gitmek istediğim yere iki silahlı polis ve onların arabasıyla gidebileceğimi söylüyor. Pakistan sınır kasabasındaki Polis karakoluna geliyoruz. Toplam 500 m2 civarı içerisinde silahlı askerlerin olduğu nöbet sistemiyle çalışan bir yer. Avlusu ve birkaç hapishane / nezarethanesi olan kapısı göçmüş derme çatma bir yer. Beni ufak ayrı bir odaya alıyorlar. Duvarları benden önce burada konaklayan Türk/Yabancı gezginlerin sticker’ları ve yazılarıyla dolu. Haliyle bende bir iki şey karalıyorum duvara. Hatıra olsun…

    Bu sınır karakolu sık sık aşırı uçların, taliban’ın saldırısına uğruyormuş. Ama o zaman karakolun kapısı niye açık? Polislerin silahları neden kendilerinden çok uzakta? Bu sorulara cevap bulamıyorum.

    Derken bir müddet sonra uzaktan çok sayıda insanın ayak sesleri araba seslerine karışarak yaklaşmaya başladı. İşte yolun sonu diye içeriye kaçarken karakoldan içeriye onlarca insan girmeye başladı. Polisler yaklaşık yüz kadar kişiyi tokatlarla, silahla bir düzen içinde yere oturtarak kayıtları almaya başladı. Öğreniyorum ki Pakistan’dan İran aktarmalı Türkiye’ye kaçmaya çalışan ve İran Polisi tarafından yakalanarak tekrar Pakistan’a geri gönderilen kaçaklarmış. Kayıtları alındıktan sonra bir parça ekmek veriyorlar. Ve apar topar geldikleri gibi otobüslere bindirilerek öğrenemediğim bir yerlere götürülüyorlar. Ben bir köşeye sinmiş vaziyette olup biteni izliyorum. bir şarkı vardır; nakarat kısmı “Bitti dediğin yerden yeniden başlar” diye. Geceyi karakolda geçirmek… Kendi ülkemde karakol görmemiş birisi olarak karmaşık duygular içindeyim. Uyku karakolun kapısından giremiyor. ertesi gün polisin biri eliyle “kalk, kalk” işaretleri yapmaya başlayınca “hadi hayırlısı” diyorum. Ve yolculuk. İki gün boyunca 15 külüstür polis arabası ve 15 farklı silahlı polis beni birbirlerine zimmetleyerek Taftan çölünü geçip Quetta’ya (Ketta) varıyorum. Belucistan eyaletinin yönetim merkezi ve en büyük şehri Afganistan sınırına yakın. Tahmin edebileceğiniz gibi Quetta en tehlikeli şehirler sıralamasında başa oynuyor. Bütün bunlardan sonra sakin (!) bir yolculukla Lahore’a vardım. Şükür…

    5 Fotoğraf ile Pakistan Sufi Festivali

    Hiç kuşku yok ki (Pakistan) Lahore surlar şehri anıtları ile tarihi ile büyüleyici zengin sufi kültürüyle Mughals’in kalıntılarıyla ve lezzetli yiyecekleriyle her zaman ziyafet ve ikram merkezi olmuş. Lahore çok sayıda tapınak ve türbelerle dolu. Bulleh shah, Madhu Lal Hussain, Miam mir Qadri, ve Shah Jamal Qadri gibi sufiler bu şehirde gömülü. Bu tapınaklar umudun, sevginin, aşkın, uyumun sembolleri aynı zamanda.

    Bu azizlerin zamanından günümüze kadar Lahor’daki sufi kültürü ana hatlarıyla değişmemiş ve aynı kalmış. Quwali ve Dhamaal bu tapınaklara örnek alışılagelmiş örnek yerlerden.

    400 yıl geçmesine rağmen milyonlarca insan tarafından hala sevgiyle, şefkatle hatırlanan Shah Hussain bunlardan biri.

    Ve her yıl Lahore’de Mela Chiragha (Festival of lights) Işık festivali coşkuyla kutlanıyor. Shah Hussain 16. yy’da Lahore’da yaşamış. Cenaze töreni Lahore şehrinin dışında yaklaşık 500 Bin kişinin katılmasıyla Baghbanpura’da Madhu Lal Hussain’in türbesinde yapılıyor.    

    5 Fotoğraf ile Pakistan Sufi Festivali

    Madho Lal Hussain Lahore’ın en bilinen sufi azizlerinde biri. Uzun ve zor çalışmalarından sonra Allah’ın gizlerini keşfettiği söyleniyor. Test etmek ve kendini kanıtlamak için Kur’an ı bir kuyuya atar. Onu gören insanlar ona kafir diye seslenmeye başlayınca, O Kur’an’ı çağırmış ve Kur’an kuru ve zarar görmemiş bir şekilde ellerine geri gelmiş. Bunu kutlamak için içmeye dans etmeye ve şarkı söylemeye gitmiş.

    Festival Cumhurbaşkanı Ayub Khan ‘ın 1995 yılında yasaklamasına kadar Shalimar Garden‘de yapılıyormuş. Shah Hussain Punjabi şiirinin klasik bir biçimi olan “Kafi” nin öncülerinde biriymiş. Kafi sosyo-spiritül ve varoluşçulukla ilgili deneyimleri ifade etmek için kullanılmış.

    Aziz Shah Hussain Lahore’da doğup büyümüş. Üstadı ve şeyhi Madhu lal’dan o kadar çok hoşlanmış ki kendi adını Madhu Lal Hussain olarak değiştirmiş. Shah Hussain toplumun gelenekçi yapısına karşı gelerek hümanizmin her şeyden üstün olduğunu ilan etmiş.

    Shah Husssain’in ölümünden sonra Madhu lal sufilerin lideri olmuş. Madhu Lal da aynı şekilde Shah Hussain’in yanına gömülmüş.

    Shah Hussain’in şiirleri Kaavish, Nusrat Fateh Ali khan, Noor Jehan, Amjad Parvez, gibi daha birçok sanatçı tarafından bestelenerek şarkı olarak da söylenmiş.

    Üç gün boyunca süren bu festivalin Lahore’ın tarihinde büyük bir önemi var. Festival alanına kadar olan caddelerde inanılmaz bir kalabalık, keşmekeş ve çok canlı bir ticari hayat oluşuyor. Coucsurfing arkadaşım Numan’ın motosikletiyle üç gün boyunca birçok güvenlik barikatı soruşturmalarından sonra girebilmeyi başardım. Tek başıma olsam çok daha uzun bir prosedür beni bekliyordu.

    5 Fotoğraf ile Pakistan Sufi Festivali

    Festival alanı çok büyük olmamakla birlikte tahammül sınırlarını zorlayan yüksek davul sesleri, ilahiler, farklı farklı kümelenen yerlerden değişik çalgı sesleri ile kendinizi anlatılmaz bir dünyanın içine doğru çekildiğinizi hissediyorsunuz. Çok farklı ve normalde karşılaşamayacağınız insan suretleri birden karşınıza çıkınca ilkönce biraz irkiliyorum, çevrede Pakistan dışından gelen hiç kimse yok. Ve dolayısı ile ilgi merkeziyim, elimde koca bir fotoğraf makinası ile. Ama içten bir gülümse ve selam beni aralarına almalarına yetiyor. Ben de artık o büyük akışın bir parçasıyım.

    Aynı zamanda çocukların eğlenmesi için çok iptidai bir şekilde de olsa çeşitli oyuncaklar var. Kazanlarda yemekler pişirilip dağıtılıyor. Bir köşede yaşlı bir sufi gözleri görmeyen çok içli, elinde iki uzun demir parçasını birbirine vurarak anlamasam da etkileyici bir na’at ilahi tarzı mırıldanıyor. Beni içine alıyor bir şekilde …

    Nur Ahmad Chishti’nin Tahqiqat-i Chishti ve Lajwanti Ramkrishna adlı eserleri Punjabi sufi otoriteleri tarafından sufi yaşam tarzları hakkında bilgi edinmek isteyenler için tavsiye edilir.

    Pakistan’ın her yerinden 500 Bine yakın insan çeşitli etkinliklere katılmak, dua etmek dans etmek, ilahi dinlemek, adak adamak için bu festivale geliyor. Tapınak çeşitli süslerle çiçeklerle mumların ışıklarıyla donatılıyor.

    Geleneğe bağlı olarak kutlamalar tutucu olan birçok şeye karşı olarak devam ediyor.  Azalan sayılarına rağmen Hindular ve Hristiyanlar da bu festivale katılıyorlar. Bazı Hint enstrümanları da olan bu festival’de artık ben diyeyim hipnotik, transa girmiş garip bir şekilde dönerek ve herhangi bir dans formuna uymayan şekilde yapılıyor. Bu çalgıların ilginç Hint müziğinde dervişlerin dansları bana John Nash’in hayat hikayesi olan”Oyun Teorisi” filmindeki güvercinlerin hareketlerinin formülünü yazmasını anımsatıyor ve gülümsüyorum. John Nash buraya gelmeli miydi acaba?

    Hindu ve Sufi mistisizmi iç içe geçmiş bir şekilde bu festivalde kendini gösteriyor. Sufiler aşırı süslü boncuklu giysiler, uzun ve rastalı saçlarıyla yaptıkları danslardan gözünüzü alamıyorsunuz. Sürekli fotoğraf çekmek arzusu ile bu ilginç töreni vizörden seyretmek zorunda kalıyor insan. Dervişin ara sıra galeyana gelerek deniz kabuğundan çıkardığı tınılar herkesin pür dikkat kesilmesi farklı bir heyecan.

    Ertuğrul Ava özgeçmiş

    Ertuğrul Ava

    Fotoğrafla tanışmam dört yıl kadar önce İzmir’de aynı zamanda İFOD’da eğitmen olan Mustafa Yongacı’nın teşvik etmesiyle; “Ertuğrul sen geziyorsun neden fotoğraf çekmiyorsun” kışkırtması ile yapabilir miyim, olur mu sancılarıyla başladı. Halk eğitim, Belediye, İFOD, Cengiz Özer kurslarına giderek Temel eğitim kurslarını tamamladım.

    Tabii ki bu bir süreç ve sanırım sonu olmayan bu yolda kitaplarla, şiirlerle, filmlerle, görsel hafızamı. beslemem gerekiyor. Artık yavaş yavaş baktığım her görüntüde nasıl bir fotoğraf çıkar diye sorgulama içince buluyorum kendimi.

    Fotoğrafla ilgili her şeyi takip ederek, okuyarak, çekerek geçmiş yılların açığını kapatmaya çalışıyorum.

    İLİŞKİLİ İÇERİKLER

    Uğur Kavas ile Söyleşi

    1977 yılında fotoğrafa başladı. Ankara Çankaya Belediyesi Basın ve Yayın Müdürlüğü’nde belediye foto muhabiri, Başbakanlık Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM)’nde Başbakanlık foto muhabiri olarak görevini sürdürdü.

    Sanat makinelere bırakılırsa

    Bugün birçok fotoğrafçı, AI ile işlenmiş kareleri kendi üretimiymiş gibi sunuyor. Ama şu soruyu nadiren kendimize soruyoruz:
    Kendi dokunuşumuz gibi sunduğumuz bir AI müdahalesi etik midir?
    Yoksa bu, sadece “yeni nesil fırça”yı kullanmak mıdır?
    Yani dijital çağın estetik araçlarını kullanmak da sanatın içindeki bir beceri midir?

    Bu Fotoğraf Kimin?

    Bir film izlediğinizde, akılda başrol oyuncusu kalabilir.Ama o film bittiğinde mutlaka jenerik akar.Çünkü sanat, çoğu zaman kolektif bir yapıdır. Ve kim katkı verdiyse, adı yazılır. Sessizce, alçakgönüllü ama dürüstçe.Fotoğraf dünyasında bu jenerik genellikle yok.Ama bu, orada bir ekip olmadığı anlamına gelmez.

    Damağımda Analog Fotoğrafın tadı var…

    Fotoğraflarımda farklı bir bakış açısı sunarak hayatın her anını, gözüme hoş gelen anları kaydetmeye gayret ediyorum. Bunun yanı sıra belli bir konu üzerine çalıştığım projelerim var ve bu kapsamda fotoğraf üretmeye devam ediyorum.

    E-POSTA ABONELİĞİ

    Yorum Politikamız: Arthenos.com ekibi olarak tüm okuyucularımızı tartışmalara aktif olarak katılmaya teşvik etsek de, Davranış Kurallarımıza uymayan veya yayınlanan materyalin editoryal standartlarını karşılamayan herhangi bir içeriği Silme / Değiştirme hakkını saklı tutarız.

    YORUM YAPILDIĞINDA BANA BİLDİR
    Bana bildir
    guest

    9 Yorum
    Beğenilenler
    En yeniler Eskiler
    Satır içi geribildirimler
    Bütün yorumları göster
    Yasar Aykac
    Yasar Aykac

    Ertuğrul Bey Merhabalar,

    Geç de olsa yazınız ve Pakistan Sufi Festivali fotoğraf projeniz için kutluyorum. Gerçekten ne kadar takdir edilse az kalacak maceralı bir yolculuk yaşamışsınız. Onca zorluğa rağmen ortaya çıkardığınız fotoğraf ve bilgiler gerçekten çok güzel.

    Diğer taraftan sizin bu yazınız beni 15 gün terletti ve strese soktu diyebilirim; Okyar Bey benden 5 fotoğraf ile dizisi için yazı fikri önerdiğinde sizin yazınızı okudum ve bunun üstüne yazı veya proje eklenir mi diye bir süre de olsa stres yaşadım.

    umarım gelecek de benzer yazı ve projelerinizle bizi bilgilendirmeye devam ederseniz.

    sevgi ve saygılarımla.

    Okyar Atilla
    Editör / Yazar

    Sevgili Ertuğrul,
    Yazıyı okurken nefes nefese kaldım. Son noktayı koyunca da alnımı elimin tersiyle silip “şükür sağ salım geri dönebilmiş” dedim. Muazzam bir tecrübe yaşamışsınız. Fotoğraflar harika. Elinize sağlık. Çok ilginç bir festivali sayenizde öğrenmiş olduk. Darısı daha az tehlikeli festivallerin yazılarınızın başına diyelim. Bize bu kadar heyecan yaşatmayın, vallahi gerek yok…

    Sevgi ve saygılarımla

    Ertuğrul Ava
    Yorumun sahibi  Okyar Atilla

    Okyar Bey teşekkür ederim, Evet bir daha karayolu ile gitmeyeceğim büyük bir ihtimalle, ama yollarda olmanın’da dayanılmaz bir hafifliği var.

    Sebahattin Demir
    Yönetici

    Ertuğrul bey,

    Güzel fotoğraflar eşliğinde bizlerle paylaştığınız bu güzel çalışmanız için tebrikler ve teşekkürler. Arthenos ailesine hoşgeldiniz!

    Saygılar.

    Ertuğrul Ava
    Yorumun sahibi  Sebahattin Demir

    Merhaba Sebahattin bey,
    Teşekkür ederim, böyle kaliteli bir site’de bu fırsatı verdiğiniz için …

    Öner BÜYÜKYILDIZ
    Öner BÜYÜKYILDIZ

    Ertuğrul bey öncelikle cesaretiniz için tebrik ediyorum sizi. Yazınızı okurken bile tedirgin oldum. Sağ salim gidip gelebilmenize şükürler olsun.
    Çok ilginç inanışlar, hayatlar ve insanlar. Herkese nasip olmayan bir deneyim yaşamış ve bu ayrıcalığa sahip olmuşsunuz. Çektiğiniz harika fotoğraflar eşliğinde bu deneyimlerinizi bizlerle paylaştığınız için teşekkür ederiz. Yeni yazılarınızda da görüşebilmek dileği ile.
    Selam ve saygılarımla.

    Ertuğrul Ava
    Yorumun sahibi  Öner BÜYÜKYILDIZ

    Öner Bey Merhaba,
    Teşekkür’ler Pakistan aslında Hindistan gibi fotoğraf açısından muazzam bir yer. Güvenlik sebebiyle pek tercih edilmiyor.

    Selamlar, saygılar

    cemal düzgünoğlu
    cemal düzgünoğlu

    ertuğrul çok güzelbir yazıve fotoğraflar…başarılar

    Ertuğrul Ava
    Yorumun sahibi  cemal düzgünoğlu

    Sağol Cemal kardeşim,

    İnşaAllah beraber bir İran Aşura yaparız …

    MANŞET

    POPÜLER İÇERİKLER

    9
    0
    Düşünceleriniz bizim için önemli. Belirtmek ister misiniz, lütfen yorum yapın.x