Daha

    Fotoğrafın Sanatla İlişkisi

    Henry Peach Robinson Dünyanın ilk fotomontajı… 1858’de Henry birçok negatifi birleştirerek tek bir fotoğraf oluşturmuş. Fotoğraf beş negatiften oluşuyor. Tüberkülozdan ölen bir kızın etrafında bu kompozisyonu oluşturmuş. Fotoğrafın ismi ‘Fading Away’.

    • Fotoğrafın icadı sanat kavramının içeriğinin değişmesine yol açmıştır.
    • İlk icat edildiğinde fotoğrafın sanatla olan ilişkisi, ki dönemin birçok ressam ve sanatçıları tarafından alaya alınmıştır…
    • Fotoğrafçılık 1839’dan sonra resmi öldürmese de ilerleyen dönemlerde ucuz minyatür portre gibi kimi işlevsel resim türleri iyice gözden düştü ve hatta neredeyse tamamen ortadan kalktı.
    • 1840-1880 arasında dünyanın dört bir yanındaki profesyonel ve amatör fotoğrafçılar, hızlı gelişen kâğıtlar, objektifler ve mekanizmaları deneyerek milyonlarca imge ürettiler.
    • Görünenleri kaydetmenin yarattığı bu coşku arasında bazı fotoğrafçılar güzel sanat statüsüne göz diken resimler çekmeye çalıştılar.
    • Fotoğrafın bir sanat olup olmadığı konusunda baş gösteren tartışmanın her iki tarafı da aynı şekilde modern sanat söylemindeki kutupsallık çerçevesinde yürüyordu:
    • Güzel sanat ve zanaat ayrımı akıl ve mekanikçilik ayrımına, sanatçı ve zanaatçı ayrımı hayal gücü ve teknik beceri ayrımına, estetik ve araçsal ayrımı ise sadece kendisi için seyredilen tekil eser ile kullanım ya da eğlencelik olarak yapılan çoklu kopyalar ayrımına dönüştü.

    Fotoğrafın bir güzel sanat olduğu yolundaki iddialara karşı itirazlar:

    Kusursuz röprodüksiyonun fotoğrafçılığın apaçık erdemlerinden biri olduğunu fotoğrafçılığın, resmi en nihayetinde taklitten kurtarabileceğini ancak;

    • Bu durum fotoğrafçılığı güzel sanat yapmaya yetmezdi.
    • Sanatçı “zeki varlığın özgür iradesi”ni kullanıyor, fotoğrafçı ise sadece “makine”ye itaat ediyordu.
    • Fotoğrafçılığın güzel sanat olamamasının ikinci bir sebebi pratik amaçlara hizmet etmesiydi (Eastlake [1857] 1981, 98).
    • Sanat “esas itibarıyla sanat için” icra “edilmeli” ydi.
    • Fotoğrafçılığın güzel sanat değil de ticari bir mal olduğunun kesin işaretlerinden biri de fotoğrafçının çoğaltılan matbu resimler üretmesiydi; halbuki sanatçı tekil eserler yaratırdı.
    • Tam da “bu çağ”a yakışıyor çünkü “bu çağda sanat arzusu küçük bir azınlığın; ucuz, hazır ve hatasız olgulara heves ise geniş kitlelerin niteliğidir”.

    (Eastlake [1857] 1981, 98).

    Baudelaire, Sanatın “doğanın aynen taklidi” ve “fotoğrafçılığın da mutlak Sanat” olduğuna inanan “pespaye kitle”nin “bir metal kırıntısının üzerindeki bayağı imgesini Narcissus gibi seyre koşması’ ile alay ediyordu.

    Sonraki 70 yıl boyunca bu itirazlara Fotoğrafçılar ve eleştirmenler işin temelindeki güzel sanat ve zanaat kutupsallığını hedef almayıp, sadece bazı fotoğraf türlerinin fotoğrafın “sanat” yönüne ait olduğunu iddia ettiler.

    Alfred Stieglitz’e göre fotoğrafçılık “mekanik değil plastik bir süreç”tir. “Tıpkı sırf kopya resimler yapan birisinin ellerinde fırçanın mekanik bir vasıtaya dönüşmesi gibi, zanaatçıların elinde de mekanikleşebilir”idi. “Fotoğrafçılığı soylu kılmak. Yüksek Sanat karakterine ve konumuna büründürmek”

    • Sıradan fotoğraflardan ayrılan baskılar üretmek

    Julia Margaret Cameron: Planlı bir kostüm ve ışık çalışmasıyla ruh gibi flu bir görüntü oluşturarak portre öznelerini idealize etti

    Oskar Rejlander ve Henry Peach Robinson ise özenle ayarlanmış simgesel ya da anlatısal sahnelerin çok sayıda negatiflerini kullanarak Raphael öncesi resimlerin çağdaş örnekleri gibi görünen fotoğraflar üretmeye çalıştılar. Fotoğrafçılığın bir güzel sanat aracı ve fotoğrafçının da bir sanatçı olduğu iddialarına saygınlık kazandırmada en başarılı olan akım: İzlenimci hafif flu ve estetize pozlarıyla yüzyılın sonundaki resimselci  [pictorialist] hareketti.

    XIX. yüzyıl sonlarında fotoğrafçılığın güzel sanat olduğunu savunanların çoğunun kullandığı kilit argüman, ifade ve özgünlüktü.

    Stieglitz, “Mesele, ne söylemek istediğiniz ve bunu nasıl söylediğiniz”dir. “İster şiirde, ister fotoğrafçılıkta, isterse de resimde olsun bir sanat eserinin özgünlüğü, ifade edilen şeyin ve ifade ediş tarzının özgünlüğüyle ilgilidir”

    Sanat ve zanaat kutupsallığının fotoğrafçılığa uygulanması, yeniden resim sanatını etkileyebiliyor ve fırça darbelerindeki el izlerinin yeniden önem kazanmasını doğuruyordu. Richard Shiff’e göre fotoğrafçılık, artık çok fazla fotoğrafik resimler üreten bir klasisizmin reddini kolaylaştırıyordu.

    Bir zamanlar sanatçıyla zanaatçı arasındaki fark, sanatçıyı centilmenler sınıfına terfi ettirebilmek uğruna, zihinsel iş ve el işi ayrım çerçevesinde tanımlanıyordu.

    Fotoğrafın Sanatla İlişkisi

    Dönemin önemli sanatçılarından Daumier’in fotoğrafla dalga geçtiği bir karikatürü…

    İLİŞKİLİ İÇERİKLER

    Ahmet Esmer ile fotoğraf üzerine söyleşi

    Günümüzde yaşayan fotoğraf ustaları ile ilgili yeni bir yazı dizisi başlattık ve ustalarımız ile söyleşilerin yanısıra, onların tecrübelerini de sizlerle paylaşmayı amaçladık. İlk konuğumuz, 1950 senesinde ailesiyle birlikte Bulgaristan’ın Kırcaali kasabasından anavatana göç etmiş bir ailenin çocuğu, duayen fotoğrafçılarımızdan Ahmet Esmer.

    Sarıkeçililer – Bin yıllık göç geleneği

    Bin yıllık göç geleneği dememe bakmayın siz. Aslında binlerce yıldan söz etmek gerekir. Çünkü biz Türkler, Orta Asya’daki Türk boyları, oralarda yaşarken de ekonomimizin temelini “göç” oluşturuyordu. Anadolu’ya geldikten sonra da bu değişmedi. Çoban kültüründe göçerlik, üretimin temel dayanağıydı.

    Zeki Oğuz

    Zeki Oğuz’la ‘Konya Bozkır’larında Bir Gezgin: Yol Hikâyeleri’ üzerine söyleşi

    Şair, öykü yazarı ve fotoğrafçı. 1951 Yılında Konya Tatköy’de doğdu. Konya Erkek Sanat Okulunu bitirdi. 1968 Yılında Yeni Konya gazetesinde gazeteciliğe başladı. Yeni Meram, Yeni Konya, Manşet, Konya Postası, Memleket, Cumhuriyet Gezi, Siyah/Beyaz, İpek Yolu gibi dergi ve gazetelerde gezi ve köşe yazıları yazdı.

    Fotoğraf; düşüncenin biçim kazanmasıdır. İster doğrudan ister dolaylı…

    Fotoğrafın icadıyla sanatın içeriği değişmiş, fotoğrafsız bir sanat dalı düşünülemez hale gelmiştir. Kavramsal sanatın gelişmesinde de fotoğraf önemli olmuştur.
    Özcan Yaman
    Özcan Yamanhttp://ozcanyaman.blogspot.com/
    1963 Samsun/Bafra doğumlu. 1988 yılında Mimar Sinan Üniversitesi GSF Fotoğraf Ana Sanat Dalı’ndan mezun oldu. 1985-1991 yıllarında İBB Şehir Tiyatrolarında Sahne fotoğrafçılığı yaptı. 1991-2008 yıllarında reklam fotoğrafçılığı yaptı. 2008-2014 yıllarında Evrensel Gazetesi'nde foto muhabiri ve köşe yazarlığı yaptı. Halen “Kadraj” köşesinde fotoğrafın sanat ve hayatla ilişkileri konusunda güncel yazılar yazmaktadır. Ayrıca değişik dergi ve mecralarda fotoğraf üzerine yazılar yazmaktadır. 2014 yılında Evrensel Gazetesinden emekli oldu. Ulusal ve uluslararası birçok karma sergilere katıldı. Kişisel sergiler açtı. 2015 yılı AFP'nin (Agence France-Presse / Fransa Fotoğraf Ajansı) “En İyi Basın Fotoğrafları" seçkisinde yer almış, Atlanta’da yapılan Dünya Basın Fotoğrafları Yarışması'nda ikinci oldu. 2006 yılından beri Yeditepe Üniversitesi’nde Grafik Sanatlar Bölümü'nde öğretim görevlisi olarak fotoğraf dersleri verdi. Halen serbest olarak çalışmaktadır. Söyleşi ve sunumlar: Bilim ve sanatı fotoğrafla ilişkisi. 80’lerde fotoğraf. İzler ve Sözler (Sennur Sezen’in fotoğraflarıma yaptığı yorumlar). Sovyetler’de fotoğraf (1917 Sovyet Ekim devriminin 100ç Yılı dolayısıyla, 2017). Anonimlik ve Fotoğraf.

    E-POSTA ABONELİĞİ

    Yorum Politikamız: Arthenos.com ekibi olarak tüm okuyucularımızı tartışmalara aktif olarak katılmaya teşvik etsek de, Davranış Kurallarımıza uymayan veya yayınlanan materyalin editoryal standartlarını karşılamayan herhangi bir içeriği Silme / Değiştirme hakkını saklı tutarız.

    YORUM YAPILDIĞINDA BANA BİLDİR
    Bana bildir
    guest

    0 Yorum
    Beğenilenler
    En yeniler Eskiler
    Satır içi geribildirimler
    Bütün yorumları göster

    POPÜLER İÇERİKLER

    0
    Düşünceleriniz bizim için önemli. Belirtmek ister misiniz, lütfen yorum yapın.x