Daha

    Öteki Sokağın Çocukları

    Çocukların sokaklardan kurtarılması haklara dayalı adil bir düzen için kavga etmekten geçiyor. Bu kavga sokakta fabrikada evde kısaca her yerde…

    Ataol Behramoğlu’nun dediği gibi;

    "İlk kez yurdumdan uzakta yaşadım bu duyguyu
    Bebeklerin ulusu yok
    Başlarını tutuşları aynı
    Bakarken gözlerinde aynı merak
    Ağlarken aynı, seslerinin tonu …"

    -

    Halil Cibran “Ermiş” adlı kitabında Çocuklar Üzerine şöyle der;

    Sonra yavrusunu göğsüne bastırmış bir kadın söz aldı ve: ‘Bize çocuklardan söz et’ dedi. Ve El Mustafa yanıtladı:

    Sizin diye bildiğiniz evlatlar, gerçekte sizlerin değillerdir.

    Onlar, kendini özleyen hayatın oğulları ve kızlarıdırlar.

    Sizler aracılığıyla dünyaya gelmişlerdir ama sizden değildirler. Sizlerin yanındadır ama sizlerin malı değillerdir.

    Onların vücutlarını çatabilirsiniz ama canlarını asla. Çünkü onların canları, geleceğin sarayında oturur ve sizler, düşlerinizde bile orayı ziyaret edemezsiniz.

    Kendinizi, onlara benzetmeye çalışabilirsiniz ama onları, kendinize benzetmeye kalkışmayın hiç. Çünkü hayat ne geriye gider ne de geçmişle ilgilenir.

    Sizler, evlatların birer canlı ok gibi fırlatıldıkları yaylarsınız. Yayı geren, sonsuza açılan yolda kendine bir hedef edinmiştir. Ve oklarını, en uzağa eriştirebilmek için, kendi gücü ile sizleri gerer.

    Yayı gerenin elinde, seve seve bükülün.

    Çünkü oku atan o güç, uzaklaşan okları sevdiği kadar elindeki sağlam yayı da sever.

    (Çeviri: Aytunç Altındal)

    23 Nisan Çocuk Bayramı.

    Yine hamasi nutuklar atılacak.

    Hiçbir çocuk, doğacağı coğrafyayı, anayı babayı seçme hakkına sahip olarak doğmaz.

    Kimi çocuklar taşlarla, mayınlarla, kurşunlarla, sokaklarda…

    Kimi çocuklar tüylü halılar üstünde, bakıcılarla, ana okullarında yabancı dilde eğitimle büyüyecekler…

    Yine çocukların düşe kalka büyüyecekleri yalanı söylenecek. Çocuk hakları Allah’a havale edilip Kaderle açıklanacak.

    Kimi çocukların babaları anaları kaybedilirken, hapislerde çürütülürken ve hatta çocuklar hapishanelerde, yetiştirme yurtlarında, sokaklarda yetişirlerken…

    Kimi çocukların ana babaları yazlıklarda, kışlıklarda parayla para kazanıp, meşguliyetleri arasında çocuklarını dadılarla, kolejlerde okutacaklar.

    Sınıfsal adaletsizlikler ve eşitsizlikler doğarken başlıyor. Acıları çocukken yaşanıyor. Sonrası malum. Sokak çocukları…

    VE BU GERÇEKLİĞİ GÖRÜNÜR YAPMAYA ÇALIŞAN FOTOĞRAFÇILAR.

    “ÖTEKİ SOKAĞIN ÇOCUKLARI BELGESELİ” nden yola çıkarak, sokak çocukları olgusuna dikkat çekip, yaşanılan gerçekliğe fotoğraf açısından nasıl yaklaşılır? 

    Çocukları koruyacak, kollayacak ve geliştirecek olan toplumdur.

    Sosyal bir Devlet bu düzeni sağlamakla zorunludur.

    Eğer devlet o toplumun azınlığına hizmet eden bir aygıtsa, yani bir sınıfın çıkarını diğer sınıf üzerinde tesis etmeye çalışıyorsa birçok sorun gibi sokak çocukları olgusu da devam edecek demektir.

    Yoksulluğu, savaşı, sömürüyü yaratanlar aynı zamanda sokaktaki çocukları kurtaramazlar.

    Yani düzen değişmeden sokak çocuklarının da kaderi değişmeyecek gibi görünüyor.

    Çocukların sokaklardan kurtarılması haklara dayalı adil bir düzen için kavga etmekten geçiyor. Bu kavga sokakta fabrikada evde kısaca her yerde…

    Ataol Behramoğlu’nun dediği gibi;

    İlk kez yurdumdan uzakta yaşadım bu duyguyu
    Bebeklerin ulusu yok
    Başlarını tutuşları aynı
    Bakarken gözlerinde aynı merak
    Ağlarken aynı, seslerinin tonu …
    Ataol Behramoğlu


    Sokakta Yaşayan İnsanların Önünde İftar | Öteki Sokağın Çocukları – 11. Bölüm

    Öteki Sokağın Çocukları Belgeseli’ni çekerken, yüreğimizin en burulduğu anlardan biriydi. Ramazan ayı ve Oruç, açın halinden anlamak için varsa şayet, sokakta kalan, aç insanların gözünün önünde yemek yenip, onları oraya almamak ne için var, sizlere soruyoruz …

    Kadirin Gecesi – Bir Sokak Çocuğunun Kendi Gözünden

    Kadir’in ödül alan belgeseli


    KONUKLARIMIZ

    • Özcan Yaman: Gazeteci, Fotoğrafçı
    • Şevket Şahintaş: Taksi şoförü, Belgesel Fotoğrafçı ve Sinemacı
    • Ufuk Kıray: Eğitmen, Belgesel Fotoğrafçı ve Sinemacı
    • AbdulKadir Ocak: Yetiştirme Yurdunda kalmış sonrasında sokak çocuğu olarak yaşamış. Şimdilerde Belgesel Sinemacı olarak hayatına devam ediyor.

    İLİŞKİLİ İÇERİKLER

    Zeynel Yeşilay: Bürokrat Fotoğrafçı

    Sayın Yeşilay’ın birikimi sadece fotoğrafla ilgili değildir. O, aynı zamanda bürokratik kulvarda, politik ortamda, siyasi mecrada pek çok enteresan şeye tanık olmuştur, dolayısıyla söz konusu mecralarda oldukça birikimlidir.  

    Fahrettin Şankaynağı: Mekânı Datça

    Usta fotografçı Fahrettin Şankaynağı ile tanışıklığımız bir tesadüf sonucudur. O karşılaşmadan önce ne O bizi tanırdı, ne de biz O’nu. Bir vesileyle Ankara’ya gelişlerinde ortak bir şair dostla buluşmalarına, şair dost bizi de dahil ettiler. Böylece bir dost kazandık, usta bir fotografçı ile tanış olduk.

    Nureddin Özdener: Bir Mardin sevdalısı

    Biz O’na, ‘Mardin Aşığı’ deriz.
    O kendisine, ‘Mecnun le Merdin’ der.

    Kelimenin tam anlamıyla bir ‘Mardin Sevdalısı’ olan Dr. Nureddin Özdener, güzel ülkemin çok kıymetli hekimlerinden biridir. Mardin’de doğup büyümüştür. Mardin’in harikulade otantik mimarisi, büyüleyici sokakları, kadim medeniyeti, olağanüstü sosyo-kültürel atmosferi içinde yaşayıp onu özümsemek suretiyle kişiliğini geliştirip kendisini bulmuştur.

    Türkiye vatandaşlığına kabul edilmeyen fotoğrafçı Othmar Pferschy’nin dramı

    Jean Weinberg fotoğrafçılık yapmak için İstanbul’a yerleşen ve kısa filmler de çeken Romanya asıllı Musevi’dir. Pera’da Foto Français isimli fotoğraf stüdyosu açar. Özellikle de yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin parlemento fotoğraflarını ve Atatürk’ün fotoğraflarını çekme iznini alır. Weinberg Atatürk ve dönemini belgeleyen fotoğraflarıyla ünlüdür.

    E-POSTA ABONELİĞİ

    Yorum Politikamız: Arthenos.com ekibi olarak tüm okuyucularımızı tartışmalara aktif olarak katılmaya teşvik etsek de, Davranış Kurallarımıza uymayan veya yayınlanan materyalin editoryal standartlarını karşılamayan herhangi bir içeriği Silme / Değiştirme hakkını saklı tutarız.

    YORUM YAPILDIĞINDA BANA BİLDİR
    Bana bildir
    guest

    0 Yorum
    Satır içi geribildirimler
    Bütün yorumları göster

    Makale yazarı

    Özcan Yaman
    Özcan Yamanhttp://ozcanyaman.blogspot.com/
    1963 Samsun/Bafra doğumlu. 1988 yılında Mimar Sinan Üniversitesi GSF Fotoğraf Ana Sanat Dalı’ndan mezun oldu. 1985-1991 yıllarında İBB Şehir Tiyatrolarında Sahne fotoğrafçılığı yaptı. 1991-2008 yıllarında reklam fotoğrafçılığı yaptı. 2008-2014 yıllarında Evrensel Gazetesi'nde foto muhabiri ve köşe yazarlığı yaptı. Halen “Kadraj” köşesinde fotoğrafın sanat ve hayatla ilişkileri konusunda güncel yazılar yazmaktadır. Ayrıca değişik dergi ve mecralarda fotoğraf üzerine yazılar yazmaktadır. 2014 yılında Evrensel Gazetesinden emekli oldu. Ulusal ve uluslararası birçok karma sergilere katıldı. Kişisel sergiler açtı. 2015 yılı AFP'nin (Agence France-Presse / Fransa Fotoğraf Ajansı) “En İyi Basın Fotoğrafları" seçkisinde yer almış, Atlanta’da yapılan Dünya Basın Fotoğrafları Yarışması'nda ikinci oldu. 2006 yılından beri Yeditepe Üniversitesi’nde Grafik Sanatlar Bölümü'nde öğretim görevlisi olarak fotoğraf dersleri verdi. Halen serbest olarak çalışmaktadır. Söyleşi ve sunumlar: Bilim ve sanatı fotoğrafla ilişkisi. 80’lerde fotoğraf. İzler ve Sözler (Sennur Sezen’in fotoğraflarıma yaptığı yorumlar). Sovyetler’de fotoğraf (1917 Sovyet Ekim devriminin 100ç Yılı dolayısıyla, 2017). Anonimlik ve Fotoğraf.

    MANŞET

    POPÜLER İÇERİKLER

    0
    Düşünceleriniz bizim için önemli. Belirtmek ister misiniz, lütfen yorum yapın.x