Daha

    Yolların hikayeleri vardır; görmesini bilirsen!

    -

    Umutlarımızın ve hayallerimizin peşinde koşarken bir yandan da önümüze çıkan engeller ile mücadele ediyoruz. İçinde bulunduğumuz durumdaki inişler ve çıkışlar hedefimize ulaşmamızı geciktirse de sebat ederiz. Hedefimize ne kadar sıkı kilitlenip onu zihnimize ne kadar derin kazırsak, karşılaşabileceğimiz dönemeçler ne kadar çok olursa olsun bizi rotamızda tutar.

    Üniversite tahsilim için doğup büyüdüğüm şehirden, İzmir’den İstanbul’a gitmiştim; öğrenim hayatım bitince tekrar doğduğum yere dönme hayaliyle. Ama gidiş o gidiş oldu ve ben bu hayalimi ancak 25 yıl sonra gerçekleştirebilmiştim. Öğrenciliğim zamanında İstanbul’a gidiş dönüşlerde, bir seyahat firmasında uzun yol şoförü olarak çalışan uzaktan akrabamız Şinasi ağabeyin çok yardımları olmuştu bana. Yerim şoför koltuğunun hemen yanında bulunan, açılır kapanır muavin koltuğu olurdu genellikle. Tüm yol boyunca sohbet ederdik Şinasi ağabeyle.

    Yine böyle bir seyahat esnasında sohbetimiz arasındaki bir cümlesini hiç unutamıyorum;

    Yolların hikayeleri vardır Sebahattin, görmesini bilirsen!

    demişti. Ben, mesleğine bu kadar aşık birini daha tanımadım biliyor musunuz? Kullandığı otobüsler onun malı olmadığı halde, tek bir çizik görse çok üzülürdü. “Yolcularımız, bize onları sevenlerin emaneti” derdi “onları sağ salim ve huzurla gidecekleri yere götürmek benim görevim”…

    Geleceğin bizim için neler planladığını keşfetmek için geçmişi geride bırakıp dümenimizi yeni yönlere kırma fırsatını çoğu kez pas geçeriz. Oysa, Andre Gide’nin dediği gibi “Yeni limanlar keşfetmek istiyorsanız, kıyıyı gözden kaybedecek cesareti göstermelisiniz“. Her hayat gibi, her yol da bir hikaye anlatır.

    Kalkıp gidemediğiniz yerlere, dalıp gidersiniz…

    “Öyle zamanlar olur ki; nereye gittiğin önemini yitirir. Çünkü asıl önemli olan, yanında kiminle gittiğindir” – Tolstoy

    Doğa kimine bir öykü, kimine bir roman! demişti Özdemir Asaf.

    Gönlü açık olanın yolu da açık olurmuş.

    “Hiçbir yol aşılamayacak kadar yüksekten geçemez” demiş Andersen

    Yaşamımız boyunca kim bilir kaç kez kendimizi yeniden keşfetme sürecinden geçtik? Kaç kez olursa olsun ve bunun için ne kadar zaman harcamışsak harcayalım pek bir önemi yok. Önemli olan tek şey, bu süreçin bize kattıkları ve kazandığımız edinimlerin yaşamımız boyunca bizim daha anlayışlı, olgun ve empatik olmamıza ne derecede yardımcı olduklarıdır.

    Yazımın başında bahsettiğim uzun yol şoförü Şinasi ağabey arada birkaç tek atardı, görevi başındayken bunu asla yapmazdı. Sözlerindeki derinliği zaman geçtikçe çok daha iyi anlar olmuştum. Onu birkaç yıl önce ani bir kalp krizi nedeniyle çok genç sayılabilecek bir yaşta kaybettik. Cenaze törenindeki kalabalığı görmenizi isterdim. “Ben para değil, insan biriktiririm” derdi hep, bunun karşılığını orada gözlerimle görmüştüm.

    Ve o gün Şinasi ağabeyin bambaşka bir yüzüne daha şahit olmuştum; kalabalıkta kulak misafiri olduğum istisnasız herkes, onun kendilerine, çocuklarına, işyerlerine nasıl yardımlar yaptığından, kaç muhtaç aileyi zor durumlarından çıkardığından, kaç dar gelirli öğrencinin okul giderlerine yardımcı olduğundan bahsediyorlardı. Sonra, sırf arada attığı birkaç tek yüzünden onu sağlığında arkasından eleştirenler geldi gözümün önüne. Yutkundum, gözümde yaşlarla…

    Güzelliği bulmak için tüm dünyayı dolaşsak da;
    Onu içimizde taşımıyorsak asla bulamayız.
    Ralph Waldo Emerson

    IŞIKLAR İÇİNDE UYU!

    İLİŞKİLİ İÇERİKLER

    Her fotoğrafçının bir makro lensi olmalı, mevsim Sonbahar!

    Birçoğumuz sonbahar yapraklarını büyük manzara ihtişamı içinde fotoğraflamayı severiz, peki doğa ananın mucizesiyle muhteşem renklere bürünmüş bu yapraklar ve renklerle yakından ilgilenmek için zaman ayırmaya ne dersiniz? Ben öyle yaptım.

    İki Hikaye

    Genç bir adam elinde kredi kartıyla şehrin en büyük fotoğrafçı mağazasına girdi. Öncesinde mağazanın vitrini önünde en az bir 15 dakikasını geçirmişti. İçeri girer girmez tüm rafları dikkatlice incelerken, dış görünüşünden oldukça deneyimli olduğu izlenimi uyandıran bir satış sorumlusu yanına geldi

    "Size nasıl yardım edebilirim?".

    Umut, Tüm Canlıların Mücadele Kaynağı

    Bu yazıyı, okumuş olduğum "Umut" temalı bir makalenin içler ürpertici bir bölümünden etkilenerek yazmaya karar verdim. 1957 yılında fareler üzerinde yapılan korkunç bir deneyle başlıyor yazı. Saygın bir üniversitede Curt Richer adındaki bir Profesör, bir fareyi su dolu bir kovanın içine bırakmış.

    Üç Korner Bir Penaltı

    Geçtiğimiz hafta sonu eşimle birlikte sıkça yaptığımız şeyi tekrarladık; İzmir köylerinden birini seçip yola çıktık. Köydeki sabah kahvaltımızda köylülerin "Nereden geliyorsunuz, kimlerdensiniz ..." gibi sorularını cevaplarken kulağıma bir sesin gelmesiyle irkildim; "Üç korner bir penaltı".

    E-POSTA ABONELİĞİ

    Sebahattin Demir
    Sebahattin Demir
    Mühendis ama Tıp meraklısı. Seyahat etmeyi seven bir fotoğraf gönüllüsü. Okumayı, araştırmayı, sorgulamayı sever. İnsan ilişkilerine ve saygıya önem verir. Bildiklerini paylaşmaktan mutluluk duyar. "Bilmiyorum" demekten çekinmez. Türkçe yazım kurallarına uymayanlarla arası iyi değildir. Detay profil bilgisi için tıklayınız.

    Yorum Politikamız: Arthenos.com ekibi olarak tüm okuyucularımızı tartışmalara aktif olarak katılmaya teşvik etsek de, Davranış Kurallarımıza uymayan veya yayınlanan materyalin editoryal standartlarını karşılamayan herhangi bir içeriği Silme / Değiştirme hakkını saklı tutarız.

    YORUM YAPILDIĞINDA BANA BİLDİR
    Bana bildir
    guest

    6 Yorum
    Beğenilenler
    En yeniler Eskiler
    Satır içi geribildirimler
    Bütün yorumları göster
    Habibe G
    Habibe G
    Makale Puanlama :
         

    Kaleminize yüreğinize sağlık. Çok duygulandım

    Erdal Özgür
    Erdal Özgür
    Makale Puanlama :
         

    Ah şu insanları olur olmadık yaftalama huyumuz yok mu bizim içimize işlemiş üstadım. İkinci kuşak gurbetçiyim buranın yerlisinden böyle ön yargılar göremezsin ama inanın bana burada yaşayan türklerin nerdeyse hepsinde görebilirsin. Onlara sorsan geleneklerini korurlar… Söyleyecek o kadar şey varki susmak en iyisi.. Siz yazmışsınız zaten…İyiki var sizin gibi ve şinasi abi gibi insanlar. Mekanı cennet olsun

    Öner BÜYÜKYILDIZ
    Öner BÜYÜKYILDIZ
    Makale Puanlama :
         

    Şinasi Abi’ye Allahtan rahmet dilerim. Mekanı cennet olsun. Umarım Rabbim onun iyiliklerinin mükafatını verir. Yaratan bile günahları affediyorken, yaratılanın bu yargılayıcı halleri olmasa keşke.
    Yazı için teşekkürler Sebahattin abim. Ellerinize, emeğinize sağlık.
    Selam ve saygılarımla…

    MANŞET

    POPÜLER İÇERİKLER

    6
    0
    Düşünceleriniz bizim için önemli. Belirtmek ister misiniz, lütfen yorum yapın.x