Merhaba! Ben Sebahattin,
Ve artık yeni bir hayatım daha var.
Geleneksel bir kariyere yeni bir yaşam biçimi ekleyip, hobi fotoğrafçısı ve blog yazarı olarak yeni bir yola çıktım.
Seyahat etmeyi, insanlarla iletişimi seviyorum. Sizleri de bu ortamda birlikte öğrenmeye, eğlenmeye belki bazen de dertleşmeye davet ediyorum.
İzmir’de doğdum. Mühendislik eğitimim için yerleştiğim İstanbul’da çok uzunca yıllardır Bilişim sektöründe değişik kuruluşlarda çalıştım. Şansımın da yardımıyla, “Bilişim” alanında, çok iyi şirketlerde, üst düzey görevlerde ve çok güzel projeler içerisinde buldum kendimi.
Benim gibi İzmir’de doğmuş ve İstanbul’da yaşayan her İzmir’li hep bir gün doğduğu yere dönme hayali kurar. Ben bu hayalini gerçekleştirme imkanı bulan şanslı İzmir’lilerdenim.
Birçok profesyonelin hayallerini süsleyen İstanbul’daki işimi ve görevimi bırakıp İzmir’e dönmek istememin nedeni aslında daha mutlu bir hayat istememdi. Yıllardır bu hayatın hayalini kurdum. Bazı insanlar bunun çılgınlık olduğunu söylediler, bazı dostlarım bana cesur olduğumu söyleyip cesaret verdiler.
Profesyonel iş hayatımı, Mekatronik alanında katma değerli ürünler tasarlayan ve geliştiren bir sanayi kuruluşunda 12 yıl Fabrika Yöneticiliği ardından sonlandırdım. Seyahat etmeyi seviyorum. Her zaman fotoğrafçılığa karşı bir tutkum olsa da, bunun ciddiye alacağım bir şey olacağını hiç düşünmemiştim. Ve ben bir fotoğraf gönüllüsüyüm. Fotoğraf çekmeyi, gezdiğim yerleri fotoğraflamayı, o yerler hakkında izlenimlerimi yazıya dökmeyi çok seviyorum. İş hayatının mirası gündelik stres ve yorgunluğu atmanın en güzel ve rahatlatıcı tarafı olan seyahat ve fotoğrafçılığın hayatımı ne denli değiştirdiğini net bir şekilde gözlemliyorum ve iş hayatım, hobilerim hakkında yazılar yazıyorum.
Mühendislik geçmişimin fotoğrafçılık hobime birçok katkısı olduğunu hissettim. Fotoğrafçılık konusunda biraz geliştikten sonra ise bu alanda öğrendiklerimin profesyonel işime üstün katkılar sağladığını gözlemlemeye başladım. Detayları yakalama, olumlu unsurları ayıklama ve estetik tasarımlama konularında çok önemli değişiklikler hissettim kendimde.
Fotoğrafa ilk başladığım yıllarda sanki karanlıkta yaşıyordum. Çektiğim fotoğraflar biraz amatör gazetecilik tarzındaydı ve çevremdeki sorunlara, üzücü hikayelere, evsiz insanlara odaklanmıştı. Sanki sadece olumsuz birtakım şeylerle dolu bir dünyada yaşıyormuşum gibi.
Bilişim sektöründeki kariyerime odaklandığım o zaman diliminde kendime bir DSLR kamera aldığımda hayat görüşümün değişmeye başladığını hissettim. Evet, doğadaki ve dünyadaki olumsuz şeyleri görüyordum, bu belki de bana kolay geliyordu. Fakat “güzel” şeyleri de görmek için gayret göstermeliydim, bu yüzden yalnızca güzel şeyleri fotoğraflamak için yeni bir karar verdim.
Artık bir sahne gördüğümde burada neyin iyi olduğunu bulmaya çalışıyorum. Burada güzel olan nedir? Ve yavaş yavaş karanlıktan çıktığımı hissetmeye başladım. Değiştim. Bu değişiklik arayışımda fotoğrafçılığı kullanmak hayata bakışımı değiştirdi. Şimdi dünyadaki iyilik ve güzellikleri eskisinden daha farklı görüyorum ve bu beni daha mutlu ve daha umutlu bir insan yapıyor.
Umarım bu hikayem başkalarına, dünyaya bakışlarını ve hayatlarını nasıl yaşadıklarını değiştirme yönünde ilham kaynağı olur.
Hayatımızı değiştirmek o kadar zor ya da korkutucu değil! İnanın.
Asıl korkunç olan şey bunları yapmamak ya da denemeye cesaret etmemek.
Bugün kendi gözümde mutlu bir fotoğrafçı, ve şimdilerde bu deneyimlerini açmış olduğu blogunda paylaşarak okurlarıyla bütünleşmeyi hedefleyen bir blog yazarıyım. Fotoğraf çekmek mutlu ediyor.
Bilginin paylaştıkça değerleneceğine inanıyorum.
Kendim ve çevremdeki dünya hakkında daha fazla şey öğrenmeye, işbirliklerine, konuşma ve tanışma fırsatlarına açığım.
Bizimle bilgilerinizi, düşüncelerinizi paylaşır mısınız?
Blogumuzda yayınladığımız yazılarımızdan ilk siz haberdar olmak istiyorsanız, yalnızca e-postanızı girerek sitemize abone olabilirsiniz.