(Usta foto-grafçı Gül Ezen imzalı kitap/albüm)
Corona Virüs salgınının neredeyse bütün dünyayı şiddetle tehdit ettiği, o yüzden çok ciddi tedbirlerin alındığı günlerde (Mart 2020) çok değerli bir foto-grafçı dosttan harika kitap/albüm aldık. İnsanların hat safhada tedirgin olduğu bu kaotik ortamda bize ulaşan kıymetli eser nedeniyle Gül Ezen’e teşekkür ediyoruz.
Özellikle S/B çalışmalarının yüksek teknik başarısını ve içerik bakımından niteliğini, geçmiş zamanda yaptığı sergiler, kültür-sanat ortamlarında kısa süreli karşılaşmalar ve nihayet kendileriyle yaptığımız röportaj (“Işıkla Resmedenler” serisinin 1.cildinde yer aldı) nedeniyle yakından tanıdığımız kıymetli dostumuz usta foto-grafçı Gül Ezen’in ”Bebek Hoplatma Sahili” isimli uzun soluklu çalışmasının bir albümle sonlanması, bizim için hakikaten memnuniyet vericidir.
Gül Ezen, İ.Ö.6000-5000’e tarihlenen “Bebeğini hoplatan kadın” resmini (Beşparmak Dağları, Latmos kaya resimleri) albümün ilk sayfalarına alarak, bebek hoplatma eyleminin tarihin derinliklerine uzanan geçmişine dair bilgiyi (belgeyi) paylaşıyor. Yaptığı bu özel çalışmayı özetleyen metinde ise, “…, her şey aynıydı: bulutsuz yaz göğü, ılık, berrak sular ve onlarca küçük çocuk ve bebek. Her yaz yeni bebekler geliyor, insanlar tarafından yüzyıllardır benimsenen bebekleri havaya atma ritüeli, kıkırtılar ve heyecan çığlıkları ile defalarca tekrarlanıyor, yeni hayatlar, yeni başlangıçlar adeta bu şekilde coşkuyla kutlanıyordu. … Kaydettiklerim, baktıklarım, gördüklerim; çocukların ve büyüklerin nefesimi kesen, beni büyüleyen ya da gülümseten halleri olmanın dışında unutamadıklarımdır. …” ifadelerine yer veriyor.
Foto-grafik düzlemde ele aldığı konuyu kendine has bir yaklaşımla (S/B foto-graflarla) ortaya koyan usta foto-grafçı, albümün sonunda Robert L.Stevenson’un bir şiirine (kendi çevirisiyle) yer veriyor.
“Herhangi Bir Okuyucuya
Annenin gördüğü gibi evden
Bahçede ağaçlar arasında seni oynarken,
Senin de mümkündür görmen
Bakarsan bu kitabın pencerelerinden,
Bir başka çocuğu, çok çok uzaklarda
Başka bir bahçede oynarken
Ama onu pencereyi tıklatarak
Çağırabileceğini düşünme asla
Onun aklı bir tek oyunda
Ne duyar; ne de bakar,
Kandırılamaz bu kitaptan çıkmaya.
İşin aslı, uzun zaman önce,
Büyüdü ve gitti uzaklara.
Bahçede gezinen orada
Havadan ibaret bir çocuk yalnızca.”
Albümde yer verdiği oldukça yalın iki metin ve foto-graflar, ele aldığı meseleyi o kadar iyi anlatıyor ki, fazla söze gerek bırakmamış. Bir sanat insanının, deneyimli, birikimli, duyarlı usta bir foto-grafçının hayatı nasıl süzdüğünü, olaylara ve olgulara nasıl yaklaştığını görüyoruz bu albümde. Üstelik aynı konuda bu güne dek yapılmış başka bir çalışmaya, bir albüme yahut kitaba rastlamış değiliz. Öyle zannediyoruz ki “Bebek Hoplatma” eylemi ile ilgili foto-graf düzleminde yapılmış yegâne kitap. Bu bile kitabı son derece kıymetli kılıyor. Sanat bağlamında ve özelde foto-grafik bağlamda özgün bir çalışma olmakla birlikte, sosyo-kültürel bağlamda ise kelimenin tam anlamıyla has bir çalışma. O bakımdan Gül Ezen’in bu özgün ve has foto-grafik eylemi takdire şayandır.
Ülkemizin kültür-sanat ortamına, akademik çevreye, basılı eser bağlamında fazla zengin olmayan foto-graf dünyamıza, sonraki kuşaklara ve dünya insanlık ailesine birey olarak, foto-grafçı olarak, sanat insanı olarak böyle değilse, başka nasıl katkıda bulunur insan?!
Ayakta alkışlanacak bir albüm.
Amatör-profesyonel her foto-graf tutkunu muhakkak bu albümü incelemeli ve kişisel kütüphanesine koymalı. Kişisel kütüphanelerden gayrı, derneklerin kütüphanelerinde de yerini almalı. İşin aslı o ki basılan her albüm, kitap, dergi, fotograf derneklerinin kütüphanelerine girmeli zaten.
İnternet ortamı iyi-güzel tabii ki. Fakat sanal ortamda yer alan dergi, makale, görsel materyal daha ne kadar zaman aynı ortamda, sürekli erişilebilir halde muhafaza edilebilir? On yıl, yirmi yıl, elli yıl? Ne kadar zaman? Çok açık ki internet ortamında ciddi belirsizlik var. Sonraki yüzyıla erişebilir olduğunu söylemek pek mümkün değil. Her an silinebilir, kapatılabilir. O yüzden basılı eser hâlâ çok kıymetli.
Öte yandan, böylesi değerli çalışmalar Amerika ve Avrupa’daki sanat çevrelerinde gördükleri ilgiyi ülkemizdeki sanat çevrelerinde yeterince göremiyorlar. Galeriler bu gibi özel ve değerli çalışmaların sergilerini yapmak, tanıtımını gerçekleştirmek, eserleri piyasaya sunmak için en önemli ortamlarken, akademik çevre çeşitli sözel etkinlikler ve yazılı metinlerle destekleyecek konumdayken, küratörlük ve koleksiyonerlik piyasa ve finans ayağını oluşturan kurumlarken ne yazık ki foto-graf söz konusu olduğunda, özellikle de Anadolu foto-grafçıları bağlamında, fazla bir canlılıktan söz edemiyoruz. Hatta hiçbir katkı yok gibidir. Her foto-grafçı kendi kişisel bütçesiyle kitap-albüm yapmaya çalışıyor. Oysa böyle özgün-has çalışmaların iş dünyasından sponsorları olmalı. Amerika’daki galerilerde sergisi kabul edilen ve foto-grafları kolayca satılan Gül Ezen gibi usta bir ismin, Türkiye’deki galerilerde de sergisi rahatlıkla yapılmalı ve albümü için sponsor bulunabilmelidir. Fakat maalesef bu konuda aşılması zor bir problem yaşıyoruz.
Sayın Gül Ezen’i, kendi olanaklarıyla gerçekleştirdiği bu değerli albümünden ötürü gönülden tebrik ediyoruz. Gerçekleştirdiği kişisel sergilerde gördüğümüz nitelikli, kıymetli diğer çalışmalarını da birer albümle ölümsüzleştirmesini ve sonraki kuşaklara armağan olarak bırakmasını diliyoruz.
Tekin Ertuğ
(Mart 2020-Ankara)
Gül Hanım’ı bende gönülden tebrik ediyor, eserinin hayırlı olmasını, hakettiği ilgiyi ve değeri görmesini diliyorum.
Eseri bize tanıttığınız için çok teşekkür ediyorum Tekin Hocam.
Selam ve saygılarımla.
Başlığı okuyunca “işte özgün bir proje” dedim kendi kendime. Okumaya devam ettiğimde de ne kadar haklı olduğumu gördüm. Şimdi sırada bu albümü elde etmek var. Gül Erzen’i yürekten kutluyorum. Foto-graf adına böylesine nitelikli çalışmaları bize anlatan güzel yazılarınız için Tekin Bey, size de çok teşekkürler.
Sevgi ve saygılarımla