“Aptal Youtuber video resmi” diye birşey var. Bir arama motorunda “stupid youtube thumbnail” benzeri bir arama yapın, önünüze 100lerce örnek gelecek.
“Nasıl çok izleyici çekerim?” diye arama yaparsanız önünüze “videonun tanıtım görüntüsü renkli, ve cicili bicili olsun, bir de mal gibi görünün” gibi öneriler geliyor. Neden? “İnsanları çekmek için”. Gerçekten de yukarıdaki gibi bir resim görünce “hemen seyredeyim” diyor musunuz? Yorumlarda yanıtlarınızı bekliyorum.
Panasonic L bayonet
M43 sistemini senelerdir kullandığım için Panasonic’in m43 için ne kadar kaliteli lens ve gövde yaptığını, formdan önce ergonomi ve kaliteye önem verdiğini biliyorum. Tam çerçeve L sistemine geçtiklerini duyduğumda pek şaşırdığımı söyleyemem çünkü Panasonic uzun yıllardır Leica için hem lens hem gövde üretiyor (ya da parça sağlıyor).
İlk çıkardıkları S1 ve S1R nedense pek ses getirmedi. Bu gövdeler ve ilk duyurulan lensler için sağlamlık, ergonomi, görüntü kalitesi ve video özellikleri konularında şikayet eden görmedim. Ama boyut, odak takibi ve fiyat konularında çok eleştiri aldılar. Gerçekten de S1/S1R orta boy tam çerçeve DSLR boyutlarında ve kütlesinde. Ayrıca piyasaya çıkış fiyatları sağlam rakiplerinin bayağı üzerindeydi. İlk duyurulan lensler de kaliteli lensler olunca bunların fiyatları da yüksek oldu.
Sonra S1H duyuruldu. Bu gövde inanılmaz video özelliklerini çok düşük fiyata sunan ciddi bir gövde. “Uygun fiyat” derken, benzer işleri yapan video kameralarla karşılaştırıyorum.
En sonunda S5 ve 20-60mm lens geldi ve Panasonic sistem “normal” insanların alabileceği seviyeye geldi. Şu anki USD/TRY kuru yüzünden ucuz demeye dilim vermiyor gerçi… Dolar cinsinden bakarsak, sanıyorum ki S5 2.000 Dolar altında (kit lensiyle beraber) en iyi seçimlerden biri.
Şu anda Panasonic tarafında 4 gövde var:
- S1H mükemmel video ve aslında aynı zamanda iyi bir fotoğraf makinesi
- S1R: 47MP çok iyi fotoğraf makinesi, idare eder video gövdesi
- S1: İyi video makinesi, çok iyi fotoğraf makinesi
- S5: Uygun fiyatlı, çok iyi video makinesi, iyi bir footoğraf makinesi.
EOS R’nin yanına ikinci bir gövde alternatifi düşünürken Panasonic’in güzel bir kampanyasını gördüm ve aleti denemeye karar verdim. Norveç’te satın aldığınız ürünlerin çoğunu 14-45 gün içinde geri verebiliyorsunuz. Şimdiye kadar bu hakkımı 1 kere kullandım (Canon 6D’yi geri verip 5D Mark III almıştım), beğenmezsem S5’i de veririm demiştim ama özellikle 20-60mm sayesinde bu ikiliyi elimde tutmaya karar verdim. Aşağıda sebeplerini anlatacağım.

Lumix S5 nedir?
S5 gerçekten de bazılarının dediği gibi mini S1H. Bazı video özellikleri konusunda S1H önde ama mesela (en azından ben bu yazıyı yazarken) otomatik odaklama konusunda S5 daha iyi.
Panasonic, Leica ve Sigma ile beraber L bayonete ortak. Örneğin Panasonic 20-60mm lensinizi Leica SL-2’ye takabilirsiz, ya da Leica Summilux-SL 50 f/1.4 ASPH lensi S5’te kullanabilirsiniz.

Gördüğünüz gibi S5 aslında çok ciddi zengin bir gövde. Ortalama ve hatta üst seviye amatörler için yapamayacağı şey yok gibi. Seri çekim hızı biraz düşük (kuş, koşan köpek vs.. çekiyorsanız sıkıntı olabilir) ve videoda otomatik odak takibi rakipleri kadar iyi değil. Diğer yandan fotoğraf çekiminde odak takibini gayet iyi yapıyor. Bakaçta takip etmiyormuş gibi görüyorsunuz ama fotoğraflar net çıkıyor. Videoda iş başka, özellikle Canon EOS R6 gibi videoda obje takibini neredeyse kusursuz yapan bir makineniniz varsa aradaki farkı rahat görüyorsunuz. Bunu da büyük oranda çözmenin bir yöntemi var, “Otomatik odaklama” başlığı altında bahsettim.
Eğer videoda nesne takibi daha iyi olsaydı S5’i en iyi giriş seviye gövde ilan edecektim 🙂
Diğer yandan, kalan hemen tüm özellikleri çok çok iyi. Yukarıdaki tabloya alamadığım 10larca başka özelliği de var aletin. 5.9K videoyu 12bit RAW ile aktarabilen bu fiyatta başka makine yok.
Gövde, ergonomi, kullanım, menüler
S5 ufak bir aynasız tam çerçeve gövde. Hatta m43 sistemdeki GH5’ten bile daha ufak. Yaklaşık Sony A7 IV boyutlarında, EOS RP’den 1.2 cm daha uzun (boy olarak).
Ele oturuşu ve tuşların yeri sağ elinizin doğal duruşunu çok bozmuyor. Deklanşörün hemen arkasında Canon tarzı beyaz ayarı, ISO ve pozlama telafisi tuşları var. Deklanşörün çevresi, baş parmağınızı koyduğunuz yerin hemem üzeri ve Menü tuşunun çevresi olmak üzere 3 tane ayar tekeri var. Bakacın sol tarafında zaman ayarlı çekim, seri çekim hızları ve gecikmeli çekim modları için bir tekerlek var. Sağ üstte klasik mod tekeri ve onun hemen yanında açma kapama anahtarı bulunuyor. Gövdenin arkasında bir odak noktası kolu, AF-On tuşu, hızlı erişim menüsü tuşu, odak modu ve nokta seçimi için düğme gibi iki ayar daha var. Gövdenin önünde de orta parmağınıza denk gelen bir özelleştirilebilir düğme var.

Klasik Panasonic gövdesi: Görünüşten önce kullanım konforu önemli. Buna rağmen bence S5, özellikle kırmızı video tuşu ve soldaki tekerin etrafındaki kırmızı şerit ile, bayağı yakışıklı duruyor.
Menüler genel olarak mantıklı. İsmi lazım değil bazı markalardaki gibi şifreli kısaltmalar yok. Kullanım kılavuzuna bakmadan bir çok ayarı elinizle koyduğunuz gibi buluyorsunuz. Menülerde ekrana dokunarak gezebilmek de çok faydalı.
Mod tekerindeki C1, C2 ve C3’e istediğiniz ayarları saklayıp sonradan çağırabiliyorsunuz. C3 altında 3 adet alt mod da var, böylece S5’te toplamda 5 ayrı özel profil saklamak mümkün. Gene mod tekerinde S@Q modu var, buradan saniyede 1 kareden 180 kareye kadar video kaydedebiliyorsunuz. Saniyede 1 kare çekerseniz video 25 kat hızlı oluyor, 2.5 saniye seçerseniz video 12.5x hızlı oluyor vs.. Saniyede 150 kare ve 180 karelik videolarda otomatik odaklama yok, 120 ve üzerinde de ses kaydı olmuyor.
Arka ekran çok iyi. 1.8 milyon noktalı, dokunmatik ve parlak. Sony kullanıcıları bilir, ortamda biraz ışık olunca Sony ekranları neredeyse görünmez olur. S5’in ekranı böyle değil. Sony’nin pil ömrünün yüksek olmasının en büyük sebeplerinden birinin bu düşük parlaklığa sahip ekranlar olduğu söyleniyor. Dokunmatik ekran da çok başarılı, Canon kadar iyi. Menülerde dokunarak gezmek, fotoğraflar arasında gezmek, fotoğraflara yaklaşıp onlardan uzaklaşmak vs.. dokunarak çok rahat yapılıyor.
Menülere değinmişken, Panasonic makinelerin tepkisi her zaman hızlı oldu. Hızlı derken, düğmelere basınca aletin verdiği tepki, menüler arası geçiş, fotoğraflara bakış, hepsi anında oluyor. Canon, Nikon, Olympus gibi. A7 III’le yanyana koyunca aradaki farkı görüyorsunuz: A7 III’te o anlık bekleme derdi hep var. A7IV’te bunu çözdüler mi bilemiyorum ama Sony makinelerdeki işlemciler bu kadar kuvvetliyken menü/tuş gecikmesinin olması yazılım sorunu olsa gerek. Bu kadar jenerasyon geçti, inşallah A7 IV’te bu düzelmiştir.


USB-C’den şarj edebilmek büyük kolaylık. Harici bir şarj cihazını (PD özellikli) bağlayarak 30 dakika 10 bit video çektim, video sonunda S5’in kendi pili hala %100’deydi. Demek ki PD özellikli şarj aletiyle S5 kendi piline hiç gerek duymuyor.
Sonuç olarak, S5 iyi bir gövde. Kullanımı kolay ve hızlı, arayüzü (tuşlar-tekerlekler-menüler) mantıklı ve kaliteli.
Otomatik odaklama
Lumix S5’te Panasonic’in DFD odaklama sistemi var. Bu sistemde her lensin odak dışında kalan bölgelerdeki karakteri makinede kayıtlı ve makine bu veriye göre lens elemanlarını ileri-geri kaydırıyor. Temelde kontrast bazlı bir sistem.
Tekli odaklamada (AF-S) hiç sorun yok. Panasonic zaten GH1’den beri (ilk aynasız makine) tekli odaklamada çok iyi. Hem hızlı hem kusursuz. S5 -6 EV’ye kadar otomatik odaklama yapabiliyor (gene lense bağlı olarak) ki bu değer piyasadaki en iyilerden (Canon EOS R5 ve Sony A7S III’teki ile aynı, A7 IV’ten iki durak daha iyi, EOS R6’dan yarım durak kötü).

S5’te 8 tip otomatik odaklama modu var. İnsan tanıma, tekli nokta, ufak nokta (pinpoint), yatay noktalar, tüm ekran, obje takibi ve özelleştirilebilir odak alanı gibi envai çeşit otomatik odaklama türü seçebiliyorsunuz. Ben genelde yukarıdaki seçeneği kullanıyorum ama arada insan tanıma modunu da kullandığım oluyor.
Otomatik odak takibine gelirsek (AF-C), burada konuyu ikiye ayırmam lazım: Fotoğraf ve video.
Fotoğrafta çok büyük dert yok. EOS R6 kadar uçanı kaçanı yakalamıyor elbette ama odak doğruluğu ve takip etme becerisi anlamında Nikon Z6 ayarlarında diyebilirim. Seri çekim hızının düşük olmasının da etkisi var bunda. Perde hızı ne kadar yüksekse takip becerisinin de o kadar arttığını farkettim. En azından 20-60mm ve 50mm f/1.8 ile durum böyle. Bakaçta lensin ileri-geri odaklamasını sürekli görüyorsunuz bu yüzden bazen rahatsız olabilirsiniz ve odağın kaçtığını düşünebilirsiniz ama ben odak doğruluğu ve nesneyi takip etme konusunda çok dert yaşamadım. Sony A7III’te o ufak yeşil noktacıklar sürekli odak üzerinde kalıyordu ama fotoğraflarda bazen odağın kaçtığını görebiliyordum (en hızlı 10 kare/sn çekimde).
Videoda durum biraz daha farklı. Manuel odaklama yardımcıları çok iyi ve tekli odaklama yapıp orada kalırsanız sorun yok. Sürekli odaklamada (odak takibinde) S5 rakiplerinin biraz gerisinde. Bu özellikle yavaş perde hızlarında böyle (mesela 1/25, 1/50). Perde hızı arttıkça, aynen fotoğrafta olduğu gibi, odak takibi de iyileşiyor. Mesela 1/400’de yüz takibi bayağı iyi (iyi ışık varsa tabi ortamda). Ama bu durumda videodaki hareket çok sertleştiği için film çekenler bu kadar yüksek hızları sevmez. Süper 35 modunda veya 60 kare/sn videoda odak takibi çok daha iyi, hatta bu modda yüz takibi A7III’ten iyi diyebilirim (daha yeni modellerin gerisinde hala). Sözün özü: Eğer videoda iyi odak takibi istiyorsanız, makineyi elinize alıp sokakları gezecekseniz S5 sizin için iyi bir video makinesi değil. Eğer manuel odak çalışıyorsanız S5 sizin için uygun fiyata süper bir video makinesi çünkü bu fiyata bu özellikler başka markada yok.
Fotoğraf kalitesi
Bildiğimiz, sevdiğimiz 24MP Sony 35mm algılayıcı. Algılayıcının temeli aynı olsa da firmalar görüntü işleme konusunda farklılıklar gösterebiliyorlar. Ben genel olarak Panasonic’in renk ve tonlama anlayışını Canon’a yakın buluyorum (Sony’den farklı). Yüksek ISO, dinamik aralık gibi konularda diğer 24MP rakiplerinden ne çok daha iyi ne daha kötü buldum.
Başka bir örnek, hem de ISO3200’de:
ISO3200’de bu performans çok iyi. DxO gibi bir yazılım kullanınca gürültü de minimumda kalıyor.
Algılayıcı 24MP ama Olympus’ta olduğu gibi yüksek çözünürlükle çekim modu var. Bu modda makine 8 kare çekiyor ve bunları birleştirip size 96MP’lik bir RAW ve JPEG dosya veriyor. Bunu yapmak için makineyi bir üçayağa oturtmanız lazım (Olympus E-M1X’te elde çekim modu da var). 96MP’lik çekim modunda alacağınız detay ve dinamik aralık ciddi artıyor:
Göreceğiniz gibi ciddi detay artışı var. 24MP’lik fotoğrafın biraz keskin görünme sebebi boyutlarının ufaklığı, ek olarak bu mod lensteki tüm optik kusurları büyütüyor (20-60mm çok iyi lens ama mesela bir Olympus 12-100mm f4 Pro değil). Eğer sahnede çok hareketli bir cisim/hayvan yoksa bu mod manzara veya bina çekimleri için çok ideal.
Daha fazla örnek için buraya bakın.
Panasonic 20-60mm f/3.5-5.6
S5’i bu kadar uzun süre tutmamın en büyük sebebi bu lens. Çok çok iyi. S5 incelemesi yapanlar neden bu lensten daha fazla bahsetmiyorlar aklım almıyor. 20mm çok geniş, toz/nem geçirmez yapısı var, en geniş diyaframda bile keskin (24MP’de öyle en azından), ufak ve çok hafif. Kit olarak almayanı dövüyorlar 🙂
Büyük göründüğüne bakmayın, S5 ufak olduğu için sanki lens büyükmüş gibi görünüyor.
Canon lens 105mm’ye gidiyor ve dahili titreşim azaltması var. Diğer yandan Panasonic lens 20mm süper geniş açıya sahip, diyaframı daha geniş ve toz/nem geçirmezlik var. 18-50mm f4-5.6 olsaydı herhalde piyasadaki en iyi lenslerden biri ilan ederdim (ki bu haliyle bile müthiş).
20mm’de makine içinde geometrik bozulma otomatik düzeltiliyor, bu düzeltme olmadan 20mm’de düz çizgiler özellikle kenarlarda bayağı bozuk ama bu şekilde de lens galiba 18mm civarı. Yani makine içinde düzeltme ile lens 20mm oluyor, bu düzeltme olmadan Canon 16-35mm ile karşılaştırdığımda Panasonic’in 20mm’si Canon’un 18mm’si gibi görünüyor. Enteresan. Adobe ürünleri bu düzeltmeyi otomatik yapıyor ama DxO Photolab ve On1 gibi yazılımlarda bu düzeltmeyi kapatmak mümkün, bu sayede mesela manzara çekerken 18mm gibi ciddi geniş açıda fotoğraf elde etmeniz mümkün:

60mm f/5.6 70mm f/2.8 veya 105mm f/4 lenslere göre fazla bokeh imkanı vermiyor ama yukarıdaki gibi arkayı bulanıklaştırmak mümkün.



S1H’ye göre farklar
“S5 minyatür bir S1H” diyorum ama doğal olarak S1H’nin bir takım avantajları da var. Örneğin S1H’ta All-I gibi daha gelişmiş video sıkıştırmaları (codec) var, ekran mekanizması daha kompleks ve daha kullanışlı, hem bakaç hem arka ekranın piksel sayısı daha fazla, bakacın büyütmesi daha fazla, Çift ISO kontrolü daha iyi (S5’te iki ISO ayarı arasında otomatik geçiş yapılıyor, S1H’ta kendiniz seçebiliyorsunuz), sınırsız video çekimi var, büyük HDMI yuvası var (S5’te micro HDMI)
Diğer yandan S5’in de bazı avantajları var. Örneğin otomatik odaklaması daha iyi (özellikle videoda belirgin şekilde daha iyi), canlı birleştirme seçeneği var, AA filtresi yok (fotoğrafta avantajlı), daha ufak, ve S1H’ın yarı fiyatına satılıyor.
Video ile çok ciddi ilgileniyorsanız S1H daha iyi seçim olacaktır, bütçeniz S1H’ye yetmiyor ya da daha ufak gövde istiyorsanız S5 daha iyi seçim.
S1’e göre farklar
S1 daha büyük, daha ağır (bazıları tercih edebilir), daha hızlı kart yuvaları var, daha büyük ve yüksek çözünürlüklü bakaç ve arka ekranı var, pil ömrü biraz daha iyi, video süre sınırlaması yok.
S5’in (Aralık 2021 itibariyle) otomatik odaklaması daha iyi, daha ufak ve hafif ve daha ucuz, VLog bedava (S1’de ekstra 200 Dolar), video özellikleri S1H’ye daha yakın.
Ben olsam S5 alırdım.
GH5’e göre?
m43 sistemin kendine göre ciddi avantajları var. Örneğin m43’te lenslerin boyut ve kütleleri tam çerçeveye göre ciddi daha az.
Algılayıcı boyut avantaj gibi görünse de benzer alan derinliği istiyorsanız örneğin S5’te ISO400 ve f/8 gerekiyorsa GH5 II’de f/4 ve ISO100 kullanmanız yeterli. Bu durumda aradaki kalite farkını göremeyeceksiniz. Diğer yandan en en en düşük net alan derinliği istiyorsanız (örneğin gözler net kirpikler bulanık), S5 daha iyi seçenek. Ek olarak S5 gerçekten de GH5 II’nin sahip olduğu tüm özelliklere sahipken algılayıcısı büyük.
Çok fazla düşük ışıkta çekim yapıyorsanız S5 gene avantajlı. GH5’te Metabones Speed Booster XL (0.64x) gibi adaptörlerle algılayıcıya düşen ışığı arttırabiliyorsunuz ama S5’te araya adaptör koymadan çok düşük ışıkta çekim yapmak mümkün (geniş diyaframlı lens olması şartıyla).
Ben olsam GH5 II’yi satmadan S5 alıp bir süre yanyana denerdim. Örneğin iki video kameranız varsa birini satıp S5 alın ve deneyin.
Sıfırdan alacak olsam S5 alırdım.
Sony gövdelere göre
S5 bence A7 III’ün altındaki Sony gövdelerdan daha iyi. Gövde kalitesi, arka ekran, video özellikleri, titreşim azaltma, ergonomi, menüler konusunda A7 III’ten de daha iyi.
A7 IV bazı konularda daha iyi olsa da fiyatı da daha fazla. Videoda, arka ekranda, menüler ve ergonomide hala S5’i seçerdim ama A7 IV biraz daha yeni bir kamera.
A7S III’ün tek avantajı bence daha iyi odak takibi, daha hızlı fotoğraf çekimi ve dev gibi elektronik bakacı. Başka bir avantajını göremedim.
Sony’lerin en büyük avantajları videoda odak takibinde çok iyi olmaları (A7 III’ten sonraki gövdeler için) ve fotoğrafta seri çekim hızının daha iyi olması. A7 III’te videoda odak takibi ayarlamak biraz dertli. Alet takip ediyor ama o aşamaya gelene kadarki adımlar pek rahat değil bence. Tek başınıza elde çekim yapıyorsanız ve iyi odak takibine ihtiyacınız varsa Sony (ya da Canon) daha iyi seçim.
Şunu da unutmayın: Gövde almak yetmiyor, yanına iyi lens de almanız lazım.
Canon EOS RP, R ve R6’ya göre
EOS R’de daha iyi bakaç var, videoda odak takibi daha iyi ve 30MP algılayıcı var. Onun dışında S5 daha iyi bence.
R6’nın odak takibi ve tekli odaklaması daha iyi, titreşim azaltması daha iyi, bakacı daha iyi, seri çekim hızı daha iyi ve enteresan şekilde 4K videosu daha net. Hatta R6’nın 4K keskinliği A7S III’ten de daha iyi. Lumix S5 daha ucuz, bazı gelişmiş video özellikleri var (mesela 6K fotoğraf modu, anamorfik video desteği vs..).
EOS RP daha ucuz, biraz daha ufak ve hafif, videoda odak takibi daha iyi. Diğer tüm konularda bence S5 daha iyi.
Yeni gövde almak istesem S5 veya R6 arasında kalırdım ve bütçeme göre seçim yapardım.
Nikon Z5’e göre
Z5, Z6 gövdesinde çok becerikli bir gövde. Videoda odak takibi ve bakacı S5’ten daha iyi. Bunun dışında her türlü S5’i tercih ederdim.
Fotoğraf örnekleri
Tam boyutta fotoğraf örnekleri için buraya bakabilirsiniz.
Sonuç
Genelde firmalar düşük fiyatlı modellerinden ciddi kesintiler yaparlar ki daha pahalı modelleri satabilsinler. Panasonic burada S1 sahiplerini üzmek uğruna S5’ten çok şey kısmamış. S1’in avantajları da var elbette ama S5’teki gelişmelere bakınca ben S5’i alırdım.
S5’in S1H’a yakın (ama aynı değil) video özellikleri var, bu çok ciddi bir avantaj çünkü bu fiyatta bu kadar çok video özelliği ve görüntü kalitesi veren başka gövde yok.
Hareketli ve tam dokunmatik ekranı, ergonomik ve sağlam gövdesi, çok iyi görüntü kalitesi, muhteşem 4K video özellikleri ve kalitesi, 96MP çekim olanağı, çok sağlam kit lensi gibi ciddi güzellikleri var S5’in.
Videoda otomatik odak takibi rakiplerinin ardında, elektronik bakacı anca A7 III seviyesinde, seri fotoğraf çekim hızı düşük, arka ekranının çözünürlüğü S1’den düşük.
İkinci kart yuvası UHS-II değil ama aslında S5 bence UHS-I yuvayla da idare ederdi. İkinci yuvada 30 dakika en yüksek kalitede 4K video da çektim, en yüksek hızda 10larca fotoğraf da çektim ve makine hiç yavaşlamadı. Seri çekim hızının yavaş olması yüzünden UHS-I kart bile yetiyor S5’e (“zam sayesinde israfı önlüyoruz” diyen bazı hükümetler gibi söyledim 🙂 ).
Gene hatırlatayım: Gövde almak yetmiyor, gövdenin yanına iyi 1-2 lens de almanız lazım. Panasonic 20-60mm kit lens özellikleri ve kalitesi açısından belki de piyasadaki en iyi kit lens. İki halkası da çok yumuşak, görüntü kalitesi çok iyi, 20mm’den başlıyor ve toz/nem geçirmez yapısı var. S1 ve S1R sahiplerine de bu lensi öneririm.
Fiyatı size uyuyorsa ve “biraz da video çekeyim” diyorsanız S5 ve kit lensini şiddetle öneririm.
Eskilerden ama günümüz Türkiye’sinde yaşayanlara hitap eden, hiçbir müzik aleti kullanılmadan yapılan bir müzikle bitirelim: Bobby McFerrin – Don’t Worry Be Happy (Official Music Video) – YouTube
Ertan bey, yoruma ilk cümlenizdeki sorunuza yanıt vererek başlayayım. Aptal youtuberlar ve videoları hiç ilgimi çekmiyor, direk engelliyorum. Sanırım yaşım itibari ile artık ilginç yada komik gelmiyor tu tarz videolar bana.
Yeni makine ve lensiniz hayırlı olsun. Gülerek kullanın. Norveç’te aldığınız ürünü 14-45 gün kullanıp beğenmezseniz iade edebilmeniz büyük avantaj. Burada da 14 gün içerisinde iade hakkınız var ama pratikte çok uygulanabildiğini düşünmüyorum. İade süreci büyük sıkıntı. E bu kadar para ödediğim bir ürünü denemeden nasıl alacağım derseniz internetten yaptığınız araştırmalar, video incelemeler ile. Ama herkes biliyor ki incelemelerin çok büyük çoğunluğu samimi değil, markayı övmek üzerine.
Neyse, sanki bende her şey tamam, bütçe denk, makinayı alacağım da nasıl deneyeceğim derdine düşmüşüm 😀 Bak para yok, beğenmezsem iade edebilir miyim derdim de yok. Ohh miss 😀
Yazı için teşekkürler. Yeni yazılarınızda görüşmek üzere, selam ve saygılarımla…
Youtube’da bir videoya bakacaksam ilk kriterim videonun görseli oluyor. bahsettiğiniz görsellerdeki gibi düşük iq sıfatlı videoları hiç açmıyorum bile. Buna click bait başlıklar yazan videolar da dahil.