Daha

    Fotoğrafta gürültü, en düşük ISO en temiz fotoğraf mı demek?

    Fotoğraflarımızda iki genel gürültü türü vardır: Çekim gürültüsü ve Dijital gürültü. Genel olarak, daha parlak bir fotoğraf elde etmek için ISO'yu yükseltmenin fotoğraftaki gürültüyü arttırdığı söylenir. Bu doğru mu? Şüpheliyim, haydi bakalım o zaman..

    Sıkça duyduğumuz “Fotoğrafta Gürültü” kavramı, fotoğrafçılıkta genellikle kafa karışıklığına yol açan bir fenomendir. Fotoğraflarımızda maksimum görüntü kalitesi için bu konuyu anlamak önemlidir. Bu makalede, fotoğraflarımızı etkileyen gürültü faktörlerini ve bunları en aza indirmek için neler yapabileceğimizi, aynı zamanda kameramızdaki ISO ayarı ile fotoğraflarımızdaki gürültü miktarı arasındaki bağlantıyı da ele alıyoruz.

    İlk DSLR kameramı satın almadan önce, her zaman yaptığımı yapmış, önce almayı planladığım kameranın kullanım kılavuzunu indirip nasıl kullanılacağını öğrenmeye çalışmıştım. O zamanlar dijital fotoğrafçılık konusunda hem pek fazla kaynak yoktu hem de var olan kaynaklar kolay bulunamıyordu. Bulabildiğim kaynaklardan, DSLR kameralarda ISO değerini her yükseltmede fotoğrafa “daha fazla gürültü” kattığını okuduğumda, doğal olarak satın aldığım ilk DSLR kameramda ISO değerini hep en az seviyelerde tutmaya gayret etmiştim. Bu da bana – özellikle az ışıklı ortamlarda – yavaş deklanşör hızlarıyla sonuçlanan, bulanık fotoğraflar olarak geri dönüyordu.

    Ben, birçoğumuzun fotoğrafta gürültü konusunda yanlış yönlendirildiğimizi düşünüyorum. Şu andaki bilgi birikimlerime göre bu konuya baktığımda, fotoğrafta gürültüye neden olan ISO’dan başka etkenlerin de olduğunun hep göz ardı edildiğini gözlemliyorum. Bu makaleyi o nedenle yazmaya karar verdim.

    Fotoğrafta gürültü nedir?

    Gürültü, fotoğraftaki grenli bir örtüdür, ayrıntıları gizler ve görüntünün kötü görünmesini sağlar. Genel olarak fotoğrafta kumlanma terimi olarak da karşımıza çıkan bu problem bazı durumlarda, fotoğraflarda o kadar çok olabilir ki, o fotoğrafları kullanmak dahi istemezsiniz. Hepimiz, fotoğrafçılıkta olmasa bile, müzik ve ses kaydı gibi eşyaların karmaşasından oluşan görsel gürültü gibi çeşitli gürültü kavramlarına aşinayız.

    Çok sessiz bir odada bile kaydettiğiniz videolarda veya seste arka planda bir tıslama olduğunu fark etmişsinizdir. Bu tıslama normalde kayıt esnasında kulağımızla duyduğumuz bir ses değildir, ancak ses kayıtlarında, özellikle düşük kaliteli mikrofonlarla yapılan kayıtlarda bu durum ortaya çıkar.

    Aynısı fotoğrafçılıkta da geçerlidir. Fotoğraf makineniz ile objektif kapağınız kapalıyken bir fotoğraf çekerseniz, tamamen simsiyah bir fotoğraf elde edersiniz. Aynı fotoğrafı Lightroom, Photoshop veya benzeri bir işleme yazılım ile biraz aydınlatırsanız, rastgele dağılmış pikselleri kolayca görebilirsiniz. İşte bu durum, fotoğrafta gürültü olarak bilinir.

    Lens kapağı kapalı çekim
    Fotoğrafın Photoshop’ta aşırı aydınlatılmış hali

    Fotoğrafta gürültü nedenleri

    Teknik olarak, her fotoğrafta her zaman bir miktar gürültü olacaktır. Bunu önlemek için yapabileceğiniz hiçbir şey yok; bu, ışığın ve fotoğrafçılığın fiziksel bir özelliğidir.

    Fotoğraflarımızda iki genel gürültü türü vardır: Çekim gürültüsü ve Dijital gürültü. Farklı kaynaklardan gelmelerine rağmen, çekim gürültüsünü ve dijital gürültüyü son fotoğrafa bakarken birbirinden ayırt etmek zordur, çünkü genellikle aynı sonuca neden olurlar: rastgele çok parlak, çok koyu veya renksiz pikseller.

    Çekim gürültüsü

    Çekim gürültüsü veya foton gürültüsü, çektiğimiz sahnedeki gizli ve rastgele fotonlar nedeniyle rastlantısaldır.

    Bizim gözlerimizle ışık ve renk olarak gördüğümüz şey, nesnelerin ışığı yansıtış şekilleridir. Ancak ışık her zaman sabit bir miktarda ve düzende yayılmaz. Örneğin, loş ışık yayan bir ampul saniyede ortalama 1000 foton yayabilir, ancak her saniyede yaydığı foton biraz farklı olacaktır – bazen 985 foton, bazen 1029 foton, bazen 956 foton, bazen 982 foton, bazen 1037 foton, vb. Bu ampulün bir saniye deklanşör hızında birden fazla fotoğrafını çekerseniz, her seferinde 1″tıpatıp aynı sonucu alamazsınız. Fotoğrafçıların görüntüde “Çekim gürültüsü” olarak adlandırdığı şey, işte bu foton etkisi sonucudur.

    Dijital Gürültü

    Dijital gürültü veya elektronik gürültü, fotoğraf makinesinin görüntü algılayıcısının yani sensörünün ve görüntüde kusurlar ortaya çıkaran elektronik devrelerin neden olduğu ve rastlantısal yaratılan elektriksel gürültüdür.

    Bazen dijital gürültü net şekilde görülebilir bir desene sahip olabilir. Dijital fotoğrafçılıkta hem çekim gürültüsü hem de dijital gürültü önemlidir. Çekim gürültüsü genellikle fotoğraflarımız üzerinde daha büyük bir etkiye sahiptir, ancak dijital gürültü objektif kapağı kapalıyken çektiğimiz fotoğrafın tamamen siyah olmamasının nedenidir. Her iki gürültü fotoğraflarımızda değişik farklar yaratır.

    Fotoğrafta gürültü, en düşük ISO en temiz fotoğraf mı demek?

    Fotoğrafta gürültü nasıl en aza indirilir?

    Gürültüyü, aslında, çektiğimiz her fotoğraf için bir “fon” olarak düşünebiliriz. Neyi çektiğimiz önemli değildir, o fon daima orada olacaktır, bunu baştan kabul edelim. Öyleyse hedefimiz, gerçek verilere odaklanmak, yani fotoğraflamaya çalıştığımız gerçek sahneyi bu arka plandan daha güçlü yapmak olmalıdır. Bunu yapmanın en iyi yolu sahneden daha fazla ışık yakalamaktır.

    Çektiğiniz sahnede yeterince ışık yakalayamadığınız bir durum düşünün, bu durumda görüntüdeki gürültü sinyali gerçek bilgiyi bastırır ve fotoğrafınız çok karanlık olur. Çünkü, sahneden yeterli ışık yakalayamadınız. Bilgisayarınızda bu fotoğrafı aydınlatmaya çalıştığınızda, hem sinyali hem de yüksek oranda gürültüyü daha görünür hale getirirsiniz, bu da çok grenli ve renksiz görünen bir fotoğraf elde etmenizi sağlar!

    Sinyal-gürültü oranı terimini daha önce duyduysanız burada ne demek istediğimi anlayacaksınız. Aslında bizim fotoğraflarımızda “kumlanma” diye tanımladığımız şey, sinyal-gürültü oranı ile ilişkilidir. ISO’yu arttırmamız dijital gürültüyü arttırır evet, ama aynı zamanda sinyali de arttırır. “Fazla gürültülü” bir fotoğraf, görüntü kalitesi bakımından her zaman kötü bir şey anlamına gelmez – çünkü sinyal, belki de daha yüksek bir miktarda artmış olabilir ve bu da gürültüyü genel olarak daha az görünür hale getirir. Burada önemli olan sadece “bu oranın ne olduğudur”.

    Peki, fotoğraflarımızda en iyi görüntü kalitesini nasıl elde ederiz?

    Buradaki anahtar nokta daha gerçek bir sinyal almaktır, böylece her zaman mevcut olacak olan gürültü fonunu güçlendirebilirsiniz. Bunu daha uzun bir Deklanşör hızı kullanarak, daha geniş bir Diyafram değeri seçerek veya Pozlama telafisi uygulayıp sahneyi daha aydınlık fotoğraflayarak yapabilirsiniz. Başka bir deyişle, “daha aydınlık” bir poz yakalayarak bunun üstesinden gelebilirsiniz.

    Gürültüyü azaltmak için daha düşük ISO kullanmanızı söyleyenler aslında işi basite alıyorlar. Daha fazla ışık yakalamak için herhangi bir ayarı değiştirmeden sadece ISO değerini düşürürseniz, daha karanlık bir fotoğraf elde edersiniz. Bu da, bilgisayarınızda işlem sonrası adımlarda aydınlatmak istediğiniz alanlarda, gizlemeye çalıştığınız tüm gürültüyü ortaya çıkaran bir fotoğraf demektir. Öyle ki, bu gürültü miktarı, genellikle yüksek ISO kullanımlarınızda karşılaştığınız gürültüden bile daha fazla olabilir.

    Fotoğrafta gürültü, en düşük ISO en temiz fotoğraf mı demek?

    Diyafram ve enstantane hızıyla yeterince fazla ışık yakalamak ve maksimum görüntü kalitesi sağlamak hedef olmalı.

    ISO dijital gürültüyü nasıl etkiler?

    ISO’nuz, doğru pozlama için fotoğrafınızı aydınlatan diyafram ve enstantane dışındaki tek kamera ayarıdır. Genel olarak, daha parlak bir fotoğraf elde etmek için ISO’yu yükseltmenin fotoğraftaki gürültüyü arttırdığı söylenir. Bu doğru mu? Şüpheliyim, haydi bakalım o zaman..

    Temel bilgilerle başlayalım. ISO’nun çekim gürültüsü üzerinde hiçbir etkisi yoktur. Bunu fiziksel olarak yapamaz. Az önce anlattığımız gibi, çekim gürültüsü tamamen sahneden yayılan ve sahneden yansıyan ışığın rastlantısallığı ile ilgilidir, bu kameranızdaki bir ayara bağlı olan bir şey değildir.

    Bu nedenle, ISO yalnızca elektronik gürültü olarak da bilinen dijital gürültüyü etkiler. Etkileme şekli ilk bakışta şaşırtıcı olabilir, ancak yazımın devamını okuduktan sonra bu size de mantıklı gelecektir. O zaman sıkı durun;

    Normal ayarlardaki tipik kameralar için ISO’yu yükseltmek elektronik gürültü miktarını azaltacaktır.

    Nasıl yani, bize şimdiye kadar hep bunun tam tersi söylenmedi mi, hani ISO’yu yükseltince gürültü artıyordu?

    Şimdi lütfen şunu tekrar hatırlayın: Görüntü kalitesi için önemli olan gerçek gürültü miktarı değil, Sinyal-gürültü oranıdır. Anlaştık mı?

    Daha yüksek bir ISO kullanılması, gürültü miktarını azaltacaktır. Ancak, yüksek ISO değerlerinde çekim yaparken, başka seçeneğiniz olmadığı ve fotoğrafı daha fazla gerçek ışık yakalayarak başka bir yolla aydınlatamayacağınız için, bu, sinyal-gürültü oranınızın çok iyi olmayacağı anlamına gelir. Başka bir deyişle, deklanşör hızı biraz daha yavaş olsa bile, gürültü engelleme perdesini güçlendirmek için yeterli veriyi yakalayamadınız demektir.

    Ben burada, kameranızın elektronik gürültüyü yüksek ISO değerlerinde azaltmasının iyi bir şey olduğundan bahsediyorum. Bu nedenle baz ISO değerlerinde çekim yapmak yerine ve fotoğrafları işleme esnasında aydınlatmak yerine fotoğraf makinesi ayarlarında ISO’yu yükseltiyoruz. Böylece, elektronik gürültü daha düşük olduğu için görüntü kalitesini bu şekilde artırıyoruz. Ancak sinyal-gürültü oranı, görüntü kalitesi için gerçekten önemli bir indikatördür, fotoğrafçılar bu nedenle fotoğraf makinesinin çıkabileceği en yüksek ISO değerlerinde çekim yapmazlar. Bir görüntüdeki grenli, kumlu görünümü azaltmanın en iyi yolu sahneyi ışıkla boğmaktır. Daha aydınlık bir sahnenin fotoğrafını çekmek, foton gürültüsünün “miktarını” artıracaktır. Ancak, sinyali daha fazla artırarak, sinyal-gürültü oranınızı ve bunun sonucu olarak da görüntü kalitenizi artıracaktır.

    Fotoğrafta gürültü, en düşük ISO en temiz fotoğraf mı demek?

    Fotoğrafı düşük ISO değerlerinde çekip, Lightroom veya Photoshop’ta aydınlatmak yerine fotoğrafı çekerken biraz yüksek ISO kullanarak; düşük elektronik gürültü seviyesiyle, daha iyi bir görüntü kalitesi yakalanmış olur.

    Gürültü azaltma yazılımları işe yarıyor mu?

    Birçoğumuz fotoğraf işleme yazılımlarındaki “gürültü azaltma” ayarlarını merak ediyoruz. Bunlar gerçekten gürültüyü azaltırlar mı?

    Uygulamalarda kullanılan gürültü azaltma algoritmaları, fotoğrafınızdaki görünür gürültüyü azaltır, ancak aynı zamanda fotoğrafınızdaki ayrıntılara zarar verir, sonuçta bu, keskinlikten ödün vermeniz anlamına gelir. Çok fazla gürültü azaltma kullanırsanız, plastik boya gibi görünen fotoğraflarınız olur, bu da biraz gürültülü ama detayları ve gerçek renkleri net görülebilen bir fotoğraftan çok daha kötüsü demektir.

    Gürültü azaltmanın kötü bir yöntem olduğunu söylemek istemiyorum, kullanışlı bir araçtır. Görüntüdeki gürültü özellikle belirli bölgelerde dikkat çekiciyse, bunun bir kısmını azaltmak için kullanmak isteyebilirsiniz. Buradaki uygulanacak teknik, gürültü azaltmayı, odak dışı arka planlar gibi çok fazla ayrıntıya sahip olmayan geniş alanları seçip buralara yeterli derecede uygulamak, görüntünün geneline ise daha küçük derecede uygulamaktır.

    Yani, gürültü azaltma işleminden tamamen kaçınmak yerine, kullanırken dikkatli davranmak yerinde olur.

    Sonuç

    Daha yüksek bir enstantane hızı, daha açık bir diyafram veya daha aydınlatılmış bir sahne ile yakalayacağımız veri miktarını mümkün olduğunca artırmak ilk hedef olmalı. Bu üç değişken için artık bir sınıra ulaştıysak, geriye kalan seçeneklerimiz artık mükemmel değildirler. Dijital gürültüyü azaltmak için ya ISO’nuzu yükseltin ya da işlem sonrası yazılımları kullanarak fotoğrafınızı aydınlatın. Benim tercihim öncelikle ISO’yu arttırmak olur. Her iki durumda da, ilk etapta daha fazla ışık yakalamak her zaman daha iyidir.

    Dijital gürültü ve çekim gürültüsü hem rastlantısaldır, hem de rastgelelikten kurtulmanın yolu gerçek verileri yakalamaktır. Bunu hatırlarsanız, fotoğraflarınızdaki gürültüyü en aza indirebilir ve yüksek kalitede fotoğraflar çekebilirsiniz.

    Siz de ISO konusundaki bilgi, deneyim ve yorumlarınızı aşağıdaki “Yorumlar” kısmından benimle paylaşır mısınız?

    İLİŞKİLİ İÇERİKLER

    Filmler ve Tarayıcılar

    Fotoğrafı konuşup yazarken bahsetmediğimiz ya da çok dikkatimizi vermediğimiz bir tarafında “Tarayıcılar” yer alıyor. Herhalde film kullanımının gündeme gelmediği teknoloji dünyasında bunu normal karşılamak gerekiyor.

    Beyaz Dengesi nedir, fotoğrafı nasıl etkiler, nasıl ayarlanır?

    İç mekanlarda fotoğraf çektiğinizde konularınızın neden sarılaştığını hiç merak ettiniz mi? Ya da kameranızın flaşının neden onları mavi gösterdiğini? Beyaz dengesi kavramını ve nasıl çalıştığını iyice anlamak dijital fotoğrafçılıkta çok önemlidir.

    Galileo’nin Olympus’u olsaydı

    Galileo'nun Olympus fotoğraf makinesi olsaydı; elde edeceği fotoğraflar ile Kopernik’e ve kiliseye karşı çok iyi bir ispat sağlayacaktı. İspatında kullandığı med-cezir olayını pekiştirecekti. Gökcisimlerinin hareketinden kaynaklanan ışık akışının boyundan ve pozlama süresinden dünyanın dönüş hızını da hesap edebilecekti.

    DxO DeepPrime ile eski fotoğraflara can suyu

    Eski fotoğraflarımızı DxO DeepPrime'dan geçirmeyi denersek...

    E-POSTA ABONELİĞİ

    Makale yazarı

    Sebahattin Demir
    Sebahattin Demir
    Mühendis ama Tıp meraklısı. Seyahat etmeyi seven bir fotoğraf gönüllüsü. Okumayı, araştırmayı, sorgulamayı sever. İnsan ilişkilerine ve saygıya önem verir. Bildiklerini paylaşmaktan mutluluk duyar. "Bilmiyorum" demekten çekinmez. Türkçe yazım kurallarına uymayanlarla arası iyi değildir. Detay profil bilgisi için tıklayınız.

    POPÜLER İÇERİKLER

    Yorum Politikamız: Arthenos.com ekibi olarak tüm okuyucularımızı tartışmalara aktif olarak katılmaya teşvik etsek de, Davranış Kurallarımıza uymayan veya yayınlanan materyalin editoryal standartlarını karşılamayan herhangi bir içeriği Silme / Değiştirme hakkını saklı tutarız.

    YORUM YAPILDIĞINDA BANA BİLDİR
    Bana bildir
    guest

    28 Yorum
    Beğenilenler
    En yeniler Eskiler
    Satır içi geribildirimler
    Bütün yorumları göster
    Yasemin
    Yasemin

    Geniş diyafram = sınırlı alan derinliği
    Yavaş perde hızı = hareket bulanıklığı üstüne birde kamera sarsıntısı
    Yüksek ISO = gürültü
    Genelde manzara fotoğrafları çekiyorum ve elde çekim yapıyorum. Geniş alan derinliği ve yüksek perde hızı olmazsa olmazım olduğuna göre ve manzaram yeterli ışıkla aydınlanmıyorsa mecburen yüksek ISO. Ve bunun sonucu biraz kumlanma oluversin 🙂
    Çok güzel ve eğitici bu yazı için teşekkür ederim. Emeklerinize sağlık..

    Emrullah
    Emrullah

    sebahattin bey yine ezber bozmussunuz. su anda servisteyim yaziniz telefonuma dustu hizlica okudum. ofise vardigimda ilk isim bilgisayardan okumak olcak. cok onemli konullar hakinda yaziyotsunuz. tebrikler tesekkurler

    Ufuk
    Ufuk

    Sabahattin hocam olmadı bu şimdi.
    Biz iso yu böyle öğrenmedik.
    Şimdiye kadar öğrendiklerimizle senin teriminle “mutlu mesut yaşıyorduk”.
    Şimdi sen bizim rahatımızı kaçırdın.
    İşin yoksa şimdi al makineyi denemeler yap.
    Çok kötüsün…
    Hocam şaka bir yana gerçekten çok güzel bilgiler veriyorsun.
    İyi ki varsın. Teşekkürler teşekkürler

    Oğuzhan
    Oğuzhan

    Daha düşük yüksek pikselli kameraları özümseyelim derken şimdide bu yazı geldi.Hızınıza yetişmek mümkün değil sebahattin bey.Bu site fotoğrafçılar için halk kütüphanesi gibi.Arayıpta bulamadığın bir şey yok burada.Emeklerinize sağlık.Tebriklerrr

    Ersin
    Ersin

    Faydalı bir yazı..Tebrikler

    Seçkin
    Seçkin

    İçinde bilgi tecrübe ve bolca emek dolu çok güzel bir makale olmuş dostum.
    Emeklerine sağlık. Selam ve sevgilerimle

    Kerim
    Kerim

    Temenni kısmında bahsettiğiniz sensörü yapan diğerlerini piyasadan siler bu net. Ama biz görürmüyüz o pek net değil 🙂 Çok güzel makale. Kaleminize ve emeklerinize sağlık…

    Kerim
    Kerim
    Yorumun sahibi  Sebahattin Demir

    Tam eskimiş makinemi değiştirme kararı vermiştim beklesem mi acaba? Ne dersiniz 🙂

    Öner BÜYÜKYILDIZ
    Öner BÜYÜKYILDIZ

    Posta kutuma “Yeni makalem yayında” maili düşünce mutlu oluyorum inanın. Ve okumak için sabırsızlanıyorum. Ellerinize emeğinize sağlık öncelikle.

    Bende birçoğumuz gibi makinamın iso ayarını hep minimumda tutmaya çalışıyor ve mecbur kalmadıkça arttırmıyordum. Ancak kısa bir süre önce ayarlarımı otomatik iso ve maksimum 1000 olacak şekilde değiştirdim. Sonuçları eskisine göre kıyaslayacak kadar deneyimlemedim henüz, ama sizin makaleniz benim bu değişiklik kararımın üzerine cuk oturdu. Bir süre bu şekilde kullandıktan ve sonuçları hakkında daha net bir fikir sahibi olduğum zaman buradan paylaşacağım.

    Tekrar teşekkür eder, selam ve saygılarımı sunarım.

    Güven K.
    Güven K.

    Cok guzel ve aydınlatıcı bir yazı. Teşekkürler
    Bence de otomatik iso CAN’dır🤔.

    Okyar Atilla
    Editör / Yazar

    BU güzel yazıya ufak bir ekleme; ışığın olduğu yerde iso değerinin önemi yok. Bu da Sinyal-gürültü (S/N) oranının önemini ortaya çıkarıyor. BU konu müzikte de böyledir. Dikkat edilmesi gereken nokta, kontrast sinyal seviyesini artırır. Brightness ise sinyali sıfır seviyesinden yukarı doğru ittirir. Bunu çok yaparsanız hem alt hem de üst seviyede detay kaybı yaşanacaktır. Buna doyuma ulaşma yani “saturation” diyoruz. BU durumdaki bir görüntüden artık detay alamazsınız. Dolayısıyla Sebahattin ustanın bahsettiği “sağa dayama” tekniğini çok iyi anlamak ve kullanmak gerekir. Histograma bakarak kontrast, brigthness, exprosure, gamma ile oynayarak görüntü üzerindeki etkilerini incelemenizi ve değerlendirmenizi öneririm. Eğer kullandığınız gövdenin çekim anında histogram gösterme özelliği varsa (bir çok markada var) bunu açık tutmanızı tavsiye ederim. Böylece bir süre sonra sadece görüntüye bakarak ayarları makine harici siz verebilirsiniz. Eskiden (TRT dönemimde) kullandığımız kameralarda -hala öyle- video sinyal seviyesi 1 (bir) volt idi. Ve brightness, kontrast sinyal üzerinde sıfırdan bir volt seviyesine (dikey eksende) doğru etki yaptığını görebiliyordunuz. Histogram bunu yatay eksene taşıdı. Bana hala ters geliyor. Yorumlara resim ekleyemediğim için tarifle anlatmaya çalıştım.

    Sevgi ve saygılarımla

    Okyar Atilla
    Editör / Yazar
    Yorumun sahibi  Sebahattin Demir

    Aynen. Metin Oktay gibi severek vuracaksın topa. Buna rağmen kaleci nereden geldiğini göremeyecek.

    Burak I.
    Burak I.

    hocam bir sorum olacak
    yüksek ISO kullandığımızda bu dinamik aralıktan taviz olmuyor mu
    max dinamik aralık için düşük iso ya öncelik vermeli ve sizin bir başka yazınızdaki gibi “sağa dayalı pozlama” yöntemi kullanmalıyız diye biliyorum.

    Turgay Seven
    Turgay Seven

    Fotoğraf gönüllülerinin bir solukta okuyacağı mükemmel yazılarınızdan biri daha karşımızda. Elinize, emeğinize sağlık…

    İso konusunda, fotoğrafta ne kadar düşük iso, o kadar az gürültü doğru bir ifade neticede. Ancak buradaki asıl olan ışık yeterliliği. Çekim koşullarına göre diyafram ve enstantane hızımız ile yakaladığımız ışık her zaman yeterli olmuyor. Bazı durumlarda hareket bulanıklığı nedeniyle 1/250 sn altına inemiyorum. Diyafram da bir yere kadar yardımcı olmakla birlikte, alan derinliğine etkisi bakımından, her zaman en açık şekilde kullanamıyoruz. Bu durumda tek çare iso kalıyor.
    Makalenizden de anlaşıldığı üzere, gürültü olmasın diye düşük iso kullanarak çektiğimiz karanlık fotoğrafı işleyerek aydınlatmak, muhtemelen daha fazla gürültüye neden olabilecektir. Bu bakımdan, iso kullanmamız gerekiyorsa bunu çekim anında yaparsak daha az gürültüyle karşılaşmamız mümkün görünüyor. Ben de aynen bunu yapıyorum.

    Bu arada yanlış hatırlamıyorsam, Af-On düğmesinin kullanımıyla ilgili bir yazı üzerinde çalışıyordunuz. Onu da merakla bekliyorum. Çok teşekkürler…

    Turgay Seven
    Turgay Seven
    Yorumun sahibi  Sebahattin Demir

    Merhaba Sebahattin bey,
    AF-ON kullanarak bu güne kadar deneme amaçlı birkaç fotoğraf çektim. Açıkçası bana kullanımı zor geldi. Nedenini de biliyorum. Tamamen alışkanlık. Ancak bu fonksiyonu kullanmanın, fotoğraf çekimini bir kademe daha yukarı taşıyacağına inanıyorum. Bu bakımdan, AF-ON yazınız benim ve benim durumunda olan okuyucularınız için çok önemli. Yazınızı merakla bekliyor ve haydi rast gele diyorum… 🙂 Teşekkürler…

    28
    0
    Düşünceleriniz bizim için önemli. Belirtmek ister misiniz, lütfen yorum yapın.x